1. BÖLÜM

503 53 306
                                    

Düşünüyordum neyi düşündüğümü bilmiyordum ama düşünüyordum belki hayatımı, belki de yaşadıklarımı, belki de yaşayacaklarımı bir şeyler bıktırmıştı, hayat çok yormuştu şuan ise sınıfta oturmuş sokak nöbetçilerini okuyordum kaç kez baştan okudum bilmiyorum ama tekrardan okuyordum

Kendimi mi kandırıyorum bilmiyorum ama belki de umut bulmak için okuyordum, ama hiç bir zaman uğramayan umut şimdi mi bulacaktı, bu ancak beni güldürürdü bu kitabı seviyordum çok seviyordum belki de kendi hayatımda yaşadıklarıma benzettiğim içindir

Hayatım hep sokaklar da geçmişti babam yüzünden evden kaçtığımda daha çocuktum sokaklarda büyüdüm kötü işlere bulaştım bana öyle kötü şeyler yaptılar ki...

Aklıma gelen anılarla gözlerimi yumdum bu sefer gözlerimin dolmasına izin vermeyecektim. bir de abim vardı bu yaşıma kadar sürekli onu aradım her yerde elimden geldiğince, gücümün yettiğince aradım. elimde yıpranmış fotoğraftan başka bir şey yoktu. aramızda 3 yıl vardı şuan 21 yaşındaydım ve bilgisayar mühendisliği okuyordum neden bu bölümü seçtiğimi bilmiyordum yapacak iş bulamayınca direkt bunu seçmiştim bir hayalim yoktu bir amacım da yoktu zaten dövüş ve bilgisayarlar konusunda iyiydim gerisini umursamıyordum abimi bulduğumda ise ne tepki vereceğimi de bilmiyordum

Ve ablam... ondan bahsetmek bile ürpertiyordu beni kafamdaki düşünceleri başımdan atmak istercesine kafamı iki yana salladım

hocanın girmesiyle kitabı kapatıp herhangi bir defter açtım hoca bir şeyler anlatıyordu ama dinlemiyordum sadece defteri karalıyordum

"Asel... Asel... Asel kızım dinlemiyor musun sen" diyen hocayla daldığım yerden ayrıldım. "Dalmışım hocam dinlemiyordum" dedim. Bu hayatta hep dürüst olmuştum ama yankı gibi yalan söylemek yerine susmayı seçmemiştim direkt neyse onu söylemiştim suskunluğun iyi olmadığını hem hayat öğretti hemde bu kitap

Hoca beni tanıdığı için göz devirdi "bundan sonra dinle" dedi sadece ve derse devam etti. Umursamadım

Bütün dersler bitince çantamı tek koluma takıp ceketimin şapkasını kafama geçirdim ve dışarı çıktım. Etrafıma baktım insanları inceledim

  Gülüşüyorlardı bazıları grup halinde bazıları sadece arkadaşıyla konuşuyorlardı ama sanki hiç derdi tasası yok gibiydiler bu kadar kolay mıydı hiç bir zaman anlayamadım insanlar hiç bir zaman benle arkadaşlık kurmak istemediler hoş bende onları istemedim ben mi anormaldim yoksa onların hayatı bu kadar mı iyiydi

   Zaten onların beni istememesinin en büyük nedeni yaydığım etkiydi ya da sessizliğimdir ya da en fazlası dövdüğümdendir ki bunlar benim için hiç bir şeydi bunlar yaptıklarımın ve olduğum insan için tırnağımın ucu kadar bir şey bile değildi eh adam öldürdüğümü bilseler acaba sadece mesafeli durmakla yetinirler miydi

   Ben Asel İzgi yaşadığı bütün zorluklar karşısında pes etmemiş ayakta güçlü durmaya devam eden o kişi değildim o klişe ancak kitaplardaydı insanlar sokak çocuklarını insan yerine koymasa da kim ne derse desin bende insandım ve pes edip ölmek istediğim zamanlarım oldu bu hayatta bir tek amacım abimi bulmaktı ondan sonrası ne olur bilmiyordum. Kendimi seviyordum ama kendimden nefret ettiğim kadar değil bedenimi etlerimi parçalaya parçalaya o kiri çıkartmak istediğim ruhumu ölerek temizlemek istediğim zamanlarım çok oldu ama hala burdaydım.

  Dış görünüşüm yalan söylemeyeceğim güzeldim ama hayatın zorlukları bazı kusurlar oluşturmuştu mesela burnum küçükken aynaya baktığımda hatırlıyordum biraz daha biçimliydi ama şimdi darbelerden dolayı biraz kötü olmuştu ya da kaşımda bir çizik vardı insanların sırf moda diye yaptığı o çiziğe ben lanet ediyordum insanlar eğlence olsun diye yapıyorlar ben ise hayatımı kurtarmak için sadece o çizikle kurtulmayı istemiştim ne trajikomik ama

  Mavi Gözlerimdeki ışık ve umut annemden ayrıldığımdan beri yani tam 13 yıl önce sönmüştü aynaya baktığımda kendimle yabancıydım ben buydum hayata karşı bir amacı olmayan hissiz duygusuz bir kadın

  Metroya koşa koşa gidiyordum sıkış tıpış insanların arasından zorlukla geçtim ve hemen boş bir yere oturdum

  Kulaklığımı takıp başımı arkaya yasladım kafam çok doluydu. "Kızım iyi misin" diye soran yanımdaki yaşlı kadına baktım 50 60 yaşında vardı ah teyzem napıyon tek başına burda

  Kulaklığımın birini çıkarıp "kötü değilim" dedim. Kafamı sonra noldu dercesine iki yana salladım. Gözlerindeki ışık yaşlansa da hala sönmemişti.

  "Hasta gibi duruyorsun evladım evde dursaydın ya" dedi. Sadece burukça gülümsedim "iyiyim ben sıkıntı yok" dedim ve önüme döndüm uğraşamazdım şuan sorularıyla

  Karşıma baktığımda bir adam bana bakıyordu elleri üzerindeki sweatin cebindeydi ve şapkasını kafasına geçirmişti çantasını önüne koymuştu. Benim en çok dikkat ettiğim gözleriydi simsiyahtı ya da uzaktan bu şekilde gözüküyordu saçları da aynı şekilde kuzgun karasıydı yakışıklıydı ve yapılı biri olduğu da belliydi ama her şey gibi bunu da umursamadım.

Gözlerimi devirdim ve bakışlarımı çektim metro durduğunda hemen aşağı indim ve yürümeye başladım

  Bir süre sonra arkamdan birinin takip ettiğini fark ettim hiç fark etmemiş gibi davranıp ilerlemeye devam ettim ilk sokaktan sağa döndüğümde tek kolumdaki çantayı yere bırakıp cebimdeki çakıyı çıkardım bazen silah taşımadığım olurdu ama çakıyı hiç bir zaman cebimden çıkarmazdım

Adam buraya döndüğü an sol kolumla duvara yaslayıp diğer elimdeki çakıyı boynuna dayadım "sen kimsin lan niye beni takip ediyorsun" dedim. Dişlerimi sıkarak konuşmuştum.

   Karşımdaki adam pişmiş kelle gibi sırıtıyordu "seni öldürmeye geldim beni tanımadın mı yoksa" demesiyle kaşlarımı çattım yüzü de tanıdık değildi "ne diyon lan şerefsiz bir bitmediniz ulan" dedim. Ama bir anda karnıma bıçak saplandı o daha elini çekmeden ben sağ elimdeki bıçakla boynunu kestim bir anda yere yığıldı

Issız bir sokaktaydık yerde ölü bir adam ve yaralı bir ben vardık sesler gelmeye başladı bıçağı karnımdan bir anda çektim ağzımdan bir inleme döküldü hemen ceketimi çıkartıp karnıma bastırdım çantamı kaptığım gibi diğer tarafa doğru ilerlemeye başladım koşmaya çalışıyordum ama acı giderek çoğalıyordu ve halsiz düşürüyordu

Polisler beni bulamazdı çalıştığım şirket arkamı hep toplardı hoş toplamasalar da ben kendimi toplamasını bilirdim

En sonunda gözlerim kararmaya başladığında bir adam yanıma geldi gözlerim gitgide kararıyordu tam göremesem de metrodaki o simsiyah gözlü ve saçlı çocuk olduğunu anladım kolumu tuttuğu gibi ilerletti "sen kimsin" diyebildim sadece "ah küçük kız yakında öğrenirsin" dedi. Son duyduğum bu oldu ve bayıldım umarım yerlerde sürükleyerek götürmezdi.





  Bölümün kısa olduğunun farkındayım ama 2. Bölüm en yakında gelecek kitabımı beğenmeniz dileğiyle ve oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen

Sokak Nöbetçilerinin ArasındanWhere stories live. Discover now