24•|Bitiş.

3.4K 87 42
                                    

Herkese merhaba. Bu bölümden sonra seri 1 bitmiş olacak.

Bu gidişat neyin gidişatı bende bilmiyorum.

Ama şunu unutmayalım hayatı böyle olan insanlar (suç örgüt vs) hiç bir zaman mutlu sonla bitmez.





24.Bölüm.
Yaralı kanatlar.

Yaralı dünyalarında kendi mahvolmuşluğuna şahit olan yaralı kanatlar. Hayal ettikleri bu değildi, onlar buradan sağlam bir şekilde çıkıp kavuşmanın sevincini yaşamak isteyen insanlardı. Ama öyle olmadı, gözleri önünde hayatları, canları ve her şeyim dediği insanlar parçalara ayrılmış alevlerin içinde cayır cayır yanmışlardı. Masumlar hep mi kaybeder? Neden hep masum insanların başından kötü olaylar geçer?

Onların masumları öldü. Onların hayatı bitti. Herkes bitmişti, herkes perişan olmuştu. Onlar karanlığın en dibine kendi istekleri ile gitmişlerdi. Kurtarma umudu bitmiş. Çünkü onlar bir ölü olmuştu. Kul olup yok olmuşlardı bedenleri. Kimileri acılarıyla yanar kimileri bedenleriyle.

Peki ya ölen mi bir tek hayatını kaybeder? Yoksa ölenin ardında bıraktı canda mı?

Geride kalanlar ölen kişilerin yokluğunda nasıl yaşayabilecekler? Onlar bir yokluğun içinde kaybolmuş birer beden haline gelmişlerdi artık.

Onların hayatı bu saatten sonra değişmişti. Onlar aynı acıları yaşayan, aynı duyguları hisseden birer kişilerdi. Her saniye her dakika kalplerindeki merhamet duygusu git gide tükeniyor yerine acımasızlık yerleşiyordu.

En büyük korku da şu, ölmüş birinin sesini unutmak, ölmüş birinin gülme sesini unutmak dünyanın en kötü hissidir. Aslı kızının sesini unutmaktan korkuyor, Aslı her geçen gün kızının yokluğunda kaybolmaya başlıyor. Çaresizlik içinde, kızının küçük bedenin yanışını izledi Aslı. Kızının saçları küçük elleri yanıp kül olmuştu. Aslı'nın hayatı yanıp kül olmuştu. Aslı artık kızına gel diyemiyor çünkü gelecek bir kızı yoktu, Aslı artık evinde anne diye bağıran bir ses duymayacak çünkü artık kızı yoktu.

Bora'nın çaresizliğine deyinmek bile istemiyorum, iki kızına da sahip çıkamamanın verdiği en ağır acıyı çekiyordu, sevdiği kadının kollarında eriyip perişan olmasına bir şeyler yapamıyordu Bora. Bora kendini çıkmaz bir odaya hapsetmişti, ne kapısı ne de penceresi olan bir oda. Bora orada sıkışıp kalmış bir vaziyetteydi. Daha kızına bile dokunamamış sarılamamıştı Bora. Bora kızının annesine benzeyen saçlarını okşayamamıştı. Aşık olduğu kadını hamile bırakıp gitmiş ve bir kızı olduğunu öğrendiği andan beri onun kokusunu merakla beklemişti Bora, ama ne ona sarılabilmiş ne de kokusunu içine çekebilmişti. Bora iki yavrusuna da doyamadan hayatlarının mahvoluşunu izlemişti.

4 hafta sonra.

Baştan aşağı siyah giyinmiş başında şapka ile ruh ve salık hastanesine giriş yaptı. Gözleri acımasız bedeni dik bir şekilde ilerliyordu koridorda. İkinci kata çıktı merdivenlerle. Düz bir koridoru aşıp en son odanın kapısının önünde durdu. Bir kaç saniye bekleyip odanın kapısını çaldı.

"Siktir git seni aptal deli!" Diye bağırdı içerideki kadın.

Derin bir nefes alıp girdi içeriye Aslı.

"Seni siki-" Aslı'yı görünce durakladı sandalyede bir şeyler çizen Nehir. "Aauu senmiydin?" Dedi önüne dönüp devam ederek.

"Ben gidiyorum." Demişti sessinde bitmişlik vardı Aslı'nın.

Nehir kafasını değil sadece gözlerini kaldırıp etrafa göz attı. Arkası Aslı'ya dönük bir vaziyetteydi.

"Bu kadar kolay pes edeceğine şaşırdım." Dedi çizimine devam ederek.

Aslı kafasını eğip gözlerini kapattı, bu pes ediş değildi, bu bitişti, bu tükenmişti, bu mahvoluştu. Çünkü Aslı hayatını kaybetti. Kızıyla beraber oda hayatını kaybetti. Elinde tek bir şey vardı oda kaçmak, herkesten her şeyden kaçmaktı.

"Daha ne yapabilirim. Olmuyor işti... bu şehir bana dar..." Dedi göz yaşını akıtarak Aslı.

Nehir Aslı'nın ağladığını duyunca gözlerini sıkıca kapattı.

"Beni buraya hapsedip git." Dedi gözlerini açıp eline siyah renkli kalemi alarak. "Sen istedin diye buradayım. Tedavi görmem için yalvardın."

Aslı kaşlarını çattı gözlerini kapattı.

"Yalvarmak mı? Hadi ama Nehir?"

"Tamam rica ettin. Ama yalvarmakta bir ricadır benim gözümde."

Aslı tekrardan derin bir nefes alıp baktı arkası dönük olan Nehir'e.

"Ben gidiyorum dedim."

"Hı hı git... sen git."

"Hoş çakal." Aslı arkasını dönüp ilerleyeceği an Nehir'in ses ile durdu.

"Nereye? Ya ne zaman gelirsin?" Aslı ağrıyan gözlerini kapattı, ve tekrar açtı.

"Hiç bir zaman." Nehir duraklayıp ayağa kalktı. Aslı arkasını dönüp ayakta olan Nehir'e baktı.

"Hoş çakal. Aslı İlkan pardon Aslı...  sadece Aslı." Dedi el sallayarak.

Aslı arkasını ifadesizce döndü ve ilerledi, kapıyı kapatıp ellerini cebine koydu. O artık tel bir kişiydi, Aslı'nın kimsesi yoktu artık ne bir kızı ne bir ailesi ne de bir Bora'sı.




***




Herkes kendi karanlığına gömülmüş kimse kimseye yaklaşamıyor. Acıları unutulmaz bir hal aldı, ne bir çıkış yolu nede bir giriş yolu vardı.

"Leyla nerde efendim, Rüya?... Neredeler Gökalp bey?" Yüzünde telaş ve korku doluydu Ayten hanımın.

Gökalp kafasını eğmişti karşısındaki kadına karşı kendini mahçup düşünüyordu.

Karşısındaki kadının göz yaşları sessizce akıyordu. Karşısınadaki adamın kafası eğikti bu her şeyi anlatıyordu. Kadının eli kalbine gitti, sakince okşadı kalbini arkasını dönüp göz yaşlarıyla ilerledi, sessizce ağlıyor sessizce göz yaşı akıtıyordu. Ayten bulunduğu salon girişi kapısından uzaklaştı, kendi sessizliğine gitti. Gökalp kendini yakınlarına karşı o kadar mahçup hissediyorduki oda bunun nasıl olduğunu nasıl onları kurtaramadığını anlamıyordu. Gökalp ilk defa kaybetmişti, Gökalp ilk defa kafasını eğmişti.

Öfkeliydi, herkese öfkeyliydi. Kendine öfkeliydi Gökalp. Yeğenini kurtaramadı, kardeşinin kızını kurtaramadı, Leyla'yı kurtaramadı Gökalp.

Gökalp artık eski Gökalp olmaktan çıkacaktı, Gökalp öyle biri olacaktıki herkesin korkuyla titrediği bir Gökalp'e dönecekti Gökalp.

Bunun içinde hayatına aldığı kadını bırakacaktı. Gökalp kendi ateşinden korkan bir adamdı, sevdiği kadına zarar gelsin istemiyordu onu en hızlı şekilde hayatından çıkarmak istiyordu. Çünkü oda biliyordu, eğer Derya'sına bir şey olursa onun bir saç teline zarar gelirse Gökalp asla acımayacak, ona zarar vereni kendi elleri ile mezara gömecekti, diri diri mezara gömebilecek bir vaziyetteydi artık.

Artık Derya'nın Gökalp'i yoktu.

Artık Gökalp'in Derya'sı yoktur.



•Devam edecek•





***




•Devam edecek•


Seri bölüm sonu. Buraya kadar gelmek o kadar güzelsiniz yazdığınız yorumlar kötü veya iyi hepsi beni dahada çok geliştirdi. Sizi seviyorum...

Bölümler ne zaman gelir bilmiyorum ama yazmak için sabırsızlanıyorum şuan.


Benimsin (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin