Dağların Çift Başlı Kurdu

51. Bölüm - Çilli

'Sınır'
'2000 okunma'
'200 yorum'
'200 oy'

Merhabalar bir açıklama ile geldim, bu açıklamayı attığım ama büyük ihtimalle sildiğim alıntıya yazmıştım.

Bu açıklamayı, WhatsApp grubu ve kanalında açıkladım, Instagram'da açıkladım. Tabiki panoyada açıklama yapmıştım.

Karakterim olan Nisanur Altun'un soy adını değiştireceğimi orada açıklamıştım, şimdide açıklıyorum.

Artık Nisanur Altun değil Nisanur Alkaya olucaktır.

Kor Ateşin Alevi'nde de olan Hira'nın ismini değiştirdim, Ecrin olarak karaktere devam edeceğiz

Sebebini lütfen sormayınız. Çünkü bunu kimseye diyemeyeceğim bir sebep.

Anlayışlı olmanızı istiyorum.

Yazım yanlışı olan yerlerde nokta bırakınız.....:)

WhatsApp kanalına veya grubuna gelmek isteyen instagramdan veya özelden yazabilir.......:)

İyi okumalaaaar;)

~~~~~

Sinirden omuzlarım inip kalkıyordu, yavaşça Nisa'ya baktım. "Derhal evdeki herkesi gönderin. Derhal!" Diye bağırmamla mutfağa Ayaz ve Barlas abim gelmişti.

"Ala'm, ne oldu?" Ayaz abime yavaşça elimdeki fotoğrafı gösterdim.

Afallamıştı, göz bebekleri titredi. "Bu, bunu kim gönderdi?"

Dişlerimi sıktım. "Engerek."

Bunu Engerek'ten başka kimsenin bana göndermesine götü yemezdi. Engerek olduğuna emindim.

Barlas abim hızla elimden çerçeveyi aldı, yutkundu, bakışları bir bana bir Ayaz abime döndü. Bir şey diyemedi.

Herkesin evden çıkması ile ağzımı açmadan salona geçtim, herkesin yani Karayel ve Turan Timi'nin bakışları bendeydi.

"Hepiniz, en fazla yirmi dakika içinde burada olun." Barlas abime doğru döndüm. "Timi'ne haber ver, karargahta olsunlar." Ayaz abime baktım. "Aynısı senin için de geçerli Binbaşı." Bu sefer Agir'e baktım. "Bu operasyonda var mısın, yoksa yok musun Üsteğmen?"

Agir'in bakışları kısa bir süre gözleri kızaran Leylim'e baktı, yutkunduğunu gördüm, yavaşça başını salladı. "Varım Yüzbaşım, plan nedir?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. "İlk önce herkes hazırlansın, karargaha gideceğiz." Dememle hepsi başını sallayarak salondan çıkmaya başladı.

Karan ile yalnız kaldığımda bedenimi Karan'a döndürdüm. "Karan." Titreyen sesimle Karan sert bir şekilde nefesini verip belimden kavrayarak kendine çekip sarıldı, sarılmasıyla gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

"Salmıyor, lanet gibi yapıştı üzerime!" Başımı daha çok Karan'ın göğsüne gömdüm.

Dudaklarını saçlarımda hissettim. Beni geriye çekip avuç içini yanağıma yerleştirdi. Alnını alnıma yasladı. "Sakin ol, lütfen Ala'm." Baş parmağı ile gözümden akan yaşları teker teker siliyordu.