Bölüm 20

934 274 95
                                    

Ercüment, programının sakin olduğu günü planlarını gerçekleştirmek için ayarladı. Öğlen işleri olduğunu söyleyip Duru'yu azat etti ve Cüneyt'le şirketten çıktı. İçinde tecrübesiz bir heyecan vardı. Durduk yere gelen gülme isteğini bastırmaya çalışıyor bir yandan da bu hisse sıkıca tutunuyordu. Uzun zamandan sonra kalbi kuş gibi çırpınıyordu. Kalbi ve mantığı eğlenceye dalmışken arabaya yerleşti.

Cüneyt şoför mahallinde, dikiz aynasından Ercüment'i izliyordu. Nereye gideceklerini bilmediği için sabırla bekledi. Ercüment'in dışarıyı izlerken kendi kendine gülmesi komik geldi. Dünyaya dönüp bakışları dikiz aynasında buluşan iki adam birkaç saniye kaldılar.

"Neden gitmiyoruz?"

"Nereye gideceğimizi bilmiyorum"

Arabanın içi Ercüment'in kahkahasıyla doldu. Çocuk heyecanı belli ki dışarıdan garip gözüküyordu.

"Duru'nun evine gidiyoruz Cüneyt"

"Peki" diyen adam motoru çalıştırıp seri hareketlerle yola çıktı. Duru olmadan Duru'nun evine neden gittiklerini merak etse de sorgulamazdı. Her arkayı kontrol etmek için dikiz aynasına bakan adam, Ercüment'i de kontrol ediyordu. Vardı bu adamda bir gariplik. Hadi hayırlısı.

Kapının önünde önce ceketin kollarını ardından yakasını ve kravatını düzeltti. Derin bir nefes aldı. Cüneyt'in bakışları hala üzerindeydi. Yüzü ifadesiz olsa da içinde şaşkınlık olduğuna emindi.

"Çek bakışlarını üzerimden Cüneyt"

"İşim bu"

Göz devirerek zili çaldı. Kapıyı Duru'nun babası Selçuk Bey açtı. Hemen ardında da annesi duruyordu.

"Ercüment? Hoş geldin"

"Hoş buldum Selçuk Bey"

"Duru yok mu?"

"Yok... O şirkette, ben sizinle özel konuşmaya geldim. İzniniz olursa"

"Ne demek? Tabii buyur içeri"

Karı koca merakla bakıştılar. Ercüment bu eve sık sık uğrardı ama ilk defa yalnız gelmişti. Önemli bir sorun olmamasını dileyerek salona yerleştiler.

"Yemek yedin mi?"

Ercüment tebessümle başını salladı. Ailenin bu samimiyetini seviyordu.

"O zaman kahve içeriz"

"Olur"

Selçuk Bey meraklanmış, Ercüment'in bir an önce konuya girmesi için ortam yaratmaya çabalıyordu. Kahveler gelene kadar havadan sudan sohbet ettiler. Ercüment kahvesinden bir yudum alıp sehpaya geri bıraktı.

"Aslında buraya biraz kendim hakkımda konuşmaya geldim"

Karı koca dikkatle Ercüment'i dinliyordu.

"Yoğun bir iş hayatım var. Parti işleri, kendi şirketim ve Battal ailesinin şirketi. Balın... Emanetim... Kızım benim için çok değerli. Onun geleceği için Battal şirketini ayakta tutmak zorundayım"

Selçuk Bey uzanıp Ercüment'in dizine hafifçe vurup sıktı. Duru onlara uzun uzun Ercüment'in Balın için ne kadar koşturduğunu, kendini paraladığını anlatmıştı.

"Geçirdiğim dönemin benim için tarifi çok zor. En değer verdiğim iki insanı acı bir şekilde kaybettim. Gençliğimin büyük bir bölümü toprağın altına girmiş gibi hissediyorum. Bu süreçte hem iş hem de duygusal anlamda Duru bana çok destek oldu. Her sarsıldığımda elini sırtımda hissettim. Tek bu neden bile onu paha biçilmez yapıyor. Beş yıldır Duru'yla beraber çalışıyoruz. Benim durmadan çalışmama laf etse de onun da benden kalır bir yanı yok. Sadece yorulduğunda biraz komik oluyor"

GÜVENLİK (Tamamlandı)Where stories live. Discover now