1. Sezon 1. Bölüm

183 18 2
                                    

Derler ki fırtına eşliğinde şimşeklerin çaktığı karanlığın önüne çıkan her şeyi yuttuğu gecede bir iblis mezarındaki uykusundan uyanmış birine musallat olmaya gidiyordur. İşte kasım ayının ilk günlerinde Ahtapot Adamın başına gelende buydu. Evinin üzerinde dolaşan kara bulutların farkında değildi. Kargalar evinin bahçesindeki ağaçlara tünemişti ve büyünün işlemesi için kendilerini feda etmeye hazırlanıyordu. Onların intiharı ile Cururu Kurbağası artık bu evin iblisiydi. Evden markete çıkmak için bile ayrılamazdı tabii yanında Ahtapot Adam yoksa.

Ahtapot Adam için küçük bir elektrik kesintisi Cururu Kurbağasının ise eve yerleşmek için müthiş bir fırsattı. Ahtapot adam her geceki gibi duşuna girdi, müziğini açtı ve yıkanmaya başladı. Bahçedeki kargalar gagalarındaki zehirli taşları yutup kendilerini yere bıraktıkların da on saniyeden uzun sürmeyen elektrik kesintisinden sonra iblis eve yerleşmişti. Ahtapot Adam ise bu kesintiden hiç işkillenmeyerek duşunu bitirmeye odaklandı. Duştan sonra aheste aheste bakımını yaptı. Üzerini giyindi ve evinin alt katına büyük bir hevesle indi. 

Tuttuğu takımın maçını izleyecekti. Normalde arkadaşları ile toplanıp güzel bir gece geçirecekti ama daha yeni sevgilisinden ayrıldığı için üzgünmüş gibi davranması gerekiyordu. Aslında üzgün filan değildi. Hatta evine birkaç kız arkadaşını davet etmeyi düşünüyordu ama eski sevgilisini çok iyi tanıdığından bu akşam evine gelip birkaç lanet okuyup ayrılığı tamamen kabullenmesi için duygusal sürecini tamamlaması gerektiğinin farkındaydı.

Merdivenlerden sekerek aşağıya indiğinde salonda eski moda giyinmiş sırtı dönük kadını görünce bir an afalladı. Kısa bir süreliğine onu sevgilisi sanmıştı ama değildi. Sevgilisinin saçları açık kumraldı bu kadın ise koyu kahverengi saçları vardı.

''Sende kimsin? Dur, daha önemlisi evimde ne işin var? Nasıl içeri girdin?''

Ahtapot Adam yirmilerinin başında olan bu kadının bir akıl hastası olduğunu düşündü. Daha öncede bahçesine giren bir şizofren adam olmuştu. Polise gidip adamın ailesi gelene kadar neler olup bittiğini kimse anlayamamıştı.

''Ta-da,'' dedi Cururu Kurbağası.

Aslında oldukça gecikmişti. Cururu Kurbağası tanışmalarda ve vedalarda oldukça kötüydü. Yüzündeki kocaman gülümseme, Aptapot Adamın çelik suratına takılıp yere düşmüştü bile. Cururu Kurbağası öksürüyormuş gibi yapıp kendini toparladı.

''Derhal evimden çık,'' dedi tok bir sesle Ahtapot Adam. Parmağı kapıyı gösteriyordu.

''Üzgünüm ama bunu yapamam. Yani yapmak istesem bile yapamam,'' dedi Cururu Kurbağası kendini açıklamaya çabalayarak. Oldu olası hep nazik birisi olmuştu.

''Bu duruma ikinci kez karşılaştığıma inanamıyorum,'' dedi Ve Cururu Kurbağasını kolundan tuttuğu gibi kapı dışarı etti. Bu kadar nazik bir kadına oldukça hödükçe davranmıştı. Ahtapot Adam bir an önce maç izlemek istediğinden dışarıdaki ölü kargaları bile görmeden eve geri girdi.

Ve yine karşısında Cururu Kurbağası vardı. Bu sefer biraz tüylerinin ürperdiğini hissetti. Az önce onu dışarı atmıştı ama şimdi yeniden karşısında duruyor ve gülümsüyordu.

''Sen nesin?''

Ahtapot Adam kalıbının adamı olmak istiyordu ama bu eve tek bir giriş vardı ve kendisi tam olarak onun önünde duruyordu. Kaçıp gitmek için bahçeye bir göz atmıştı ki yerdeki kargaları gördü ve nabzı iyice yükseldi. Paranormal olaylar yaşıyordu, anlatılan korku hikâyeleri onunda başına gelmişti. Aslında inançsızın tekiydi ama şu anda bildiği tüm duaları ediyordu.

''Ben bir iblisim. Kötü şans getirmemle bilinirim,'' dedi ve küçük bir çocuk gibi sallandı.

''Benden ne istiyorsun?'' Sesi titriyordu.

AHTAPOT ADAM VE CURURU KURBAĞASIOnde histórias criam vida. Descubra agora