Bölüm 2

1.1K 287 84
                                    

Bir hafta içerisinde iki defa daha okuldan erken çıkan Balın'ın eksik kalan derslerine bir çözüm bulunması gerekiyordu. Janset durumdan rahatsız olup önce okula giderek sorunun ne olduğunu öğrenmek istedi. Müdürün odasında dikkatle adamı dinleyerek öğretmenin bazı kişisel sorunları nedeniyle derslerini aksattığını öğrenince yönetime sinirlendi.

"Herkes gibi öğretmeninizin de sorunları olabilir, bunu anlayışla karşılarım fakat bunun öğrencilere yansıtılmasını anlamıyorum. Bu durumda sizin öğrencilerinizi eksik bırakmaya hakkınız yok. Boş ders de ne demekmiş? Eğer öğretmeniniz derse katılamayacak durumdaysa yerine başka bir öğretmeni görevlendirebilirsiniz. Ya kalıcı ya geçici olarak."

"Haklısınız Janset Hanım ama işin bir de maddi boyutu var"

Bu andan sonra Janset'in sakin kalmak için başını okşadığı sinirleri ayaklanmıştı.

"Madem işin eğitim yanını değil de ticari yanını konuşmak istiyorsunuz, peki müdür bey. Bu okulda iki bin beş yüz öğrenci okuyor. Her yıl ailelerin ödediği okul ücreti belli. Giderlerinizi ortaya koyduktan sonra bana kar zarar hesabı yaptırtmayın. İnanın bana en iyi olduğum konu budur. Umarım bir veli olarak talebim anlaşılmıştır."

Janset sehpada duran çantasını aldığı gibi yeri sarsan adımlarıyla odadan çıktı. Tarık hemen kapının önünde durmuş içerideki konuşmayı dinliyordu. Son konuşmaları tebessümle dinlemişti. Çocuğu söz konusu olunca atmacaya dönüşen bir anne görmek hoşuna gitmişti. Tabii müdürün yerinde olmayı hiç istemezdi. Sinirli kadının yanında yürürken "Bu okul işi karlı galiba" dedi.

"Müdürün altındaki arabanın bir lastiği, bir öğretmen maaşı Tarık"

"Okul müdürleri o kadar kazanıyor mu?" Tarık hayretle sorunca Janset yan gözle baktı.

"Aynı zamanda okulu ortağı o"

"Ha... Şu çift maaşlılardan"

"Aslında bu okulu sevmiyorum ama kızı zaten fanusta yaşatıyoruz birde sevdiği arkadaşlarından ayıramam. Balın'a iyi bir İngilizce öğretmeni bulmamız lazım"

Bu esnada arabaya ulaşmışlardı. Tarık açık kapıyı tutup binmesini beklerken "Merak etmeyin ufak bir araştırma yaparız" dedi. Janset sevecen gülümsemesini sunup teşekkür etti.

Tarık, Janset'i iş yerine bıraktıktan sonra kapıda bekleyen güvenlik arkadaşı ile konuşup yola çıktı. Birkaç haftadır teyzesini ziyaret edememenin ağırlığını taşıyordu. Gördüğünde yine surat asacak, çocuk gibi dudaklarını kabartıp başını çevirecekti. Saçları aklarla bezenmiş teyzesinin bu çocuksu tavırları aklına geldikçe gülümsedi. Aracı yaşlılar yurdunun otoparkına park edip emin adımlarla içeri ilerledi.

Cam kapı kayarak yana açıldı. İçerisi beyaz ve su yeşilinin hâkim olduğu ferah bir alandı. Yapının ortasında büyük bir bahçe vardı. Güzel havalarda buradaki banklarda oturup güneşin tadını çıkartabiliyorlardı. Kışın da yağan karları izleme fırsatı buluyorlardı. Diğer bakım evlerine göre bakımlı ve temizdi. Çalışanlar kibar ve dikkatli insanlardı. Teyzesi burada kalmayı kafasına koyduktan sonra kimseye sormadan başvuru yapmış ve şans eseri hemen kabul edilmişti. Annesi günlerce gözyaşı döktükten sonra ablasının iyi olduğunu gördükçe az da olsa içi ferahlamıştı. Tarık ise fırsat buldukça teyzesini ziyarete gidiyordu.

Danışmadaki kız Tarık'ı hemen tanıdı. Tanımayacak gibi değildi. İri, geniş omuzlu, her daim takım elbiseli ve yakışıklı bir adamdı. Yüzüne yerleştirdiği tebessüm hemşirelerin yüreğini hoplatıyordu.

"Hoş geldiniz Tarık Bey"

"Merhaba, teyzem müsait mi?"

"Tabii, bahçeye bakan salonda. Eşlik etmemi ister misiniz?"

GÜVENLİK (Tamamlandı)Where stories live. Discover now