33

25.2K 1.3K 96
                                    

PACIENTE'ye bu kitap bittiğinde devam edeceğim. Katona kısa süre sonra final verecek.

İyi okumalar.💗

Açtığım sitede elbiseler arasında geziniyordum. Eski bir arkadaşımın nişanı vardı ve en şık halimle gitmek istiyordum ama hangi elbiseye baksam Pusat hafifçe beğenmediğini belli eden sesler çıkarıyordu.

Yırtmaçlı, siyah dekolteli elbiseye tıklayıp iyice incelediğimde bu sefer Pusat'tan ses gelmemişti. Merakla bakışlarımı ona yöneltip baktım. Bana kısık gözlerle bakıp oynadığı saçlarımı öptü.

"Beğendin mi bu sefer?" Pusat bakışlarını ekrana çevirip tekrar bana döndü. "Yok, güzel değil bu. Daha güzeli vardır ara sen."

"Ya Pusat yarım saattir bakmadığımız elbise kalmadı, daha güzeli yok işte bunu alacağım." İnatla konuştuğumda koynundan kalkmıştım. Pusat bu tepkimi beklemiyor olacak ki şaşkındı.

"Ya Beren, bende gelmek istiyorum."

"Ben sana gelme demedim ki, sen bir elbise beğenemediğin için takım elbise de beğenmeyeceksin. Bir sürü uğraşacağız." Pusat kafamdan tutup tekrar beni göğsüne aldı.

"Ya takım elbiseyi beğenirim, sadece hoşuma gitmeyen bazı detayları var elbisenin. Yanında olacağımdan sorun yok ama sen rahatsız olacaksın."
Başımı iki yana sallayıp elbisenin yorumlarına baktım.

"Rahatsız olmam, zaten yırtmacı bana da biraz fazla geldi. Terziye götürürüm." Pusat derin bir nefes verip bir elini belime koydu. "Tamam, öyle olsun o zaman. Ne istersen onu giy bebeğim."

Uzanıp tekrar saçımdan öpüp belimdeki elini hafifçe karnıma getirdi. Karnımı yavaşça okşamaya başladığında gülümseyip elbiseyi sipariş ettim.

"Sana da siyah bir şeyler bakmak isterdim ama, kusura bakma Pusatcığım. O kadar insanın içinde bu kadar yakışıklı görünürsen ışığımı kapatırsın." Pusat ufakça kıkırdadı. "Beni daha önce takım elbiseli gördün mü sen?"

"Görmedim ama çok yakışacağına eminim. Zaten, hayal ettiğimde bile ışığım kapanıyor. Ay gözüm karardı." Bir elimi gözüme koyduğumda Pusat kahkaha atıp karnımdaki elini kalçama getirdi. "Kurban olurum ben sana."

Gülüp takım elbiselere de bakmaya başladım. Önceden birkaç kez giydiğim ayakkabılarım vardı, o yüzden ayakkabı bakma ihtiyacı duymamıştım. "Ayakkabı bakmadın, takı falan da bakmadın?"

"İkisine de ihtiyacım yok şu an."

"Alalım, belki hoşuna giden bir şey buluruz." Pusat kalçamda parmaklarıyla ufak daireler çizerken konuştuğunda dudağımı ısırıp takım elbiselere bakmaya başladım. "Yok gerçekten, var benim."

Pusat 'tamam' manasında mırıldandığında gözüm ekrandaki takımlardaydı. Bir tanesine tıkladığımda iyice incelemeye başladım. "Neyini inceliyorsun bu kadar bitanem? Alalım işte bunu."

Ona kulak asmayıp takımı incelemeye devam ettiğimde telefonuma gelen bildirimle yerimde doğruldum. Anında Pusat'ın çatık kaşlarıyla karşılaştığımda kimden geldiğini söylemek için ona baktım. "Babam yazmış, napıyorsun demiş."

"Anladım, cevap vermek istemiyorsan verme. Zorunda değilsin." Ekrana bakışlarımı dikip sıkıntılı bir nefes aldım.

Ne yaparsa yapsın bu hayatta bazı insanları özler, onlara hasret duyardık. Yaşadığımız acıları, yaptıkları hataları unutur gözümüzde onları iyileştirmeye çalışırdık. Ben birkaç senedir babama bu şekilde yaklaşmaya çalışsam da neler yaşadığım gözümün önüne gelince tekrar eski nefretim alevleniyor, vücudumu sarıyordu.

KATONA | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now