12•|Derin Acı.

7.4K 201 28
                                    

Lütfen yorum yapar mısınız, sizin düşüncelerinizi merak ediyorum:)

12.Derin Acı.

Aslı'nın aynada kendi karnına bakıp bir şeyler hisetmeye başladığı an anlıyordu hayatın ne demek olduğunu. Karnında bir melek vardı... Onun meleği. Elleri yavaşça karnına gitti, okşadı. Gözünden yaşlar aktı, ama sessiz, sessizce akıyordu. Gülümsedi yüzünde ilk defa bebeğine karşı bir gülümseme çıktı ortaya. Aslı ilk defa bebeğini okşarken gülümsedi. Karnına baktı. Tebessüm etmeye başladı, Aslı artık bebeğine ilgi göstermek istiyordu, ama yapamıyordu. Bu onun için zordu. Onun hamile bırakıp gitmişti sevdiği, aşık olduğu adam. Derin acılar çekiyordu, kalbinin en derinine gömmüştü o adamı, sesini duymamak için üzerine toprak atmıştı Aslı... Kalbini kapatmıştı Aslı.

Üstünü giydirip aslının saçını at kuyruğu yapıp geri çekildi çalışan hanımefendi.

“Aslı hanım kahvaltıyı terasta mı, yoksa bahçede mi yapmak istersiniz?” diye sordu genç çalışan. Nazik bir dille konuşuyordu sarı saçlı kahverengi gözleriyle.

Kafasını kadına çevirim düşünmeye başladı “İnmek istemiyorum, terasta kahvaltı yapmak istiyorum, lütfen” Aslı ayağa kalkıp yavaş adımlarla geniş olan terasa çıktı. Masaya oturup epey geniş olan bahçeyi izlemeye başladı.

Çalışan alt kata inip mutfağa ilerledi. Gökalp mutfağa girince kıza baktı etrafı kontrol edip ne kahvaltı hazırlanmış diye baktı.

“Aslı nerede kahvaltı itmek istedi?” diye soru yöneltti orta yere, çalışanlar Gökalp'e baktı.

“Efendim terasta yemek istedi Aslı hanım” dedi genç çalışan kız “Leyla, Aslı'nın odasında kal, kahvaltıyı bitirene kadarda çıkma” Leyla orta yaşlarda bir kadındı. Kafasını sallayıp eline tepsiyi aldı. Arkasından değer kadında tepsiyi alıp villada bulunan asansöre yöneldiler.

Gökalp evden çıkmak üzereydi, ama önce Nazlı'yı arayıp olanları ona tek tek hıza etmesi lazımdı. Nazlı Aslı'ya çok iyi gelecekti, hemşire olduğu içinde, en yakın arkadaşı olduğu içinde.

Gökalp elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Elindeki kağıtta yazan numarayı çevirdi. Kullağına koyup bekledi. İlk aramada açmadı, tekrar arayıp bekledi. Açtığında hemen dudaklarını ıslatıp konuştu.

“Merhaba Nazlı'yla mı görüşüyorum?” diye sordu sakince.

“Evet ben nazlı, siz kimsiniz acaba?”

“Ben Gökalp Gönük. Aslı'nın abisi.”

“Ay sonunda ya. Aslı nasıl iyimi, arıyorum açmıyor. Telefonumu bozuldu acaba nerde şuan, onu verirmisiniz konuşayım” ard arda sorular sormaya başladı Nazlı Gökalp çok soru soranlardan nefret ederdi.

“Bir saniye lütfen susarmısınız acaba hanımefendi, lütfen...”

“Tabi, sustum. Afedersiniz çok merak ettim ben onu.”

“Evet biliyorum o yüzden yanında olmanız lazım” Gökalp derin bir nefes alıp bahçeye doğru ilerledi. Nazlı'ya hepsini tek tek anlattı. Nazlı neredeyse ağlayacaktı. Kız kardeş gibiydiler onlar. Bora'nın böyle bir şey yapacağı Nazlı'nın aklının ucundan bile geçmedi. Nazlı şuan hemen ne işi varsa bırakıp direk Aslı'nın yanında olmak istiyordu. Onun hiç bir şekilde yanlız bırakmak istemiyordu, yarasına merhem olmak istiyordu, acısını dindirmek istiyordu.

“Atmış olduğum konuma gelirsiniz ben evde olmaya bilirim ama siz kardeşimin yanında olun.”

“T-tamam ben orada olurum, onun yanında olurum” Gökalp telefonu kapatıp derin bir nefes aldı öfkeyle.

Benimsin (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin