8. BÖLÜM

199 41 78
                                    

           
                Oy sınırı 13, yorum sınırı 20

.......................

Düşüncelerimden sıyrılıp Işık'a baktığımda Mutlu'nun konuşmaları yüzünden karnına vurup "E ne yapacağımıza karar verelim artık," dedi. Nadir'e baktım keyifli bir şekilde bizi izlediğini ama arada sırada acıdan dolayı yüzünü ekşittiğini gördüm.

"Nadir bu arada ben Asel" dedim ona bakarak. Diğerleri bana baktı sanırım Nadir hakkındakileri bilmediğimi sanıyorlardı daha sanmaya devam etsinler o zaman

Nadir şaşkınlıkla bakıp "memnun oldum efendim" dedi çekinerek. Yüzümü buruşturdum "lütfen Nadir sadece Asel yeter" dedim gülümseyerek. Başını eğerek "olmaz ki öyle" dediğinde Sıkıntıyla nefes verdim.

  Yankı konuyu değiştirmek istercesine "Nadir, ne yapmak istersin? Sen ne istersen onu yapalım."

  Bartu elini Nadir'in omzuna koyup kendine çektiğinde gözlerinden acının geçtiğini gördüm hepimiz ona bakarken Nadir utangaçlıkla "olur mu öyle şey efendim, siz ne derseniz onu yapalım." Dediğinde herkesle birlikte canım yandı.

  Yankı, Nadir'in yanına gidip omzuna elini koyduğunda "ben senin efendin değilim. Abin, arkadaşın, dostun, her şeyin olabilirim ama efendin değilim." Dedi. Nadir başını önüne eğdiğinde herkes ona baktı hiç bir şey söylemeyeceği zaten belliydi.

İnsanların çocuklarla olan derdini hiç anlamamıştım ne istiyorlardı. çocuklar onlara ne yapabilirlerdi de bu kadar acı çektiriyorlardı neden en çok acıyı hep çocuklar çekiyordu.

Acaba Nadir'e ters psikoloji uygulasam nasıl olurdu. Nadir'e bakarak gülümsedim. "Bence senin söyleyeceklerin her şeyden daha önemlidir..." dediğimde bana baktı bende devam ettim. "Efendim" bana şaşkınlıkla baktığında gülümsedim diğerlerinin de bakışlarını üstümde hissediyordum. "A-Anlamadım... b-ben mi, Ef-Efendim mi?" Dediğinde gülümseyip kafamı salladım. Ama o hala şaşırarak bakıyordu bana

"Çocuğa niye öyle şeyler diyorsun" diye dişlerini sıkarak sessizce bana öfkeyle konuşan Bartu'ya baktım. Ne yapmak istediğimi anlamamış mıydı. Ona göz devirdim. "Ne yapmak istediğimi anlamaman benim sorunum değil." Dedim sadece. Tam bana sinirle bir şey söyleyecekken Lâl ellerini hareket ettirip bir şey söyledi.

Bartu'nun dikkati dağılıp ona baktığında ve gülümsediğini gördüğümde göz devirdim.

  "Benimle barışacak mısın o zaman?" Diye sordu Bartu Lâl'e, lâl'in 2 saniye elleri duraksasa da hafifçe gülümseyip ellerini hareket ettirdi. Bartu "barışacaksın barışacaksın," dedi ve göz kırptı.

  Sadece alayla gülmekle yetindim Lâl gözlerinde bana karşı eksik etmediği nefretiyle bakarken ben ona sadece alayla bakmakla yetindim. Sonra ağzımı oynatarak "onu hak etmiyorsun" dediğimde gözlerinde anlamadığım ifade oluştu.

"Oldu o zaman bu iş." Diyen Bartu Yankı'ya baktı "Lunaparka gidiyoruz." Bütün çocuklar hevesle zıplamaya başladılar. "Pekala," diyen yankı'ya baktım Lâl'e bakıyordu. "Nadir'in aklına bu şekilde mi girdin?" Dediğinde Lâl gülmeye başlamıştı Nadir de aynı şekilde

Yankı neden ona bu şekilde davranıyordu ki o kadar şey yapmasına rağmen, neden bilmiyordum ama kalbimin parçalandığını hissettim. Acaba abimi bulduğumda o da beni sever miydi ki

  En sonunda Lunaparka doğru çocuklarla yürümeye başladık. Yankı Nadir'le yürüyordu Helin Ferda'nın elini tutmuştu onların önünde Bartuyla Lâl, arkalarında ise Mutlu'yla Işık vardı ben ise Ferda'nın diğer yanında biraz uzakta duruyordum.

Sokak Nöbetçilerinin ArasındanWhere stories live. Discover now