38

16.5K 893 119
                                    

Pusat'ı iyice tanıyın diye böyle bir bölüm atıp kaçıyorum.

İyi okumalar❤️

24.03.2010

Pusat 14 yaşındayken..

Bardağına az bir miktar su ekleyip rakı dolu bardağı mutfak masasına sertçe vuran babasına baktı ürkekçe. Okulda bir çocukla kavga etmişti, aslında sorun çocukla kavga etmesi değildi. Çocukla kavga edip çocuğun karşısında güçsüz kalmasıydı.

"Küçükken, Pusat. Okulda en belalı çocuk bendim." Yırtık sigara paketinden bir dal çıkarıp elindeki çakmakla yakarken konuşuyordu. "Her gün en az 5 kavgaya karışırdım, hepsini de hastanelik ederdim. Babam benim sırtımı sıvazlardı."

Pusat ürkek bakışlarını ellerine çevirdi ve kendini sakinleştirmeye çalıştı. "Ve ben, dünyanın en iyi evladı gibi hissederdim, çünkü babama böyle hissettirirdim."

"Baba."

"Kes!" Babası birden elini masaya vurup bağırdığında Pusat'ın gözünden bir damla yaş aktı. Masa sarsıldığı için rakıdan da biraz dökülmüştü. "Ne kardeşin ne de sen bir boka yarayamadınız lan! Bir kere beni gururlandıramadınız! Hak etmiyor muyum lan ben gururlanmayı?!"

Pusat kesik nefesler alarak bakışlarını ellerinden çekmeyi reddederken babası yarısına geldiği sigaranın külünü ona uzattı. "Aç avucunu."

"Baba n'olur.."

"Aç avucunu köpek!" Pusat titreyerek avucunu açtığında babası anında elindeki sigaranın külünü avucuna attı. Pusat hissettiği rahatsız edici sıcaklıkla yüzünü buruştursa da hemen düzeltti. Eğer buruşturmaya devam etseydi babası yapacaklarının daha fenasını yapardı.

"Bir kere, bak bir kere olsun yaranır bir evlat olamadın lan sen. Bir kere bu eve bir yararın dokunmadı lan. Neye elini atsan kırdın, döktün. Yazıklar olsun akıttığım döllere."

Cümlelerinin ağırlığı artık kalbinin üstüne çökmüştü. Nefes aldığı her an kendini daha da kötü hissediyordu.

Babası sigaranın külünü tekrar döktü, bitmek üzereydi. "Bir de, büyüyünce askere gideceksin. Nasıl göndereceğim lan ben seni askere? Ha?"

"Söyle lan, söyle!" Bir eliyle Pusat'ın çenesini tutup sıktı, ardından yanağına bir tokat attı. Pusat çaresizce açtığı ve artık yanmış avuçlarını izlemeye devam ediyordu.

"Sana değil vatan, bir kalem bile emanet edilmez. Sakar, işe yaramaz ve çirkin bir adam olacaksın sen. Kimse sevmeyecek seni, parasız, pulsuz, beceriksiz görecekler. Ama sen ağlak ağlak duracaksın." Babası acımasızca konuşmaya devam ederken elindeki sigarayı yaklaştırdı.

"Baba özür dilerim, lütfen yapma." Babası sırıtıp elindeki sigarayı avucunun tam içine sertçe bastırdığında Pusat tiz bir çığlık attı fakat hemen sustu. Çığlık atamazdı, ses çıkaramazdı.

"Yemedim yedirdim, içmedim içirdim de bunun için mi yaptım lan ben? Ha?!" Pusat ağlayarak başını iki yana salladığında babası tekrar sırıtıp rakısından büyük bir yudum aldı.

"Bir bok olmaz lan sizden, ben göçüp gittiğimde ne yarrak yiyeceksiniz acaba?"

Pusat çaresizce elindeki acıyı bile unutmuşçasına ağlıyordu. Yanma hissine alışıktı ama kalp ağrısına alışamamıştı. Alışmak istememişti.

-

28.08.2011

Pusat 15 yaşındayken..

KATONA | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now