1

27 6 6
                                    


                                                                      Kabuslarla Dolu Rüyalar

29 Ekim 1984

Karanlık bir ormanın içinde yürürken, kalbimi saran korku sisleri bir türlü dağılmak bilmiyordu. Sanki yavaş yavaş ciğerlerimdeki hava bitiyor, nefes almam zorlaşıyordu. Belki bu da nedenini bilmediğim korkunun beni boğma şekliydi. Adına korku dediğim duygunun kafamın içinden çıkıp somut bir hal almasını beklerken, o beni içten içe sarıp kendi karanlığına çekmeye çalışıyordu. Nereye gittiğimi dahi bilmeden yürüdüğüm yolun sonunda ulaştığımda; artık nefes almam imkânsız hale gelmişti. Bu sefer ciğerlerim havasızlıktan değil kan kokusundan tükendi. Midemin bulandığı hissederken yerde yatan arkadaşım Betty'in cansız bedeni karşısında tüm bedenim sarsıldı. Karnından başlayan yarık göğüs boşluğuna kadar devam ediyordu. Başından darbe aldığı belli eden derin bir yara hala kanıyordu. Arkamdaki çalılıklardan duyduğum sesle beraber yüzümü oraya döndürdüğüm sırada yüzünü göremediğim birisi elinde tuttuğu taşla aniden kafama vurdu.

Yattığım yataktan korku dolu bir sıçramayla uyandığımda, başucumdaki gece lambasını aceleyle yaktım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, kendimi sakinleştirmem olanaksızdı. Giydiğim pijamanın yaka kısımlarının nemli oluşu beni rahatsız ettiğinden yatağımdan kalkıp üzerimi değiştirmek için dolabıma yöneldim. Aklımdan bir türlü çıkmayan o görüntü yüzünden uykum fazlasıyla kaçmıştı. Odamın penceresine doğru baktığımda, karşındaki boş evin görüntüsü beni rahatsız etti. Üzerimi değiştirdikten sonra perdemi çekip saatime baktım.

05.43

Bu kadar erken kalktığım için kendi kendime sinirlenerek, başucumdaki çalar saatimi aldım ve odamdan çıktım. Hiç vakit kaybetmeden annemin odasına gittiğimde onu hala yatağında olmadığını fark ettim. Yaşadığımız kasabada şerif olarak çalışıyordu ve bazı geceler evde olmuyordu. Babamla ayrıldıklarından beri işine daha odaklı bir hale gelmişti. İşine bu kadar odaklı olmasının onu yorduğunu söylesem de dediklerimi dinlemediğini gayet iyi biliyordum. Genellikle kendi bildiğini okumayı seven bir yapısı vardı. Babamla ayrılmasalardı yine aynı ciddiyetle işine devam edeceğinden bir şüphem yoktu.

Onun soğuk yatağına girip ısınmaya çalışırken, kendimi rahatlatmak için yanımda olduğun düşünerek uykuya daldım.

Birkaç saat sonra uyandığımda kendimi dahada yorgun hissediyordum. Uykumun yarım kalmasından kaynaklı kendime bir türlü gelemedim. Resmen sürünerek yataktan kalktığımda, annemin yatağını toparlamadan odayı terk ettim.

Hafta sonu tatilinin bu kadar hızlı bitmesine anlam veremezken bir yandan ise üstümü giyinmeye devam ettim. Merdivenlerden inip mutfağa girdim. Otobüsün gelmesine yaklaşık on dakika kalmıştı ve benim hızla bir şeyler yemem gerekiyordu. Annem evde olduğu zamanlar erkenden kalkıp benim için atıştırmalık şeyler bırakırdı ancak böyle mesaiye kaldığı günlerde kendim idare etmek zorunda kalıyordum. Ekmek arası bir şeyler atıştırdıktan sonra evden çıkıp kapıyı kilitledim.

Bugün ilk defa okula gitmek için sabırsızdım. Gördüğüm rüyadan sonra Betty'i bir an önce görmek istiyordum. Hayatımda sahip olduğum tek arkadaşım olduğu için onu fazlasıyla değer veriyordum. Ona bir şey olacağı düşüncesi bile beni tedirgin ederken, bana aldığı bilekliğe baktım. Hayatımda annemden sonra bu kadar yer edinen birisinin olması yalnız olmadığımı bana hatırlatıyordu. Otobüsün görünmesiyle beraber kafamın içindeki düşünceler aniden silindi. Sıradan gördüğüm bir rüyayı abartmamın bir anlamı yoktu. Muhtemelen izlediğim korku filmlerinin etkisinde kalmıştım.

Bal Kabağı KatiliWhere stories live. Discover now