10

5 5 5
                                    


Öğleden sonra saat akşama doğru dört civarlarında bir ağacın gölgesinde oturmuş, gözlerimi kapatmış ve hafif esen rüzgâr eşliğinde etraftaki sesleri dinlemeye başladım. Oturduğum yer evimize yakın bir parkın ücra bir köşesiydi. Betty'le zaman zaman buraya gelirdik. Ebeveynlerimizin bizi azarlamasında kaçmak için veya okuldan sonra yapacak bir şeyimiz olmadığında sadece öylesine oturmak için buraya gelirdik. Şimdi ise tek başıma oturmuş geçmiş anılarımı hatırlamaya çalışıyordum. Oysa şu an tek başıma burada oturmam benim için tehlikeliydi. Açık açık katil tarafından rahatsız ediliyordum. Ne anneme ne de babama bu konu hakkında diyeceğim bir şey vardı. Miles burada böylece oturduğumu görse laflarını esirgemeden beni ayağa kaldırıp eve boyunca söylene söylene götürürdü. Başkanın sekreteri öldürüldüğü haberi en az Betty'in haberi kadar hızlı yayılmıştı. Herkesin içinde artık net bir korku oluşmuştu. Her an herkes ölebilirdi. Nerede ve ne zaman olacağının bir garantisi yoktu. Başkan öldürülen sekteri hakkında halka konuşma yapmış ve katilin en kısa zamanda bulunacağına dair ardı arkası kesilmez yeminler etmişti. Amaç biraz olsun kasaba halkını rahatlatmaktı ama bunda ne kadar başarılı olmuştu, orası tartışılırdı.

Bunun dışında geçen geceki olaydan sonra Miles bir süre bizim evde gözükmedi. Sebebiyse kesinlikle babamdı. Anneme beni ispiyonladıktan sonra Miles'ı sevmediğini ve kendisi bu evde olduğu sürece onun gelmemesini tembihlemişti. Annemin Miles'la bir sorunu yoktu, aksine onu severdi. Bazen benden bile daha çok sevdiğini düşündüğüm olurdu. Babamın bunu dert ettiği yoktu, açıkçası annemin ne düşündüğü veya ne yaptığıyla ilgilenmezdi. Onun buraya gelişinin tek amacı anneme kalacak olan mirastı. Paranın kokusunu alınca burada bitmişti. Eminimdi ki beni o gün polis merkezinde savunması da annemin gözüne girebilmekti.

Aptal adam

Anladığım kadarıyla bir süre daha yanımızda olacaktı ve bizi kasabada bir seri katil olmasına rağmen yine terk edecekti.

Dert ettiğim kesinlikle kendim değildim fakat annem için üzülüyordum. Babamı şu an bile sevdiği yüzünden belli oluyordu ancak sevgi kadar öfke ve pişmanlıkta vardı. Ayrıca babam bizi buradan götürmeye kalksaydı bile annem kesinlikle gelmezdi. Annem gitmeyeceği için ben de onu burada yalnız bırakamazdım.

Her şey böyleyken Betty'in cinayet araştırması yönünde bir adım bile ilerleyememiştik. Bunun yanı sıra Joseph ve aramızdaki uçurum büyümüştü. Onun beni açık hava sinemasında bıraktıktan sonra bir daha görüşmemiştik. Her şey gerçekten berbat ilerliyordu. Bu durumda sadece eski bir dostu ziyaret etme vaktinin geldiğini anladım ve Betty'in mezarına doğru gitmek için ayaklandım.

Yolda yürürken bir taraftan ise Miles'ı görmem gerektiği geçti aklımdan. Bir an önce yeniden plan yapmamız gerekiyordu ve ayrıca babam adına ondan özür dilemeliydim. Kafamda ondan özür dileme senaryosu kurarken karşı tarafta görmeyi hiç istemeyeceğim birisini gördüm.

Yanındaki arkadaşlarıyla beraber yürümekten olan Martin, beni gördüğü anda duraksadı. Anlaşılan onun tarafında kapanmamış bazı meseleler vardı. Martin gerçekten iyi birisi değildi ve onu gördüğüm zaman tüylerim diken diken olurdu. Geçen günün hesabını benden soracağına dair içimde bir korku oluştu. Yanındaki arkadaşlarına doğru konuştuğunda, hepsinin benim olduğum yere doğru bakması paniklememe sebep oldu. Gidebilecek pek bir yer yoktu, en iyi olasılık arkamı dönüp kasaba merkezine doğru gitmekti.

Panik yaptığım belli ettirmemek için sakince arkamı döndüm ve geldiğim yoldan geri dönmeye başladım. Lanet olsun sana Martin! umarım arkadaşlarınla defolup cehenneme gidersin.

Arkamdan geldiklerini hissedebiliyordum. Tam şu an yanımda birisinin olmasına gerçekten ihtiyacım vardı. Eğer Martin tek başına olsaydı bu kadar telaş etmezdim. Yüzüne dahi bakmadan yanında geçip gidebilirdim fakat arkadaşları olunca iş değişiyordu. Üstelik Betty'in olayında, kendimizce onu suçlu potansiyelinde görmüştük.

Bal Kabağı KatiliWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu