27. BÖLÜM*

45 0 0
                                    

*Bu bölüm yetişkin içeriğe sahiptir.


Dakikalar önce yaşadıklarımın şokuna rağmen Nicholas'a haber verilmemesini istemek aklıma gelebilmişti. Adrian'dan beni Ryan'a götürmesini söylemiştim. Jason'ın ise nerede olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.

Önce Harry, sonra bu. Bana bu kadar kolay ulaşabiliyor çok yakınıma yaklaşabiliyorlarsa Seth'in önünde hiç engel olmamalıydı. Fakat neredeydi? Kendini gösterse belki her şey daha çabuk halledilebilecekken o uzakta kalmayı tercih ediyordu. Çok uzun süredir iyi bir plan üstünde çalışıyor olmalıydı. İki yakın arkadaşının da bana aynı şeyi söylemesinin nedeni buydu belki de. Yaptığı plan o kadar iyiydi ki onun gibi iğrenç arkadaşları bile beni uyarma ihtiyacı hissetmişti kendilerinde.

Ryan'ın evine zihnim teorilerle doluyken geldim. Adrian arabayı bir yere park ettikten sonra benimle birlikte Ryan'ın kapısının önüne kadar çıktı. Ancak bu sefer eve girmek yerine dış kapıda beklemeyi tercih etti.

Çaldığım kapı Ryan'ın hemşiresi tarafından açıldığında arkadaşımın başına gelenlerin de suçlusunun ben olduğumu hatırladım. Çok üzgün ve güçsüz hissediyordum kendimi.

"Bebeğim mi geldi?" Ryan yatak odasından seslenince oraya doğru yöneldim. "Bebeğim! Bekle, neyin var senin? Neden okulda değilsin?" Sorularıyla arkamdan gelmiş olan hemşiresine dönüp baktım. "Tatlım, bizi yalnız bırakır mısın? Kapıyı da kapat," dedi bütün sevimliliğiyle. Hemşiresi ardından kapıyı kapatarak odadan çıkınca gözleriyle yanını işaret etti.

"O geceden birisiydi. İsmini hatırlamıyorum. Sınıfa kadar girmiş. Tehlikede olduğumu söyledi. Benimle yalnız konuşmak istedi ama Jason onu alıp gitti. Adrian'dan beni buraya getirmesini istedim. Nicholas'ın haberi yok." Yanına gidip yatağa kendimi bıraktım.

"Bekle, Adrian kim?" Söylediklerimden öncelikli olarak oraya takılmış olması karşısında gülmeden edemedim.

"İlk sevgilim olan. Artık yeni yakın korumam," diye kısaca yanıtladım.

"Ne? Ben neler kaçırdım böyle?" dedi şaşkınlıkla. Dün olanları kısaca özet geçtikten sonra kocaman bir kahkaha patlattı. "Bu Cooper çok komik adam. Yakın koruman olarak gidip eski sevgilini bulmuş." Ayakkabılarımı ve üzerimdeki ceketi çıkarıp yanına ona rahatsızlık vermemeye çalışarak kıvrıldım. "Sen hiç endişelenme sana hiçbir şey olmadan o domuzu saklandığı yerden çıkarıp öldüreceğiz," dedi tekrar asıl konuya dönerek. Onun yanında olmamın getirdiği rahatlıkla başımı salladım. Söyledikleri şeyler gerçekleşmeyecekti elbette ama zarar görmeyeceğime dair bana verdikleri bu güvenceye tutunmadan edemezdim.

Akşama kadar Ryan'la vakit geçirmiştim. Yerinden neredeyse kalkamıyor olmasına rağmen o hayata sıkı sıkı sarılan enerjisini etrafımda hissedebildiğim için minnettardım. Varlığı benim için kesinlikle çok önemliydi. İyi ki başka bir yere gitmek yerine buraya gelmiştim. Onu ne kadar çok özlediğimi bile yeni fark edebilmiştim. Her ne kadar onunla daha fazla vakit geçirmek istesem de burada kalmam doğru olmazdı. Muhtemelen Jason veya Adrian çoktan Nicholas'a haber vermişti. Nicholas ihtiyacım olan ondan uzakta bir alana saygı duymuştu akşama kadar. Fakat onunla da konuşmalıydım. Ne kadar endişeli ve öfkeli olabileceğini tahmin bile edemiyordum.

İstemeyerek de olsa Ryan'a veda ederek Adrian'la birlikte yola koyuldum. Eve asansörle birlikte çıktığımızda bu durumu garipsemiştim. Nicholas da evdeyse benimle gelmesine gerek yoktu sonuçta.

"Bay Cooper çalışma odasındaymış," dedi evin diğer tarafına yönelirken. Nicholas onu da görmek istemişti demek ki.

Topuklularımın dışında evde başka ses yoktu ve bu da beni germişti. Nicholas gerçekten öfkeliydi. Hislerim çalışma odasına girince gözlerimin topladığı kanıtla doğrulanmıştı. Dağılmış saçları, kaşlarını çatmaktan iyice belirginleşen kırışıklıkları ve ateş saçan gözleri... Onu bu halde görmek kalbimi sıkıştırmıştı. Dirseklerine kadar katladığı gömleği üzerinden yırtıp atmak istiyor gibi bir hali vardı.

İtaatWhere stories live. Discover now