1. Sezon 3. Bölüm

65 8 4
                                    

Ahtapot Adam uzun bir uykunun ardından uyandı ve katılaşmış eklemlerini esnetmeye çalıştı. Düne göre daha az ağrısı vardı ama hala zorluk çekiyordu ve ağzında saman tadı vardı. Birden aklına işe geç kaldığı geldi ama günlerden cumartesi olduğunu hatırlayınca rahatladı. Şu anda hiç iş yerine gidesi yoktu, çoğu zamanda olmazdı. Telefondan çiçek satan bir uygulamaya girdi ve annesine en sevdiği çiçek olan zambaklardan aldı. Geçirdikleri kazadan sonra bir koltuğa dönüştüğü için annesiyle ilgileneceği vakti olmamıştı. Gidip göresi de gelmediği için aklımdasın mesajı vermek adına çiçek yolluyordu.

Üzerine koşu için aldığı giysilerini giyip sessizce üst kattan alt kata indi. Parmak ucunda yürüyor ve herhangi bir belaya buluşmadan evden ayrılmak istiyordu. Cururu Kurbağası ortalıkta görünmediği için derin bir nefes aldı ve köpeğine tasmasını taktı. Köpek mutlu bir şekilde sahibine bakıyordu. Kedisi ise kıvrılmış uyuyordu.

''Kız nerede?'' diye sordu köpeğine ama herhangi bir yanıt alamadı. İki seçenek vardı ya gitmişti, ya da dün hatırladığı her şey zihninin ona olan bir oyunuydu.

''İnşallah geldiği gibi gitmiştir,'' dedi kendi kendine sabah yürüyüşü yapmak için sokağa çıktı. Köpek yürüyüş yapacağı için her zamanki gibi heyecanlıydı.

Hafta sonu olduğu için kimse sabah erkenden yollara dökülmemişti, sadece onun gibi köpeğini dolaştıran birkaç kişi vardı. Yürüdükçe açlığını hissediyordu Ahtapot Adam, uzun süredir yemek yememişti ve diyeti için alması gereken kaloriden geride kalmıştı. Normalde kahvaltısını evde hazırlamayı severdi ama şu anda mümkün olduğu kadar evden uzak durmak istiyordu. Köpekle yürüme mesafesindeki herhangi bir kahvaltı mekanına giremeyeceğini fark edince ayakları her ne kadar geriye gitse de köpeğini eve bıraktı. Köpek kahvaltısını ve dışkılama işini hallettiği için mutluydu şimdi gün boyunca kendisini oyalayacak bir şey bulmak için uğraşacaktı.

Ahtapot Adam güzün son güzel havalarını değerlendirerek tatil sabahının keyfini çıkardı ve deniz kenarı bir yerde kahvaltıya geçti. Garson tek kişilik kahvaltısını getirene kadar denize bakıp yaşadıklarının ne kadar tuhaf olduğunu düşünüyordu. Şimdi böyle huzur dolu bir anda hepsini uydurmuş olma ihtimali oldukça yüksek gibi geliyordu. Bunların hepsini de uydurmaktan korkuyordu çünkü o zaman deli etiketini yiyip birçok ilaç kullanacaktı. Beklide onu deli gömleğine bağlar ve GATA hastanesine nakil ederlerdi.

Hangisinin daha kötü olduğunu bilemedi Ahtapot Adam bu yüzden düşünmemeyi seçti ve huzura ererek kahvaltısını etmeye başladı. Yemek yiyebilmek, hareket edebilmek ve sürekli korkmamak ne büyük bir nimetmiş diye düşündü. Kahvaltısının yarısına gelmişti ki göz ucuyla sürekli onu kesen kızı fark etmişti. Uzun zamandır bekârım diye düşündü Ahtapot Adam. Neredeyse dört beş gündür sevgilisi, kız arkadaşı, flörtü yoktu.

Kızın dudaklarında parlatıcı görüntüsü vardı. Ahtapot Adam, bunun tatlandırılmış meyve aromalı türünden olup olmadığını merak ederek bakışlarını kaçırdı. Uzun zaman önce beğendiği kızlara dik dik bakmamayı öğrenmişti. Tek öğrendiği de bu değildi; makyaj malzemelerinin neredeyse tamamına hakimdi. Tabii bunu bildiğini kimseye pek belli etmezdi. Kız arkadaşları makyaj yaparken, onlara hediye alırken bir erkeğin bilmesi gerekenden çok daha fazlasını öğrenmişti.

Kızın bakıp bakmadığını anlamak için yine döndüğünde gülümseyerek bakışlarını kaçıran kız oldu. İşte bu kadar basit diye içinden geçirdi Ahtapot Adam. Gerçi pek fazla bir şey yapması da gerek yoktu; zengin olduğu belli oluyordu, tipi ortalamanın üstündeydi. Görünüşüne önem gösteriyordu şimdiden çoğu kızı etkilemişti bile. Yine de ilk adımı atmazdı, neden atsın ki biri gelmezse elbette diğeri yanına gelirdi.

AHTAPOT ADAM VE CURURU KURBAĞASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin