5. BÖLÜM

187 35 126
                                    

yüzüme eğilerek "Pamir Kara'yı nerden tanıyorsun ve o şu an nerde nasıl bir ilişkiniz var sen kimsin Asel İzgi..." dedi.


Bunu demesiyle ne yapacağımı bilemedim ama yine de kendimden ödün vermeyip başımı kaldırdım "Pamir kara diye birini tanımıyorum ayrıca hakkımda öğreneceğin kadar şey öğrenmişsin zaten daha ne istiyorsun" dedim. Zeki biriydim yankıya mesaj atanın hatta ve hatta o siyah gözlü adamın Pamir Kara olduğunu anlayacak kadar hemde

Sadece güldü ama anlamadığı şuydu ben gerçekten de o adamı tanımıyordum sadece görmüştüm ki o benimle konuşmuştu "yalan söylemediğini nerden bileceğim" dedi. Göz devirdim "ben yalan söylemem" dedim sadece. Kaşları havaya kalktı bir şey söyleyecekken merdivenlerden adım sesi gelince benden uzaklaştı.

"Lal, neler oluyor? Bu bir oyun mu?" Diyen helinin sesi geldi. Işık ve mutlu da yankıyla birlikte önlerine dönmüşlerdi ama tedirgin oldukları belliydi. Derin bir nefes aldım

Mutlunun kısık bir sesle "süprizleri çok severim, ama bana yapıldığı zaman. Bu şekilde süprizi bozasım geliyor" dediğini duydum. Biraz ortamı yumuşatmaya çalıştığı belliydi.

  Helinin hediyesine yani sonradan maviye boyayacakları siyah bisiklete baktım o bilmiyordu ama ben bisiklet sürmeyi biliyordum kendim öğrenmiştim sokaklarda hırsızlık yapmak zorunda kalıyordum ve ben sürekli bisiklet süren çocukları görüyordum çok kıskanıyordum ve bir gün onlara o kadar çok özenmiştim ki bir çocuğun bisikletini çalmıştım 3 gün boyunca kendi kendime öğrenmek için deli gibi çırpınmıştım zaten olan yaralarımın üzerine yara eklenmişti ama onlar benim en güzel yaralarımdı

  Sonra bisikleti gizlice geri bırakmak istemiştim ama yakalanmıştım ve ev sahibi canımı çıkartasıya kadar dövmüştü açıklamama bile izin vermemişti aklıma gelen anıyla burukça gülümsedim büyüyünce bisiklet almamıştım o ev sahibi kursağımda bırakmıştı

  "Kapa çeneni mutlu" diyen ışıkla daldığım düşüncelerin arasından sıyrıldım "bunu bozarsan saçlarını keserim" demesiyle o komik konuşmanın yaşanacağını anlayıp onları gülümseyerek izlemeye başladım tabi bartunun elindeki bira şişesini alıp kafama dikmeyi unutmamıştım bartu bana baktı ona göz kırptım gözlerinde farklı bir ifade vardı sanırım öfkeydi çünkü öldürmek ister gibi bir hali vardı

  "Kesemezsin" diye inledi mutlu gergin ortam iyice dağılmıştı "sen benim saçımı kesersen bende senin pipini keserim" demesiyle ağzımdaki  birayı püskürttüm ve kahkahayı bastım, boşluğuma gelmişti.

  Bartu elimden birayı aldı "üzerimi batırdın ya" dedi mutlu. ama o da gülüyordu "salak benim pipim mi var?" Işıkın sesi keyifliydi

  "Kim bilir Işık sarca belki vardır" dedim. Bana baktı gülüyordu ama tek kaşını kaldırmıştı.

  "Kız haklı neden olmasın?" Mutlu fısıldamayı bırakmıştı "düşündüm de ikizim erkek olsaydı ve onun da benim pipim gibi pipisi olsaydı..." derin bir nefes aldı. "Biz otururduk, pipilerimiz dünyaya hükmederdi" dedi. İlk defa böyle güzel bir ortam da bulunuyordum ve kitaptakinden bin kat daha güzeldi

Bende bir şeyler söylemek isterdim ama daha fazla konuşup kendilerini tedirgin hissetmelerini istemedim haklıydılar varlığım ne kadar az belli olursa o kadar daha iyiydi

"Mutlu," diyen yankıya döndüm "ilgi odağı olamadın diye yapıyorsun bunları, değil mi?" Dedi.

"Beybeğim," kimse anlamamıştı ve mutlu kimsenin anlamadığını anlamış olacak ki tam açıklayacakken ben araya girdim "beyin ve bebeğin karışımı." Dedim. Mutlunun gözleri açılmış şekilde bana baktı "bu kız bile anladı siz anlamadınız püü size" dedi. Bu Kız, mutlu ne kadar cana yakın davransa da o da bana soğuktu.

Sokak Nöbetçilerinin ArasındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin