1. Sezon 5. Bölüm

45 7 2
                                    

Cururu Kurbağası yerlerin kirlenmesine üzülerek derin bir iç çekti. Kim temizleyecekti buraları? Sonra Ahtapot Adama döndü, onu koltuğa taşıyıp taşımama arasında kaldı ama kaldıramayacağı kadar ağır olduğunu bildiğinden onu yerde bırakmayı tercih etti. Yeri temizledikten sonra akşam yemeği için mutfakta arabaşı çorbasını içmeye gitti.

Ahtapot Adamın baygın kalma süresi fazla uzun sürmedi. Gözlerini açarken sanki erken vakitte alarm çalıyormuş gibi hissediyordu. Sonunda gözlerini aralamayı kesip tavana bakarken buldu kendini. Neden başının çok ağrıdığını anlamaya çalışıyordu ve yatağı neden bu kadar rahatsız ediciydi? İki seksen uzandığının farkında değildi.

Zamanla olanları hatırlamaya başlayınca nasıl bilincinin kapandığını düşünmeye başladı. Başına bir şeyle vurmuş olabilirler miydi? Gözlerini kıstı ve ağzından yaygın edilen bir küfür çıktı. Cururu Kurbağası onu durdurmuştu ve şimdi baş ağrısı çekmek zorundaydı. Temkinli bir şekilde yerden doğrulup mutfağın yolunu tuttu.

''Direk kafa travması geçirebilirdim biliyorsun değil mi?''

''Turp gibisin turp,'' dedi Cururu Kurbağası ve hamurla birlikte çorbasını yuttu.

''Ne bu? Boğulmazsam yemeğe devam edeceğim çorbası mı?''

''Sana da bir kâse koyayım,'' dediğinde Ahtapot Adamın gözlerinin içine baktı.

''Yok,'' dedi Ahtapot Adam kendine bir sandalye çekerken.

Cururu Kurbağası yemek yerken izlenmeyi hiç sevmezdi ama neyse ki yemeğin son vakitlerine doğru Ahtapot Adam kendine gelmişti. Bir şey söylemek istiyordu ama Cururu Kurbağası ona hiç bakmama kararı almıştı. Yine de söyleyecekti.

''Sabah Yıldızına ulaşmam gerek,'' dedi ve Cururu Kurbağasının tepkisini ölçmeye çalıştı.

''Neden ki?''

''Çünkü hayatının hatasını yapacak. O elemanla evlenemez,'' dedi Ahtapot Adam hiddetle.

''Onu seviyor, onunla evlenmek istiyor. Karşı tarafta olumlu yanıtladı. Sana ne oluyor ki?'' Eh birazda benim yardımım var ama bunu şu anda bilmemen daha hayırlı diye içinden geçirdi.

''Çünkü,'' dedi ve durdu Ahtapot Adam. Hayatı boyunca ilk kez bu cümleyi içten kuracaktı. ''Onu seviyorum!''

''Zavallı ahtapotçuk,'' dedi ve Ahtapot Adamın saçlarını okşadı. Kendisine çocuk muamelesi yapan kıza nefretle baktı. Hem kendisiyle dalga geçiyor hem de hayatının aşkını ondan uzaklaştırıyordu.

Cururu Kurbağası sofrayı toplamaya başladığında Ahtapot Adam kaşlarını çatmış öylece dalmıştı. Dışarıdan birisi onun nikâhtan kız kaçıracağını düşünse de Ahtapot Adamın kafasında ampul yanmıştı. O bir insandı ama bir köstebeğe aşık olmuştu. Böyle bir şey nasıl olabilirdi ki?

''Hey,'' dedi kafasındaki ihtimallerle boğuşurken.

''Ne oldu?'' Omzunun üstünden geriye bakmış ve yüzüne gelen saçlarını kafasını hafifçe hareket ettirerek yana kaydırmıştı.

''Bir köstebeğe aşığım,'' dedi Ahtapot Adam ayağa kalkerken.

''Az öncede aynı şeyi söyledin,'' dedi Cururu Kurbağası bulaşık eldivenlerini giyerken.

''Ama ben bir insanım,'' dedi Cururu Kurbağasına yaklaşırken.

''Aşk bu, belli olmaz.'' Dedi ama hiç kendinden emin değildi. Ahtapot Adamın bir şeyler bildiğinden şüphelenmeye başlamıştı ve kendini hiç güvende hissetmiyordu.

''Daha önce hiçbir kadına hissetmediğim bu duyguları köstebek için hissediyorum ve bu aklımı kaçırma pahasında güçlü ve sen hiçbir şey bilmiyorsun öyle mi?'' Ahtapot Adam, Cururu Kurbağası ile aradaki mesafeyi iyice kapatmıştı.

AHTAPOT ADAM VE CURURU KURBAĞASIWhere stories live. Discover now