Merhaba,
Öncelikle bir şeye açıklık getirmek istiyorum.
Ben askerlik okumuyorum, 11. Sınıf denizcilik öğrencisiyim. O yüzden pek bir şey bilmiyorum.
Okuduğum kurgulardan, izlediğim film ve dizilerden az çok bir şey biliyorum.
Ondan dolayı askerlik hakkında o kadar çok bilgiye sahip olmamam normal. İki sene sonra nasipse Deniz Harp Okuluna gitmeyi planlıyorum.
Neyse yine çok konuştum. Demem o ki bu kurguyu bi an kitap yazma isteğiyle yazdım. Bilmediğim şeyler tabiki olabilir. Çok normal çünkü. Diyeceksiniz e araştırıp gelseydin. Çoğu şeyi araştırdım zaten. Bu kurguyu ben böyle yazdım, bu şekilde olsun.
Bu Balca'nın bayanlar deme lafına, takılanlar olmuş. Bu yaşta Yüzbaşı olunur mu? Diyenler var.
Sadece diyeceğim, bu kurgu kendi kafamda kurduğum bir kurgu. Eğer istemeyen olursa Balca'nın rütbesini düşürürüm, ama eğer düşürürsem ilerki bölümlerin ve şuanki bölümlerin gidişatı bozulucak.
Umarım anlatabilmişimdir.
Kusur görüyorsanız güzelce söyleyebilirsiniz, okumak isterseniz ise takmadan okumaya devam edebilirsiniz. Ya da hiç okumazsınız.
Neyse yine çok konuştum, iyi okumalar dilerim :)
Sınır
300 okuma
20 yıldızʕ'• ᴥ•̥'ʔ
~~~~
Yazardan...
Karayel timi, hastanenin o soğuk zeminlerinde, o soğuk duvarların olduğu koridorda bekliyorlardı.
Kim için?
Emre'nin can dostu için.
Sezgin'in dert ortağı için.
Kartal'ın abisi için.
Hüseyin'in canından çok sevdiği Komutanı için.
Sena'nın uğraştığı, sataştığı, ama bir o kadar da çok sevdiği arkadaşı için.
Balca'nın canı için. Sevdiği adam için bekliyorlardı.
Balca dört saattir yaptığı şeyi yapıyordu, duvara çökmüş bir vaziyette bakışları ameliyathane nin üzerinde tek yaptığı şey oturup beklemekti.
Bağırmak istiyordu, ortalığı yıkmak istiyordu. Ama yapamıyordu. Bu acıyı tekrar yaşamayı istemiyordu.
Üç kere yaşamıştı bu acıyı, biri annesi, biri babası diğeri de eski timinde olan yakın dostu Zehra.
Bir daha yaşamak istemiyordu. Kaldıramazdı.
Kartal kendini dışarı atmıştı, sigara içiyordu.
Bu anı yaşamaktan nefret ediyordu. Sevdiği bir arkadaşının ameliyata girmesinden ve durumu riskli olmasından nefret ediyordu.
Ve en nefret ettiği, ama o mertebeye ulaşan insanların ne kadar mutlu olduğu şey. Şehit olmak.
Sigarasından bir nefes daha çekti. Sırtını duvara yasladı, burnundan dumanı saldı.
Yanına oturan kişiye bile bakmadı, bakamadı. Kan kardeşinin olduğunu biliyordu. Hüseyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağların Çift Başlı Kurdu
Action"Sakın, sakın Ala, aklının ucundan dâhi geçirme." Diye burnundan soludu. Sinirle bir adım attım. İşaret parmağımı doğrulttum. "Sakın Yüzbaşı, sakın ola bana o isim ile seslenme. Senin o ismi demeye artık hakkın yok! Balca'yım ben anladın mı?!" Sende...