Bölüm 4

953 277 116
                                    

Cüneyt sabah Balın'ı almak için geldiğinde kimseyle konuşmamaya karar vermişti. Kapıda kendisine günaydın diyen görevli, aracı durduğunda kapıda bekleyen görevli, donuk yüzünden nasibini aldı. Bir gece önce yaptıkları yüzünden cezalandırılıyorlardı. Talimatları bile mesajla vermiş, tek kelime etmemişti. Tarık arabasını yanına park edip gülümsediğinde arkadaşının kaş çatan suratına baka kaldı.

"Ne lan bu surat?"

Cevap yok.

"Sana diyorum!"

Yine cevap yok.

"Cüneyt bu yaşta küsmeye utanmıyor musun?"

"Küs değilim, muhatap olmuyorum. Birine verilecek en büyük ceza onu umursamamaktır. Bende sizi umursamıyorum"

Tarık gülerek ellerini cebine soktu ve arkadaşının yanına arabaya yaslandı.

"Bu sevimli hallerini öğretmene de göstermelisin"

Cüneyt dayanamayarak Tarık'a yaklaşıp sesini kıstı. Hayatta her şeyini onunla paylaşmıştı.

"Bana kahve ısmarlayacakmış."

"Gerçekten mi? Bu süper"

"Hı..."

Tarık keyfi yerinde olan arkadaşına omuz atıp sevincini paylaştı. Aile evden çıktığında hemen görevlerinin başına döndüler.

Uzun zamandır her şey yolunda ilerliyordu. Battal ailesinin yoğun temposu, onlara ayak uydurmaya çalışan kızları Balın. Ela öğretmen hayatlarına katıldığından beri evin içi biraz daha neşelenmişti. Balın ve Ela güzel bir ikili olmuşlardı. Evin içinde oflayarak dolaşan bir kız yoktu artık. Alpay ve Janset, kızlarının bu halinden memnundu. Janset bile arada işten çıkıp onlarla zaman geçirmeyi tercih ediyordu. Ela, Balın'a öğretmenden ziyade abla, Janset'e de arkadaş olmuştu.

Okuldaki görevli arkadaşından telefon geldiğinde Cüneyt yine Balın'ın erken çıkacağını tahmin etti. Bu artık okulun rutini haline gelmişti. Ela'yı arayıp onu erken alacağını söyledikten sonra yola çıktı. Arabada susmadan konuşan kızları eve bıraktığında derin bir nefes aldı.

"Vay arkadaş ne çene var bu kızlarda" diye kendi kendine konuşurken Tarık'ın ortalarda olmadığını fark etti. Belli ki Alpay Bey bugün yoğundu. Evin önündeki çimlerde volta atarken Tarık'ı aradı.

"Birader durum ne?"

"Değişik bir durum yok kardeşim. Holdingin kapısındayım. Janset hanım belki erken çıkabilirim dedi sabah, bende oyalanıyorum"

Cüneyt "İyi..." dediği anda büyük bir patlama sesi duydu. Bir anlık telefonu kulağından uzaklaştırıp tekrar kulağına yaklaştırdığında Tarık'ın sesinden emin olduğu acı bir inleme geldi. Korkunç gürültüler, insan çığlıkları duyarken arkadaşına sesleniyordu fakat karşıdan cevap gelmiyordu. Sonunda da hat kesildi. Telaşla bir kez daha aradı fakat ulaşılamayan sinyal sesi içinde büyük darbeler almasına neden oldu. Son ses Yamaç'a bağırdı. Güvenlik odasından koşarak çıkan Yamaç ciddiyetle bakıyordu.

"Hemen evi boşaltıyoruz! İki kişi gözlem amaçlı burada kalacak! Diğerleri benimle güvenli eve geliyor."

Yamaç diğer görevlilerin yanına koşarken Cüneyt soluğu evin kapısında aldı. Elinin ayasını yakacak kadar güçle kapıya vurup Balın'a seslendi. Balın korkuyla kapıyı açtığında hemen arkasında Ela vardı.

"Hemen çıkıyoruz! Acele edin!"

Balın masadaki telefonunu alırken Cüneyt montları eline almıştı bile. Ela elinde çantası Cüneyt'e bakarken bir göz teması bile kuramadı. Her zaman ciddi olan adam şu an bambaşka bir ruh halindeydi. Önemli bir sorun olduğunun farkındaydı ama sormaya korkuyordu. Üç araç evin kapısında dizildiler. Ortadaki araca Cüneyt, kızlarla geçti. Diğer araçlarda kalan korumalar bulunuyordu. Beklemeden bahçe kapısından çıktılar. Arkalarında toz bulutu bırakacak kadar hızla ilerliyorlardı. Ön ve arkadaki araçlar sağ sol yaparak başka bir arabanın Cüneyt'in arabasına yaklaşmasına engel oluyor, hız sınırlarını zorlayarak yol alıyorlardı. Balın sürekli ne olduğunu sorsa da cevap alamıyordu. Bir ara Cüneyt ve Ela dikiz aynasında göz göze geldiklerinde adamın bakışlarından geçen acıyı gördü. Şu an gerçekleri duymanın zamanı değildi. Dikkatini Balın'a çeviren Ela, kızın elini tutup şefkatle okşamaya başladı.

GÜVENLİK (Tamamlandı)Where stories live. Discover now