KATONA | YARI TEXTING

10

Medya: Pusat ve Beren

İyi okumalar.💗

Geldiğim yerde etrafa bakındım. Pusat geldiğini yazmıştı, hatta yarım saat önce yazmıştı ama ben heyecandan tam olarak hazır hissedemediğim için biraz oyalanmak zorunda kalmıştım.

Gece geç uyumuştum, bugün ne yaparız, ne ederiz diye düşünerek geçirmiştim tüm geceyi. Sonuçta ilk defa buluşuyorduk ve ne yapacağımız belli değildi.

Etrafa biraz daha bakındım, ileride banktaki iri kıyım adama baktım. Üniformanın içindeki karizmatik görünümünü üniforma dışında da takınıyordu. Altına pantolon üstüne de keten gömlek giymişti.

Etrafa dikkatle bakıyordu, beni görmek için her yere bakmaya devam ederken ona doğru yaklaştım. "Selam." Cümlemle beraber bana doğru hızla döndü, gülümseyerek ona baktım.

Heyecanla ayağa kalkıp gülen gözlerle bana baktı. "Hoşgeldin, bende seni arıyordum." Heyecandan ne yapacağını bilemeyip elini bana uzattığında elini sıkıp ona baktım. Tıraş olmuştu, losyonunun kokusundan anlamıştım.

Erkeksi parfümüyle gözüme daha da çekici gelmeye başlamıştı. Hafif maviye kaçan gözleri yüzümde geziniyor, biraz da saçlarımı turluyordu.

"Ne yapmak istersin? Kahvaltı ettin mi?" Gözlerime doğruca bakıp soru sorduğunda başımı olumsuzca salladım. "Etmedim, sen ettin mi?"

"Beraber ederiz diye etmedim."

"Gidelim o zaman." Başını sallayıp yanımdan yürümeye başladı. Yola doğru yaklaşıp siyah Jeep Wrangler'a doğru yanaştık. "Bin bakalım, seni çok güzel bir yere götüreceğim."

Arabanın etrafından dolanıp kapısını açtım, binip emniyet kemerini taktığımda o da aynı şeyleri yapıyordu.

Biraz yol katettikten sonra çimlerin kenarında bir yere arabayı park edip kapıyı açtı. Bende emniyet kemerimi çıkarıp kapımı açtıktan sonra arabadan inip açtığım kapıyı kapattım.

"Burası çok güzel bir yer. Hem huzur veriyor hem de kahvaltı hizmetleri efsane." Yavaşça belimden tutup beni mekana doğru yöneltti.

"Gerçekten güzel görünüyor." dediğimde kafasını sallayıp bizi bir masaya yaklaştırdı. Sandalyemi çekip beni oturttuktan sonra karşıma geçip kendi de oturdu.

Heyecanı o kadar belliydi ki sanki liseliler gibi davranıyordu ve bu çok komikti ama heyecandan yaptığını bildiğim için hiçbir tepki vermiyordum.

Çok geçmeden garson geldiğinde bana da fikrimi sorup 2 kişilik serpme kahvaltı söyledi. Garson not edip gittiğinde bakışları bana döndü. "Umarım beğenirsin, ben çok seviyorum."

"Beğenirim bence, hem böyle güzel bir yer olduğu için gönlümü kaptı bile." Bakışlarımı etraftan ona çevirip baktığımda tüm odağı bendeydi. "Evet, en güzel yanı o. Huzur veriyor."

"Evet, gerçekten huzur verici." Başını sallayıp parmağının etini koparmaya başladı. "Yapma."
Şaşırıp bana baktığında parmağını gösterdim. Tüm parmakları yara içindeydi. "Neden yoluyorsun? Yolmasana."

"Ne bileyim, farkında değildim." Ellerini birbirinden hızlıca ayırıp bana baktı. "Canını acıtma."

Güzel bakışlarıyla bana baktığında utanıp bakışlarımı tekrar çimlere çevirdim. "Sen iste yeterki, yapmam bir daha."