1. Sezon 7. Bölüm

32 7 0
                                    

Cururu Kurbağası erkenden uyanmış ve dinlendirici olmayan uykusu hakkında söylenirken Ahtapot Adamın mışıl mışıl uyuması oldukça canını sıkmıştı. Bedeniyle ilgili bazı sorunlar yaşadığı doğruydu; o bir doğaüstü varlıktı ve güçleri bu bedene ağır geliyordu. Tabii bu birkaç hafta idare edemeyeceği anlamına gelmiyordu ama kimse tatlı uykusunu bölmek istemezdi.

Cururu Kurbağası yastığını kaptı ve gözünü hedefe kilitledi ve atış başarılı oldu. Ahtapot Adam neye uğradığını şaşırarak hemen ayağa dikildi ve bir yastık savaşında kendini buldu. Lakin kendisi avantajlı olmayan bir konumdaydı çünkü kendi bedeninde değildi ve Cururu Kurbağası bu yastık savaşında canını okuyordu. Üstelik bu sefer yaptığı hatanın bile ne olduğunu bilmiyordu.

''Sabah sabah keçileri mi kaçırdın?''

''Ben uyuyamıyorsam sen de uyuyamazsın,'' dedi Cururu Kurbağası ve savaşı sonlandırarak yatağını toplamaya başladı. Ahtapot Adam önce devrildiği yerden kalktı ve biraz nefeslenerek kendine geldi.

''Bencil kurbağa,'' dedi ve perdeleri açarken saatin kaç olduğunu görmek için koluna baktı ama saat yerine incecik bir kadın bileği vardı. Bıkkınlıkla telefonuna baktı ve işe ilk defa geç kalmayacağını fark etti. ''Kıyafetlerin nerde senin?''

''Neden ki?''

''İşe gideceğim,'' dedi basitçe Ahtapot Adam.

''Hayır, hayır. Ben işe gideceğim,'' dedi sevinçle Cururu Kurbağası.

''Peki, bunu nasıl yapacaksın?'' diye ellerini beline koyarak sordu Ahtapot Adam ama hemen bundan vazgeçti çünkü bu hareketi hesap soran annesinin duruşuna benzetmişti.

''Ee,'' dedi ve tıkandı Cururu Kurbağası. İstanbul bıraktığı İstanbul değildi ama o zeki bir kurbağaydı. ''Konumdan,'' dedi ve hemen çağa uyum sağladığını gösterdi.

''Konuma tam olarak ne yazacaksın? Nerede çalıştığımı biliyor musun? Ne üzerine çalıştığımı biliyor musun?''

Ahtapot Adamın ardı sırası kesilmeyen soruları Cururu Kurbağasının moralini bozmuştu. ''Yinede senin bedenine sahibim insanlar bu yüzü görmeye alışkın,'' dedi Cururu Kurbağası moralini yüksek tutmaya çalıştı.

''Her ne olursa olsun seninle o iş yerine geleceğim,'' dediğinde Ahtapot Adam, Cururu Kurbağası sadece omuz silkti ve giysi dolabından üzerine bir takım elbise seçti. Zaten iki tane takım elbise anca vardı. Birini mezuniyetinde giymişti Ahtapot Adam diğerini ise şirketi ödül aldığında üzerine geçirmişti.

''Hayır, kesinlikle olmaz.'' Dediğinde Cururu Kurbağası dudaklarını büktü. Şirkette takım elbise giyilmeyecekte ne giyilecekti? Mutsuzca yatağının üstüne oturdu ve Ahtapot Adamın hızlı seçimlerle yatağın üzerine attığı kıyafetlere baktı. Bol paça kumaş bir pantolon ve üzerine siyah bir kazak atmıştı.

''Cenazeye gider gibi,'' dedi ve kıyafetleri aldığı gibi banyoya geçip giyinmeye başladı.

Ahtapot Adamda boş durmamış ve Cururu Kurbağasının kıyafetlerini sakladığı yeri bulmuş ve bu zevksiz, eski moda giysilerle bakışmıştı ve ne önemi olduğunu sorgulayıp en içine sinenlerini giydi. Sonunda ikisi koridorda buluştular. Birbirlerini dışarıdan izlemek ikisine de tuhaf geliyordu.

''Saçlarını toplamalıyız,'' dedi Cururu Kurbağası ve bir toka bulup hemen Ahtapot Adamın yanına geldi. Her zaman yaptığı gibi saçlarını toplamaya başladı ama Ahtapot Adamın bakışlarının delici bir rahatsızlığı vardı.

''Ne oldu?''

''Hiç, her gün saçlarımı toplatırım.'' Dedi kuru bir sesle Ahtapot Adam.

Sonunda evden çıkmak için hazırlardı ama Cururu Kurbağasının aklı bir karış havadaydı. Ne telefonu ne de arabanın anahtarını almıştı yanına. Ahtapot Adamın arka toplamak gibi huyları yoktu ama Cururu Kurbağasından sonra hayatı epeyce değişmişti. Evin kapısını kapatırken eve şöyle bir göz attı sanki bir şeyler eksikmiş hissi vardı içinde ama ne olduğunu bir türlü çözmedi. Anahtar, telefon, cüzdan her şey yanındaydı.

AHTAPOT ADAM VE CURURU KURBAĞASIWhere stories live. Discover now