-23-(m)

369 35 12
                                    

Selammm
Ben geldim
Bolum yaziyorum yegeyeyeyye
Evet bu kadar
Optum
Iyi okumalarr

Arkadaslar oy verin lutfen

SON ANDA SMUT YAZMAYA KARAR VERDIM UYARI KOYACAGIM

Minhodan

Saatlerdir dans ediyordum. Buraya geldiğim ilk saatlerde ful ağlamıştım. Arkadaşım Taehyung'la açmıştık burayı. Taehyung derdimi dinlemiş benle ilgilenmiş, erkek arkadaşı çağrınca da benim ısrarlarımla gitmişti. Bense hırsımı çıkarırcasına dans ediyordum.

En son yorulup kendimi bir köşeye attım ve nefes nefese kaldım. Jisung'u kaybetme düşüncesi.. çok kötüydü. Oturdum ve Jisung'u hayalledim. Kapıdan elinde çantasıyla bana doğru gelse, sevgilim diye yanaklarımı sıkarak sevseydi şu an bütün stresim giderdi. Elimi ince beline sarar öperdim bal dudaklarını. Ama şu an istemekle kalıyordum sadece.

Kapalı kendime ait stüdyomun kapısının çaldığını duydum. Kimdi bu gelen? Sinirle bağırdım. "Sana içeri kimseyi alma dedim ya Yuna!" Karşıdan ses gelmedi bir süre. Sonra kapı tekrar çalındı. "Minho, benim Jisung." Tanıdık sesi duyunca hızlıca yerinden kalkıp kapıya koştum.

Yazardan

Miniği karşısında dikiliyordu. "Bebeğim." Dedi ve sıkıca beline sarıldı Jisung'un. Boynunu kokladı ve terli olduğu için hemen geri çekildi.

Jisung gülümsüyordu. Bunun iyiye işaret olduğunu düşündü Minho. Elini tuttu Jisung'un odadaki mindere oturdular. Jisung'un tepkisizliğinin bir nedeni vardı. Derin düşünüyordu Minho'ya olanları nasıl açıklayacağını.

Minho sormak istiyordu. Beni hala istiyor musun diye. Ama sadece istemekle kalıyordu. Çünkü yanındakinin tepkilerini kestiremiyordu. Aynı anda konuştular. "Bebeğim." "Sevgilim." Birbirilerine baktılar. Minho Jisung'un hitabı sonucu cevabını almıştı ama Jisung'un ne diyeceğini merak ediyordu.

"Efendim güzelim." Dedi. Jisung durdu. "Ben neden ailelerimizin kavgalı olduğunu öğrendim." Karnını açtı Minho'nun. İzi okşadı parmağıyla. Yüzünü oraya yönlendirip bir öpücük kondurdu. "Ayrıca bu izin olayını da." Dedi ve anlatmaya başladı.

Minho meraklı, Jisung'sa endişeliydi.



Jeongin, Seungmin, Felix üçlüsü buluşmuştu. Jisung Minho'nun yanına gitmeden önce arkadaşlarına olaylardan biraz bahsetmiş öneri almıştı. Arkadaşları nasıl bu kadar şey olduğunu ve Minho'yla Jisung'un ruh eşi olduğunu düşünüyordu. Parkta boş boş yürürken öpüşürken gördükleri Chan ve Changbin'le duraksadılar.

Felix ve Seungmin anın şokuyla oldukları yerde kalmış, Jeongin ise aklını kullanıp telefonuyla hem video hemde fotoğraf çekmişti. Tam cebine telefonunu koyarken elinden çekilen telefonla arkasına döndü. "Hey!" Demişti ki arkasındaki Hyunjin'le ağzı yere kadar açıldı. "H-hocam." Dedi sesinin titremesini engelleyemeyerek.

Hyunjin ise sinirliydi. "Sil şunları." Dedi sert bir dille. Telefonu tekrar Jeongin'e verdi ve Jeongin'in her şeyi sildiğinden emin oldu. iCloud, çöp kutusu ve google fotoğraflara bile bakmıştı emin olmak için. En son telefonu rahat bıraktığında onlara bakan dörtlüye baktı. Chan ve Changbin buraya gelmişlerdi.

Hyunjin sinirle onlara baktı. "Bu veledler sizi öğrendi olayları açıklayın bence." Dedi. Jeongin veled kelimesine gereksiz sinirlenmişti. "Sende bir zamanlar veleddin Hyung!" Dedi. Hyung nerden çıkmıştı bilmiyordu ama kimse o an umursamadı. Hyunjin güldü ve Jeongin'in burnundan makas aldı. "Tatlısın." Dedi gülümseyerek. Herkesten ıslıklar yükselirken Felix Seungmin'i dürtüyordu.

Fave|MinsungWhere stories live. Discover now