9. BÖLÜM

246 41 97
                                    


Oy sınırı 17, yorum sınırı 30

————————

  Ona cevap bekleyen bakışlarımı yolladım yutkunduğunu gördüm. Anlamıyordum yemin ederim anlamıyordum ben canımı kurtarmak için evden ölesiye kaçmaya çalışırken onun bu denli gururunu bile umursamayıp geri dönmesini anlayamıyordum kitabı baştan sonra 40 kez okusam da yine anlamayacaktım.

  Ağzını açtı sonra geri kapadı tekrar açtı geri kapadı. En sonunda "bunu... bunu anlatsam sana değil kardeşlerime anlatırdım ve emin ol bununla ilgilenecek son insan bile değilsin." Dedi. Doğru bana neden anlatsın ki sonuçta ama yine de "doğru sana acılarını hiç bir zaman sormayan kardeşlerine" dediğimde o dağ gibi adamın bozguna uğradığını gördüm ordan uzaklaşmadan önce "ama yine de söyliyeyim ben hiç bir zaman sormaktan vazgeçmeyeceğim sen anlatasıya kadar hemde... gururuma rağmen" dedim.

  Diğerleri aşağıya inmişti bende Badenin yanına gitmiştim. "Bade" diye seslendim. Diğer çocuklarla birlikte lunaparkın dışında bizi bekliyordu Ferdayla birlikte bana bakıp gülümsedi.

"Abla, Ferdayla neler neler yaptık biliyor musun?" Diye tatlı tatlı heyecanla konuşmaya başladı. Onları dinlerken diğerlerine baktım. Yankı zorda olsa kendisine gelmiş ve bana baktıktan sonra diğerleri konuşunca onlara baktı.

  Lâl'in yüzündeki ifadeden Bartu'nun olmayan aşk itirafı yaptığını anlamıştım ordan uzaklaştığında Bartu da peşinden gitmişti. Işıkla mutlu ise 2 dakikalık Yankı'ya trip atmışlardı. Yankıyla Helinin özeline bakmak istemeyip önüme döndüm.

  En sonunda çocukları yurda bırakmıştık gitmeden önce Bade'yle "abla tekrar geleceksin dimi" dedi. Kafamı sallayıp "tabi ki geleceğim. Sana söz verdim ayrıca biz kardeş gibi olduk senle, kardeş kardeşini bırakır mı?" Dedim. Gözleri dolu dolu kafasını iki yana salladı.

  Bırakır, ben hiç tanıyamadığım abimi bırakmıştım. Kendi canımı kurtarmak için kaçmıştım ve benim en büyük pişmanlığımdı. Hepsi bisikletlere bindiğinde ben orta da tabiri caizse dımdızlak kalmıştım.

  Bartuyla Lâl önden gitmişti. Işık küçümseyici bakışlarını atıp o da gitmişti yankı zaten Helin'i önüne alacaktı. Onlara yalandan gülüp "şey siz gidin ben arkanızdan geliyorum bir işim vardı da" dedim. Arkamı dönüp yürümeye başladım.

Ensemden tutulup çekilmemle neye uğradığımı anlamadım şokla tutana bakmaya çalıştım Yankı'ydı "bizimle geliyorsun ve daha demin ki konuşmayı da açıklayacaksın bana" ona hüzünle baktım neyi açıklayacaktım ki gayet net değil miydi

"Hadi Asel binde şunlara kimin daha havalı olduğunu gösterelim." Diyen Mutlu'ya hafif gülümseyip arkasına bindim.

Sonunda eve vardığımızda hepimiz deli gibi yorgunduk. Işık tam kapıyı açacakken aklıma yeni gelen şeyle gözlerim kocaman açıldı. "Durun" diye bağırdım. Herkes bana bakarken ne diyeceğimi bilmiyordum Caner'le konuşmuştum ama ya yine de içerdeyse "Niye duracak mışız lan Sanane ışık aç kapıyı" dedi Bartu.

Göz devirip "o zaman izin verin de ben önden gideyim." Dedim. Bana alayla baktılar "Oldu paşama bak sen, ben bu değişik hareketlerinden sonra sence izin verir miyim?" Diye öfkeyle sordu Bartu. Helin'e baktım o da anlamaz şekilde bana bakıyordu. Bu işin konuşarak halledilmeyeceğini anladığımda hızlı reflekslerimle Işık'ın elinden anahtarı aldığım gibi kapıyı açıp içeri girdim.

"Lan sen ne yapıyorsun bunu hesabını vereceksin kı..." diyemeden arkamdaki Bartu'ya dönüp elimle ağzını kapatıp sus işareti yaptım. Cebimdeki çakıyı çıkartmıştım. Bunu yaptığımda herkes şaşkınlıkla baktı. Bartu yeniden konuşmak istediğinde ışık susturmuştu.

Sokak Nöbetçilerinin ArasındanWhere stories live. Discover now