26.Bölüm.

2.7K 67 65
                                    

Fotoğraf karesi diğer bölümden. (3.Bölüm)

Oy ve yorum kullanmayı unutmayın İYİ OKUMALAR ELMASLARIM.





2.Bölüm.

Üç saatlik bir uykunun ardından kalmıştım, gözlerim ne kadar yansada aldırış vermemiştim açısına. Üzerimi giyinmiş kahvemden son yudumu almıştım. Siyah boyumu giyinip daireden çıkış yapmıştım. Siyah uzun kabanımın önünü düzeltip takmış olduğum şapkayıda düzelttim, saçlarımı geriye attıp arabama bindim.

İlk defa oraya ayak basacaktım, ilk defa her şeyin başlangıcı olan yere ayak basacaktım. Veterinerlik benim ve hayatımın başlangıcı olan yerdi. Bora ve benim hayatımın. İkimizde hak etmediğimiz acılar yaşadık, ama bunun tek sebebini hep Bora'da aradım. O kadar çok canım acıyordu ki sanki her şeyin tek sebebi Boraymış gibi davrandım. Evet her şeyin başlangıcı Bora'ydı aslında, ama benimde hatalarım vardı, ben kendi aklımla ilerleyip her şeyi halledebileceğini zanneden biriydim, hiç bir şeyi düşünmeden karar veriyordum. Bora'nın teklifini ilk günden reddetmem gerekiyordu. Ama ben güçlü kadın rolünü oynamak istedim ve yine her şeye kendimi attığım gibi buna da kendimi atmış ve kaderimi kendi ellerim ile yazmış oldum. Bora benim sadece bir sınavımdı. Her şeyi onun üzerine o kadar attım ki onu düşünmeye bile fırsat olmamıştım. Oda benim kadar acı çekiyormuydu acaba? Diye hiç düşünmedim ve evet Bora benim kadar acı çekiyormuş. Benim yaşadığım gibi değil ama onunda canı yanmış ve üzerini hep kapatmaya çalışmıştı. Ama bu sefer güçlü kadın rolünü oynamak yerine, o filmde oynamak yerine kendi filmimi yazacaktım. Ben rolden çıkmış kendi senaryomu yazmaya başlamıştım.

Artık rolü oynamak yerine senaryoyu yazmak vardı.

Aklımda şuan Bora'nın nerede olduğu vardı. O neredeydi? Şuan napıyordu?

Onu neden düşündüğümü bende bilmiyordum, dün gece aklıma ansızın geldi ve şuan çıkmıyordu. Aradan tekrar yıllar geçti biz yine ayrıldık. Bu sefer ayrılan taraf ben olmuştum o değil. Belki bu son ayrılık olurdu... belki bir daha ayrılmayız Bora İlkan. Ne kadar canımız acısada biz birbirimizin acısını iyileştiririz sevgilim. Belki bu bizim son ayrılığımızdır. Belki bundan sonra kader bizi hiç ayırmaz... tabi hayatına birini almadıysan.

Arabadan inip karşıdaki acıların başlangıcı olan yere baktım. Adım atamadım giremedim. İstemedim girmek, korkuyordum burası benim yuvamdı şimdi ise girmeye korktuğum bir korku evi gibiydi. Boynu eğik bir insan gibi geldi bana.

Yutkundum, kalbim hiç bu kadar hızlı atmamıştı. Derin bir nefes aldım ve cebimden anahtarımı çıkardım. Anahtara kaydı gözlerim, gözümden istemsizce bir yaş aktı. Ağlamak istemiyordum ama nasıl ağlamayayım? Burası benim için derin bir anıydım, derin bir yaraydı burası. Burası bana acıyı öğreten yerdi.

Gözlerimi anahtardan çekip göz yaşımı elimin tersiyle sildim. Dümdüz dik bir şekilde ilerledim yavaşça. Tozlanmış olan kepenklerine baktım, ben hep burayı özenle temizletirdim. Sol taraftaki kepenk anahtarını açtım. Ortaya geçip yukarıya doğru iteledim. Gözüme ilk takılan şey kapalı yazısıydı. Aradan belki on bir yıl geçti ve bu hala 'kapalı' yazısı hiç ters dönüpte 'açık' yazısı olmamıştı.

Gözlerim bir anlığına kapandı, başımı öne eğip derin bir nefes aldım. Başımı dikleştirip anahtarla giriş kapısını açtım. Kapıyı itince çıkan zil sesini o kadar çok özlemiştim ki bu ses benim sevinç sesimdi.

Benimsin (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin