19.Kırık Kızlar Balosu

1.7K 194 539
                                    

Yabancı, içinde iyisiyle kötüsüyle anıları olan geçmişine geldi.O yıkık dökük binaya.
Her zamanki yerine gitmek için kendini bile zar zor taşıyan merdivenlerden çıktı. Kesik kesik aldığı nefeslerin yanında bir ses daha geliyordu. Ve o kan kokusu... Kaşlarını çattı ve ağırca içeri girdi. Ayakkabılarının çıkardığı ses duvarlarda yankılanıyordu.

Gördüğü yüzle öylece kalakaldı.

"Hayır,"diye mırıldandı kendi kendine. Hızla bileklerinden oluk oluk kan gelen kızın yanına koştu.

"Kardelen, hayır!"diye fısıldadı ve kızı kucağına çekti. Yıllar sonra yine bir araya gelmişlerdi, ilk tanıştıkları andaki gibi Kardelen abisinin, yani Tolga'nın kucağındaydı ama bu sefer Kardelen nefes almıyordu.

Tolga hemen kardeşinin nabzına baktı, atmıyordu işte. Kalbi atmıyordu.

"Ufaklık, yalvarırım nefes al!"

Hızla kızı yere bıraktı. Telefonundan ambulansı aradı ve gömleğinden iki parça yırtarak Kardelen'in bileklerine doladı. Vakit kaybetmeden kalp masajı yapmaya başladı.

3 yıl önce dönmüştü İstanbul'a, Kardelen'in karşısına çıkacak yüzü yoktu. Burayı hatırladığını dahi düşünmüyordu kızın ama öyle değildi. Göğsü vicdan azabıyla sıkıştı.

Kardeşinin kalbi atmıyordu.

Delirecek gibiydi.

"Gidemezsin küçüğüm, bu kadar erken gidemezsin."

Kardelen hâlâ nefes almıyordu. Acıyla gözlerini yumdu.

"Söylemeye yüzüm yok ama, affet beni ufaklık."

Gittiğini sandığı için böyle söylemişti ama deli kızlar bu kadar kolay ölmezdi. Kalp masajı yapmayı bıraktığında kardeşini kendine çekti ve sımsıkı sarıldı. Gözlerinden süzülen yaşlar Kardelen'in göğsüne damlıyordu.

"Özür dilerim..."

İşte o an, bir mucize oldu. Kardelen sanki onun burada olduğunu hissetmiş gibi dudaklarını araladı ve titrek bir nefes aldı. Tolga, kardeşinin nefes aldığını duyunca umutla başını kaldırdı. Yaşıyordu işte, kardeşi yaşıyordu.

"Ufaklık..."diye mırıldandı şokla. "Yaşıyorsun, yaşıyorsun..."

Bir kolunu kızın belinden geçirdi, diğer kolu bacaklarını kavradı ve zorlukla ayağa kalktı. Ambulansın siren sesleri kulağında yankılandı. Rahat bir nefes aldı ve merdivenlerden inmeye başladı. Kucağında Kardelen ile dışarı çıktığında hızla ambulans görevlilerine seslendi.

"Buradayız!"

Hızla sedye getirdiler. Tolga Kardelen'i yavaşça sedyeye bıraktı ve soluklandı.

"Hasta yakını mısınız?"

Tolga kalakaldı. Yakını mıydı? Sanmıyordu çünkü Kardelen'in onu affedeceğini düşünmüyordu.

"Değilim. Onu burada buldum." İçi acıdı Tolga'nın. Yapamazdı işte, bakamazdı onun yüzüne. Yüreği burkuldu, ağlamamak için direndiğinden boğazı parçalanıyor gibi hissediyordu ama sesi çıkmıyordu.

Affet beni kardeşim ama sana bunu yapamam, diye geçirdi içinden. İntihar edecek kadar kötü şeyler yaşamıştı demek ki ve Kardelen onu görürse yıkılırdı. Kaldıramazdı o.

Nefret Edilenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin