-14-

448 48 37
                                    

Selam you and me dinleyerek yaziyorum, spoi gibi olmasin ama dans olabilir bolumun icinde
Herneyse bebisler iyi okumalar!!




Okulun önüne gelmiştim. Çalma listemden çalan You and Me parçası dans etme isteğimi arttırırken dans isteğimi boşverip adımlarımı hızlandırdım. Dersimin ne olduğunu, saati bilmiyordum. Eğer aksi bir hocaya denk gelirsem ve geç kaldıysam ders bitene kadar sınıfın dışında oturma ihtimalim baya yüksekti.

Okul binasına girdiğimde hemen karşımdaki kapıyı ittirip merdivenlere ulaştım. Merdivenleri üçer beşer tırmanırken bir yandan şarkıyı mırıldanıyordum. Katıma geldiğimde kapıyı ittirdim ve koridora girdim. Anladığım kadarıyla derse geç kalmıştım. İçimden lanetler ederken nefes nefese kulaklığımı çıkarıp şarkıyı kapattım. Telefonum ve kulaklığım cebimi boylarken bende kapının penceresinden öğretmene baktım. İçerideki fizikçiyi görünce içimden küfürler savurdum. Gıcık herifin tekiydi.

Yine de şansımı denemek adına kapıyı tıklattım. İçeri gel komutuyla başım eğik bir şekilde kapıyı açıp sınıfa girdim. Kafamı kaldırıp sınıfı yokladığı da Felix'i şaşkın bir şekilde bana bakarken gördüm. Kapının önünde dururken elim hala kulptaydı. Beni gören fizikçi sırıttı. "Oo Jisung Beyler teşrif edebildiler." Sesindeki alaycı ton beni küçük düşüreceğinin kanıtıydı. Yine de kafamı tekrar eğip ayakkabılarıma bakarken konuştum. "Özür dilerim, saatim çalmadı sabah." Diyerek aklıma gelen ilk yalanı ortaya sürdüm.

Kafamı kaldırdığımda gördüğüm bakışlar bana adeta 'sınıftan çık aptal' diyordu. Teyit etmek amacıyla "İçeri gelebilir miyim?" Diye sordum. Pişmiş kelle gibi sırıtan fizikçinin gülüşü soldu ve bana sert bir biçimde baktı. "Hayır, defol." Aldığım kısa ve öz bakışla çantamı Felix'e fırlatıp sınıftan çıktım. Sınıftan çıkarken arkamdan bana bağıran fizikçiyi zerre siklemedim. Benden öyle bir hareket beklemediği ortadaydı. Cidden değişmiştim ben. Asileşmiş, hırçınlaşmıştım.

Adımlarım müzik odasına doğru ilerlerken Bay Bang'den aldığım müzik odası anahtarıyla müzik odasının kapısını kapattım. Kenarda bir adet piyano, ortada iki mikrofon ve önünde karaoke yapılabilecek bir alan, stüdyo denebilecek bir alan ve diğer müzik aletlerinin olduğu bir alan vardı. Gereğinden büyük olan bir müzik odasıydı. Stüdyoya girdim ve yazdığım şarkının sözlerine göz attım. Kayıt yapacaktım.

Alt müziği zaten Bay Bang'le ayarlamıştık. Sadece şarkıyı söylemem ve katmanlamamız gerekiyordu. Sözlerimi tamamlamıştım sadece eksiğim olan son cümleydi. Uzun bir düşünceden sonra şarkının ana cümlesini değiştirmiştim son cümle eklemek yerine. 'To me you are already a sin but i can't refuse you because you are sweeter than evil.' [Han-Volcano]
(Sen bana şimdiden bir günahsın ama seni reddedemiyorum çünkü şeytandan daha şekersin.{Birebir çeviri yaptım anlamını yazar notunda daha detaylı açıklayacağım. İNGİLİZCE BİLİP ÇEVİREMEMEK ANLIYORUM AMA ANLATAMIYORUM HELP.})

"I'll protect you it's okay to hurt
I'll embrace the wounds you shed
To me, you're already a sin
I can't refuse because you're sweeter than evil
You can burst into flames, you can wound me next to you
If you like, I can be anything
Yeah, you can hurt me, I don't care, yeah, you can burn me
Unlike those who run away from you, I'll embrace you"
(Ya çok çok üşendim çevirmeye volcano lyrics yazarsanız çıkar)

15. Denememden sonra ilk partı bitirmiştim. Şimdi sıra nakaratdaydı.

"Like a volcano
Love at a temperature that can melt when touched
Take me to you, way below to the end of the ground
It's okay if everything burns down
Even if I go back hundreds of times, my choice is always, (You)"

Fave|MinsungWhere stories live. Discover now