Karanlığın içinde en dipte etrafı biri sarmıştı, kaçıyordum ama hayır her adım attım da daha da yaklaşıyordu. Etrafa göz gezdirdim, yoktu kimse yoktu sadece karanlık ve ay. Arkamı dönmemele korkuyla çığlık attım. Dürtüldüğümü hissettim. Gözlerim birden açıldı, karşımda Bora üstü çıplak bir şekilde, kaşlafımı çattım, etrafa göz gezdirdim korkuyla, burası onun odasıydı. Yüzüm yüzüyle buluştuğu an elleriyle yüzümü avuçladı.
"Güzelim benim, sadece bir kabus korkma" beni bir hamlede kucağına aldı, yatağa yaşlandı, beni göğüsüne yatırıp saçlarımı okşayıp öptü.
"Ben, çok korktum" bu cümleyleyi kurduğum anda beni dahada sıkıca bastırdı kendisine, yorganı alıyor benim omuzlarıma kadar çekip örtü.
"Hadi yavrum benim kapat gözlerini, ben varken sana bir insan oğlu bile dokunamaz" gözlerimi tekrar kapattım. Sabah olmamıştı bile karanlıktı dışarısı, saatin kaç olduğunu bilmiyordum... uykuya dalmak üzereydim, bedenimin birden acı içinde sızladığını hissettim, kaşlarımı çattıp sakince nefes aldım.
Çok ama çok uykum vardı bedenimin üzerinde sanki yüz kilo ağırlığında bir taş var gibi hissediyorum.
...
Üzerimdeki ağırlıkla gözlerimi açtım göğüsüm ve karnım ağrıyla sızlıyordu, ağrının etkisiyle inleyerek gözlerimi açtım, kollarını iki tarafa atmış ve bedenini tamamen üstüme bırakmış, dağınık saçları boynumu kaşındırmaya neden olan Bora'ya baktım. Nefesim kesilecek gibi hissediyordum artık. Onu sağ tarafa itmeye çalışıyordum ama sadece çalışıyordum, çünkü bir gram bile kıpırdamadı, duvarda asılı olan saatte baktım, saat on olmuştu. Bu saatte kadar mı uyuduk biz? Derin bir nefes alıp Bora'ya baktım, onu dürtmeye başladım.
"Bora kalk... Bora kalksana canımı acıtıyor bedenin" oflayarak tekrar itmeye kalktım ama kıpırdamıyordu.
Altan bana sürtündüğünü hissettim, kıpırdayıp kafasını dahada boynuma gömdü hatta öpmeye bile başladı. Evet günaydın Bora. Yüzümü ondan uzaklaştırmak istedim ama diğer eliyle yüzümü tutup, kendisine yakın tutu.
"Bora bırak beni, ve ayrıca kalk bedenim uyuştu artık" sadece küçük bir 'hı hı' demişti ellerimle omuzlarından itmek istedim ama o kadar gücüm yoktu.
"Kalkıcam, önce biraz enerji toplamam lazım" boynumu dişledi sabah sabah ağır bedeni üzerimde yetmezmiş gibi birde boynumu ısırıp acıma acı katıyordu.
"Ahh bırak, canımı acıtıyorsun Bora" dahada emmeye başladı" gözlerimi sıkıca kapattım, artık bedenim git gide dahada uyuşuyordu.
"Bebeğim kalkıcam biraz zaman ver sadece" sessizce söyledi cümle benim sinirimi bozmuştu, dün gece yaptığı yetmezmiş gibi birde burada hiç bir şey olmamış gibi davranması çok sinirimi bozuyordu, sanki dün gece beni tuvalete... sakinim, sakinim.
"Bora yeter, ahhh bırak artık canımı acıtıyorsun ya" dediğimde yüzüme baktı, dağınık olan saçları ve uykudan yeni kalkan yüzü, bana sırıtarak bakıyordu.
"Kalktım yavrum" gözü boynuma çarptı, parmakları ile boynumun bir kaç yerine dokundu, sadece izliyordum onu çatık bir kaşla.
"En sevdiğim renk, mor... ve senide mora çevirmek en sevdiğim aktivite" sırıtışı beni sinir etmişti, çatık bir kaşla ne demek istediğini anlamaya çalıştım.
"Bora kalk şu üstümden bedenimi hissetmiyorum!" dudağımı öpüp kalktı üzerimden, inleyerey doğrulmaya çalıştım. Birden kasığıma giren bir ağrıyla inledim ve kıpırdayamayıp durdum.
"Ahh, acıyor" Bora'ya baktım, bana yaklaşıp elini belime attı doğrulmama yardım etti. Ama bu ağrıya sebeb olan oydu.
"Acaba neden bu kadar acıyor? Bebeğim" imalı imalı kurduğu cümleyle beraber göz devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimsin (18+)
Short Story"Bu bir rolden ibaretti. Her şey yalandan kuruluydu. Sen benim için bir hiçtin." ... "İste öleyim, iste yok edeyim. Ama benden git deme." "Bu hikayede, yer altı mafyası. Ve o yer altı mafyalarına katılmak isteyen iki adamın rekabeti. İki adamın ara...
