16

870 71 37
                                    

Boğazımda hissettiğim yumru ile yutkunduğumda uykumun dağıldığını, bilincimin açıldığını hissetmeye başladım. Aklıma dün geceden anılar dolmaya başladığında ve nerede olduğumu hatırladığımda gülümseyerek gözlerimi açtım. Gülümsememin yüzümde donmasına neden olan görüş açıma giren öfke dolu gözler oldu.

Ne olduğunu idrak edemeden gözlerimi yumup yeniden açtığımda az önceki ifadesi kadar olmasa da hâlâ sert bakan sevgilime sorunun ne olduğunu sorgularcasına kaşlarımı kaldırdım. Bakışlarında hiçbir değişimin olmamasının üzerine herhangi bir tepki alamadığımda seslenme ihtiyacı hissettim. 

Ne kadar süredir bana bu şekilde bakıyor olduğunu bilmemek beni bir an bakışlarından ürpertirken dudaklarımı araladım, "Aslı?"

"Dün gece," Söylediği şeye 'ee' dercesine baktığımda dudaklarını yalayıp histerik bir şekilde güldü, "Sedef'le çok yakındınız."

Bir an ciddi olup olmadığını sorgularcasına gözlerinin içine baktım. İfadesi değişmezken içimdeki gülme isteğine engel olamadım. Aniden patlattığım kahkaha bakışlarını değiştirmezken onu umursamadan gülmeye devam ettim, "Sabah sabah ne şakası bu?"

"Anlamıyorum, sen Sedef'i sevmezsin bile." Kendi kendine mırıldanışına yan yan baktığımda yeniden güldüm. Hayır, kesinlikle Sedef'i  seviyordum.

"Uykunu mu alamadın acaba?" Elini alnına yasladığımda ne yaptığımı anlayamıyor gibi bir elime bir yüzüme baktı. "Ateşin de yok."

Yattığım yerde gerindim. "Ben elimi yüzümü yıkayacağım, sen de geldiğimde şu saçma," Yüzümü buruşturdum. "şakacı halinden kurtulmuş ol." Yataktan çıkmama engel olmaya çalışan Aslı'nın suratını parmak uçlarımla ittirdim ve koridorun sonundaki banyoya gitmek üzere odasından çıktım.

Sarsak adımlarla banyoya ilerlerken bacaklarıma dolanan yumuşak bir şeyle olduğum yerde kalıp yere baktım. Alas ona bakmamla miyavladığında gülümseyerek yere eğildim ve onu kucağıma alarak banyoya girdim.

Lavabonun kenarına bıraktığım Alas'ı dün gece odanın kapısını kapalı tutarak dışarıda unuttuğumuz aklıma geldiğinde dudaklarımı bükerek beni izlerken gözbebekleri büyümüş Alas'a döndüm.

"Annecim," Cevap verircesine miyavladığında başımı aşağı yukarı salladım. "Evet kızım unutmuşuz, özür dilerim." Yeniden miyavladığında ona gülüp yüzümü yıkamak için musluğu açtım fakat ellerimi suyun altına sokmuştum ki kulağıma ulaşan gürültüyle hızla geri çekilip banyonun kapısını açtım. 

Merdiven korkuluklarına çarpa çarpa aşağı kata inen Aslı'yı görmek kaşlarımın çatılmasına neden oldu. "Bir sorun mu var?"

"Hayır," Yüksek ses tonuyla duraksadığımda o da bunun farkına varmış olacak ki sesini normal bir tona indirerek tamamladı cümlesini, "Kahvaltı hazırlayacağım işin bitince  gel."

Gittikçe sakinleşerek cümlesini bitirdiğinde gözlerimi devirdim. Aslı, kesinlikle sabah insanı değildi.

Aynadaki yansımama bakarken elimi artık kumral olan saçlarımın arasında gezdirdim. Onları beğenmeye başlıyordum. Yüzümü yıkayıp kucağımda üzerine düşen saç tellerimle oynayan Alas ile oyalanarak aşağı kata inerken çatılmış kaşlarımı bir türlü düzeltemiyordum. Aklımda sorular vardı ve cevaplarını almak için fazlasıyla meraklıydım.

Mutfağa girdiğimde gülümseyerek masaya kurduğu sofraya son dokunuşları yapan Aslı'ya baktım. Ciddi olmaması beni yatakta söylediklerinin şaka olduğuna yeniden ikna ederken hareketlerini izledim. 

"Hey?" Soru işaretleri ile dolu olan seslenişime son derece enerjik bir şekilde cevap verdiğinde sorunun benim kafamda olduğuna ikna olmaya başlıyordum. "Günaydın sevgilim!" Kaşlarımı kaldırarak benim için çektiği sandalyeye oturduğumda çaprazımda kalan sandalyeyi de Alas için çekip onu oraya bıraktım. Patilerini masanın üzerine koyup kahvaltılıkları koklamaya çalışmasına gülerken gelen sesle bakışlarımı karşımdaki sandalyeye oturan Aslı'ya çevirdim.

Sen Misin O? (gxg)Where stories live. Discover now