7. Bölüm

482 39 6
                                    

Sabah alarmın çalmasıyla uyandım ama hâlâ uykum vardı sanırım buna alışmam uzun sürecek ve bende uykuma çok aşırı derecede düşkün bir insanım. Kalktıktan bir on dakika sonra yataktan anca çıktım ve günlük rutinimi yaptım sonra da odadan çıktım çok şükür bugün pazardı ve okul yoktu hangi Allah'ın malı okulu yapar ki ya. Aşağı inip salona geçtim.

"Günaydın."dedim.

&"Günaydın."

Uykulu gözlerle Serkan ve Mete'yle konuşan Ada'nın yanına gidip yanağından öptüm anlaşılan o da benim gibi uyuyamamıştı. Meriç'e baktığımda onun da uykulu gözlerle etrafa baktığını gördüm. Zeynep yengenin bizi çağırmasıyla yemek odasına geçtik. Yemek odasında diğerlerinin kahvaltıya başlamasıyla birlikte bende kahvaltıya başladım. Kahvaltı bittikten sonra Ufuk bey, Sinan bey, Yamaç bey, Toprak, Demir abi, Bartu abi, Barın abi, Defne abla ve Ebru abla işleri olduğu için gittiler, Songül hanımlarda odaya kapandılar aslında ilk baş beni de çağırmışlardı ama dedikodudan sıkılınca salona geçmiştim bir süre sonra benim peşimden Eda abla, Ayla abla ve Esra abla da gelmişti. Şu anda da boş boş oturuyorduk.

Furkan abinin konuşmasıyla ona baktım.

"Ya böyle boş boş oturacak miyiz bir şeyler yapalım."dedi.

"Yapacak bir şey varda biz mi yapmıyoruz." dedi Atakan abi.

"Evet ya bir şeyler bulun zaten bugün son günümüz."dedi  Can.

"Parka gidin o zaman çocuklar eğlenmiş olur onlarda sıkılıyordu odada."dedi Eda abla.

"Evet iyi olur şuanlık en makul yer orası ama lütfen gençler olarak gidelim."dedi Doruk.

Bu çocuk kaşınıyor.

"Tamam işte Demir ve Batur abim gelmiyor bir tek."dedi Baran.

Oysaki Demir ile yaşıttı tamam onlarda genç, yaşlı değiller ama aramızda büyük kalıyorlar.

"Baran senle aynı yaştayız biz."dedi Demir abi.

"Yani Baran abi sende yaşlılar gurubuna giriyorsun."dedi Doruk.

Bu çocuk harbiden fena kaşınıyordu.

"Ulan bak sus elimde kalıcaksın."dedi Baran abi.

"Yalnız sen Baran abiye dua et Doruk Toprak abim burada olsaydı selanı okuyorduk."dedi Yağız.

"Neyse, tamam küçükler parka gidiyor."dedi Esra abla.

Esra ablanın dediğinden sonra hazırlanıp çocukları da aldıktan sonra dışarı çıkmıştık. Parka gidecek olanlar ben, Kaya, ikizler, Doruk, Deniz, Can, Furkan, Berk, Oğuz ve Atakandı aslında Yağız'ı da çağırdık ama işi varmış. Bugün restorana önemli kişiler gidecekmiş. Yağız da oranın sahibi olarak birazdan restorana gidecekmiş.

"Geçen gittiğimiz parka gidelim fazla uzak sayılmaz hem biraz yürümüş oluruz."dedi Kaya.

Herkes onu onaylayınca yürümeye başladık. Parka gelince çocuklar oyuncaklara gittiler bizde çimenlere oturduk yol Can, ve Doruk'un boş yapmalarıyla geçmişti.

"Gece çocuklarla çok iyi anlaşıyorsun ama bizim yüzümüze bile bakmıyorsun sadece sorulan sorulara cevap veriyorsun. Neden."diye sordu Furkan.

"Çocuklar masumdur ve çok sevimliler."dedim.

Aslında benim onlarla yakınlaşmamamın sebebi birazda buydu onlardan gelecek şiddet darbelerine karşı gelirdim ama onlara güvenipte güvenimin kırılmasından korkuyorum. Üvey babam psikolojimin de içine ettiği için sağolsun aptal herif.

Kaybolan Zamanlar Where stories live. Discover now