-17-

296 42 21
                                    

Sonunda son iki derse girmiştik. İki derste Minho'nundu ve bu motive olmam için yeterliydi. Ama Minho'yla haftanın son iki dersine girmek üzücüydü.

Aslında okul denen şey bomboştu benim için falat Minho okuluma gelir gelmez anlamlanmıştı her şey. Okul, hayat, ömür, aşk, nefret... Benim için o çok değerliydi ve o da bunun farkındaydı. Ama hala emin değildim, benimle aynı duygulara mı sahipti yoksa sadece beni kullanıyor muydu?

Sınıfın kapısın açılmasıyla oraya doğru kaydı bakışlarım. Söylemeyi unuttum, Felix erken gitmişti bugün yoksa bu kadar uzun düşünemezdim.

Minho içeriye girdi ve kapıyı arkasından kapattı. Kapını kapanma sesiyle herkes otomatikman ayağa kalktı, bende dahil. Sınıfta gözlerini gezdirdi Minho. Gözlerimiz buluştuğunda anlık bir yumuşama yansıdı gözlerine. Hemen gözlerini geri çekti ve sınıfın diğer kalanına da hızlıca bir göz attı.

"Merhaba gençler." Dedi sakince. En öndeki Minho'nun yalakaları olan kızlar ciyaklayıp -götlerini yırtıyorlardı Minho'nun dikkatini çekmek için- "Merhaba hocam." Dediler. Ben ise sadece ağzımı oynatmıştım, sınıf yeterince sesliydi zaten. Minho başını aşağı yukarı doğru sallayıp öğretmenler masasına doğru gitti.

Elindeki evrakları, kalemleri vb. masaya bıraktı. Dolduracağını düşündüğüm evrakları kenara ayırdı ve eline biraz kağıt aldı. Gözlerimi ayırmadan izliyordum onu. Aynı yalaka kızlar gibi. Ama farkımız vardı, onlar isterken ben alıyordum.

Minho başını kaldırdı sonunda odaklandığı evraklardan. Göz göze geldiğimizde baş hareketiyle beni yanına çağırdı. Bense heyecanla yerimden kalkıp -heyecanımı belli etmeden- Minho'nun yanında bittim. Elindeki boş kağıtları uzattı. "Bunları sınıfa dağıt Jisung." Dedi. Uzattığı kağıtları alırken elimi bilerek eline değirdim. Bu sayede ondan çok kısa ve belli belirsiz bir gülümseme almayı başarmıştım.

Hemen kağıtları sınıfa dağıttım ve artan kağıtları Minho'nun masasına bırakıp yerime geçtim. Minho ayağa kalktı ve uğultulu sınıfı susturmak adına ellerini çırptı. Anında herkes suspus kesilirken konuşmaya başladı.

"Evet arkadaşlar, bildiğiniz üzere danışmanlık öğretmeniniz, Bayan Chaeyoung okulumuzdan ayrıldı." Cümlesini bitirir bitirmez sınıftan sevinç nidaları yükseldi. Minho ise sakince elini yukarı çıkartıp aşağı indirdi. Elinin aşağı inmesiyle yine sınıf suspus kesildi.

"Okulda tek sınıfı olmayan öğretmen benim bu yüzden sizin sınıfınız danışman öğretmeni artık benim. Bu elinizdeki kağıtları kendinizi tanıtarak doldurun ki sınıfça güzel şeyler yapalım." Minho'nun lafı bittiğinde herkes hemen önüne döndü ve kağıtlarına odaklandı.

Yağcı kız öğrenciler kendilerine rengarenk kalemler çıkarıp kağıtlarını kalplerle ve Lee Minho yazılarıyla süslemeye başlamışlardı. Bense kağıda sadece adımı yazdım. Ama adımı 'Lee Jisung' şeklinde yazmıştım. Bence bu yeterliydi. Kağıdımı 4'e katlayıp sıramdan kalktım ve Minho'nun masasına bıraktım kağıdımı.

Hemen yerime geçtiğinde kağıdı açan Minho'nun tepkisini görmeyi başardım. Kağıdı açar açmaz yüzünde güller açmış, hafif kızarmış ve gözleri parlamıştı. Çok mutluydum, onun sayesinde.

Gözlerimiz buluştu ve saniyeler içinde saatlerce konuştular. İşte o an anlamıştım, Minho doğru kişiydi.





SELAM BUNLAR COK SOFT BUNLARIN ILISKISINI BUKMEM LAZIM

Kaos lazım suan fıce acılll!?!?!?(spoi)

Fave|MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin