Sen Misin O? (gxg)

12

Tatilimizin son gününe uyandığımın bilincinde huzursuzlanarak gözlerimi araladığımda elimi yanıma attım.

Elimin boşluğa düşmesi bütün algılarımı sonuna kadar açtığında robot gibi birden oturur pozisyona geçtim.

Yanım bomboştu. Kulağıma banyodan gelen su sesleri ulaştığında rahatlayarak kendimi yeniden yatağa attım atmasına fakat gözlerimi kapatalı henüz bir dakika geçmişti ki yanıma atlayan bedenle sarsılarak yeniden açmak zorunda kaldım.

Otuz iki diş bana sırıtarak bakan sevgilimin erken saatlerde nasıl böylesine enerjik olduğunu sorgularcasına ona bakarken yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.

Yumuşak öpüşü beni gülümsetirken ona baktım. "Son günümüz olduğu için bizimkilerle birlikte gezelim diye bir plan yaptım." Duraksamadan konuşmasına devam ettiğinde ilgiyle onu dinliyordum.

"Sedef ve Yasmin sanki birbirlerini ilk defa görmüş gibi katılmayacaklarını söylediler. Görmemiş gibi her gün sikiştiklerine eminim." Gözlerini devirerek homurdanmasına güldüm.

"O yüzden Elif, sarışın arkadaşın ve ruh hastası bize katılacak. Çok seveceğine emin olduğum bir yer var, oraya gideceğiz."

Hızla anlattığı planını dinlerken gülümsedim ve gözlerimi kapatıp gerinirken konuştum, "Günler ne kadar da çabuk geçti." Mutsuz bir tonda kurduğum cümleye güldü.

"Aslında bizim için fazlaydı bile diyebilirim, biliyorsun, kızlar-" cümlesini yarıda kesip ona olan bakışlarımla durduğunda devam etti, "Yani iş bizi bekler."

Gözlerimi kısarak ona baktığımda alayla devam etti, "Sadece kıskanıp kıskanmayacağını görmeye çalışıyordum."

Gülerek kurduğu cümleden sonra dudaklarını birbirine bastırdı. Bu hiç güzel bir test değildi çünkü ben kıskanç bir köpektim.

Yine de hiçbir şey demeden avucumu alnına yaslayıp kafasını geriye ittim ve banyoya ilerledim. Arkamdan gelen gülme sesine gözlerimi devirip önüne ulaştığım banyo kapısını açtım.

Kapıyı kapayıp lavabo aynasının önüne geçtiğimde birbirine geçmiş kızıl saçlarımla gözlerimi yumdum.

Kaç dakikadır bu tiple konuşuyordum, ben olsam ben de beni ciddiye alamazdım tabii.

Yüzümü yıkadıktan sonra zor da olsa ellerimle kabarmış saçlarımı biraz yatıştırıp hazırlanmak üzere odaya adımladım. Bavulumun üstüne gelişigüzel bıraktığım makyaj çantamı alıp yeniden banyoya gidiyordum ki dikkatimi Aslı'nın, komodinin üzerine ekranı açık bir şekilde bırakılmış telefonu çekti.

Kilit ekranında ben vardım.

Yüzüm görünmüyordu çünkü eğilmiş banktaki kediyi seviyordum.

Fotoğrafımı çektiğini fark etmemiştim bile. Kilit ekranına benim fotoğrafımı koyması yüzümde geniş bir gülümsemeye neden olduğunda mutlulukla hoplaya zıplaya banyoya ilerledim.

Hazır bir şekilde aynaya baktıktan sonra dağıttığım makyaj malzemelerimi yeniden çantama toplamaya başladım. Nedense tahmin ettiğimden çok daha hızlı hazırlandığımı hissediyordum.

Tabii bunu eyeliner sürmememe de borçlu olabilirdim.

Kapıyı açıp yeniden odaya girdiğimde az önce komodinin üzerinde olan telefonu yerinde göremeyince etrafıma bakındım fakat Aslı'yı göremedim. Ya balkondadır ya da bir yere gitmesi gerekmiştir diye düşünürken yazlık elbiselerimi yerleştirdiğim dolabın kapağını açtım ve kıyafetlerimi süzdüm.