23. BÖLÜM

27 1 0
                                    

New York'a döndüğümüzden beri Nicholas benim için güvenlik önlemlerini arttırmıştı. Biz gelmeden önce Kevin'ı Jason aracılığıyla bazı eğitimlerle Jason gibi daha kalifiyeli bir korumaya dönüştürmeye başlamıştı. Ve elbette Jason'la birlikte yanımdan ayrılmıyorlardı. Henüz sinir bozucu bir boyuta ulaşmamıştı bu durum fakat canımı da sıkmıyor değildi.

Nicholas'ın o büyük davetine bu sefer onun evinde hazırlanmıştım. Benim için bu sefer 1984 sezonundan arkasında dev saten bir kurdelenin olduğu YSL elbise seçmişti. Elbise Marilyn Monroe'nun meşhur pembe elbisesini andırmıştı bana. Takılarım yine eşsiz elmaslarla kendimi Marilyn gibi hissediyordum zaten.

Otoparkta Maybach'a binerken büyükannemle bu gece yüzleşmem gerektiği aklıma gelmişti. Ona haber vermeden bir hafta ortadan kaybolmuştum. Şimdi bir de Nicholas'la olan ilişkime tanık olacaktı. Fotoğrafçılarla dolu bir ortamda bir de bununla uğraşacak olmam korumalarla gezinmemden daha can sıkıcıydı.

Davet alanına yaklaştığımızda bütün o flaşları gördükçe gerilmediğimi fark ettim. Eskiden olduğu gibi stresli hissetmiyordum. Hatta evden çıkmadan önce stresli olacağım düşüncesi de yok olmuştu. Aklımda tek bir soru vardı. Mahkeme yasağının süresinin dolmuş olmasına rağmen neden hâlâ saklanıyordum ki? Nicholas Cooper'la birlikteydim artık. Sürekli kameralardan kaçamayacaktım. Gizliliğe olan ihtiyacım bu bir haftada kaybolmuş sayılırdı. Bu yüzden geçen davette olduğu gibi arabanın dışında bana şemsiyelerden bir kalkan oluşturulunca Jason'a döndüm.

"Şemsiyeleri çekin. Normal bir şekilde gireceğim," dedim. Jason kaşlarını çatarak ciddiyetimi anlamaya çalıştı bir süre. Sonra başıyla onayladı ve diğer korumalara şemsiyeleri kapatıp yolumdan çekilmelerini söyledi.

Uzun bir süre sonra ilk defa kameraların önündeydim. Yıllar boyunca beni deli gibi korkutan flaşları sadece gözümde büyüttüğümü anlıyordum. Birkaç saniye içinde davetin yapıldığı otele girmiştim bile. Bu muydu yıllar boyunca kaçtığım şey?

"Neler oluyor?" diyerek birden yanımda Nicholas belirdi. "Neden şemsiyeler kapalıydı Jason?" Onu incelemeden önce Jason'ın azarlanmaması için araya girmeliydim.

"Ben öyle istedim," dedim elini tutarak. Dışardaki fotoğrafçıların hâlâ bizim fotoğraflarımızı çektiğinin oldukça farkındaydım. Yine de çok iyi hissediyordum açıkçası.

"Ne?" Yüzüne yerleşen saf şaşkınlığa gülümsedim. Lindsey'nin de dediği gibi bizi dünyaya duyurmak istediği çok belliydi. Şimdi beklenmedik bir anda bu dileği gerçekleşince nasıl tepki vereceğini bilememişti.

"Yasağın süresi dolmuş. Daha fazla saklanmama gerek yok. Sevdiklerimle anılarım olsun istiyorum." Samimiyetimi hissedince en güzel gülümsemelerinden birini hediye etti bana.

"Meleğim." Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. İçeri davetliler girmeye devam ederken biz de kalabalığa karıştık. "Herkes çoktan içeri geçti. Katheryn de geldi." Sesindeki gerginliği duyduğumda elini biraz sıktım. Jason'ı yanına çağırıp bir şeyler söyledikten sonra Jason yanımızdan ayrıldı. "Yemek başlamadan önce yukarıda benim odamda ikinci bir kıyafet giyer misin?" diye sordu tereddüt ederek. Bir gecede iki inanılmaz elbise giymek elbette hoşuma giderdi fakat neden tereddüt içinde olduğunu anlayamadığım için onu rahatlatabilmek adına gülümseyerek başımla onayladım.

Tam bir şey söyleyecekken birisi araya girdi. Gideon Godfrey elindeki şampanya kadehini bana uzattıktan sonra yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Dışarda bir olay olmuş sanırım. Birisi gelmiş. Baktın mı?" dedi Nicholas'a. Davetin ev sahiplerinden biri olduğu için her şeyi kontrol etmeleri gerekirdi zaten.

İtaatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin