1. Sezon 9. Bölüm

35 7 9
                                    

''Seni nasıl evlat edindi babam anlatsana,'' dedi Köpek.

''Beni evlat edinmedi seni budala ben babamızı sahiplendim ,'' dedi sıradan kibriyle kedi. Köpek kısa bir durgunluk yaşadı ve yeniden konuştu.

''O zaman babamızı nasıl sahiplendiğini anlat,' dedi ısrarla.

''Madem bu kadar çok istiyorsun anlatayım,'' dedi ve kedi salıncağında hemen dibindeki köpeğe kendi hikâyesini anlatmaya başladı. Köpek kocaman hevesle açmış olduğu gözleriyle kediye bakıyordu.

''Annemden ayrılalı ne kadar olmuştu bilmiyorum. Sokaklardaydım, büyük kediler tarafından tartaklanıyor, çöp karıştırıyor, yağmurdan korunacak yerler arıyordum. Havalar oldukça soğumaya başlamıştı. Bir yol çaresi bulmam gerekiyordu ama bu dünya için fazla yeniydim. Sonra babamız marketten aldığı yaş mamayı kaldırıma bıraktı. Koşarak yemeğe gitmem lazımdı çünkü büyük kediler geldiğinde işim bitmiş olurdu. Henüz onlarla baş edebilecek kadar kuvvetli ve kudretli değildim anlıyor musun köpek?''

Köpek başını anladığına dair bir şekilde salladı ve heyecanlı bir şekilde hikâyenin geri kalanını anlatması için kediyi dinledi. Eğer kedinin asabını bozarsa onu görmezden geleceğini biliyordu.

''Ben yaş mamamı yerken birden yanımda başka bir kedinin belirdiğini fark ettim. Temkinli bir şekilde kim olduğuna bakayım derken bir şaşı kedi olduğunu gördüm. Şaşı olduğuna bakıp hemen üzülme köpek, insanlar şaşı kedilere bayılırdı. Onunla yaş mamamı paylaştım. Birlikte büyük kedilere karşı savaştık. Bizim şaşı kediyi sık sık şaşu kedu diye severlerdi. Kendini sevdirmeye bayılırdı. Zaten ne olduysa bundan oldu. Bir sabah uyandığımda etrafta yoktu. Aradım taradım ve buldum. Mamasına zehir katıldığını öğrendim. Sinirliydim, öfkeliydim. Buna karşı intikam duygularım hararetleniyordu ama kimin yaptığını hiç öğrenemedim. Ama çıkardığım çok önemli dersler vardı, köpek. Birisi sana mama uzatıyor diye iyi bir insan olmuyordu. Birisi sana taş attığında kötü bir insan olmadığı gibi.''

Kedi geçmişe dalmış hüzünlü bir iç çekmişti. Sonra anlatması gereken asıl konunun farkına vardı ve öksürerek devam etti. En sevdiği kısım buydu çünkü bir devletin yükselişi gibi kara ayak kedisi de parlamaya başlamıştı.

''Tekrardan yapayalnız kalmıştım. Tecrübelerim sayesinde daha kurnaz bir kediydim ama. Ve yine babamız rutin halinde yaş mama dağıtırken mamaya dalıp önemli planımı unutmadım. Onu takibe almıştım. Şansıma yürüyerek eve gitmeyi tercih etmişti. Peşinden bir gölge gibi ilerledim ve kapısının önünde pusuya yattım. Kapıya tekrardan açıp beni bulması bir ömür gibi gelmişti. Beni görür görmez onu etkilemiştim. Ardından bırakıp kışlanmayacak kadar tatlı bir kediydim. Sahibimin kim olması gerektiğini de biliyordum artık. ...insanlar iyi ve kötü diye ayrılır köpek. Bizim sahibimiz iyi birisi,'' dedi kedi.

Ne tuhaf bir dünyaydı; hayvanlar için iyi birisi olan Ahtapot Adam, kadınlar için kâbus gibi bir şeydi. İyilik ve kötülük hangi taraftan baktığınıza göre değişkenlik göstermesi oldukça tuhaftı. Birisini anlamak beklide elli yıl sürebilirdi. Karşınızda ne görmek istiyorsanız siz ne iseniz karşınızda onu görürdünüz derlerdi ama bu gerçekten doğru muydu? Katıksız iyilik var mıydı? İnsanlar doğuştan kötü olabilir miydi?

''Sonra ne oldu peki?''

''İşte orası çok karışık,'' dedi ve salıncaktan zıplayıp biraz su içti. Sürekli konuşmak kedileri de susatıyordu. Yerine geri döndüğünde kendini temizlemesi gerektiğini hatırladı. ''Önce bir sevgi seliyle karşılaştım. Güzel olduğunu itiraf etmem gerekir ama sonra kendimi temizleyemiyormuşum gibi beni banyoda yıkadı. Üstüne bir çantaya koyup aşı yaptırmaya götürdü. Başlarda çok kızmıştım ama şimdi hasta olmayınca bitlenmeyince öfkem azaldı. İşte benim hikâyem buydu,'' dedi ve kedi kendini temizleyebildiğini kanıtlamak istermişçesine tüylerini yalamaya başladı.

AHTAPOT ADAM VE CURURU KURBAĞASIWhere stories live. Discover now