sin of the past

38 2 0
                                    

Ölüm. İnsanlar genelde bu kelimeden hoşlanmazlar. Belki de nedeni yok olacaklarını düşünmelerdir. Ölüm aslında yeni bir hayattır. Bu dünyadaki süremiz boyunca yaptıklarımızın bedelini ruhlarımız çeker. İyilik işlemişsek iyilik kötülük işlediysek kötülük görürüz. Hani kaçınılmaz son derler ya. Bence çok yanlış bir açıklama. Daha doğrusu. Kaçınılmaz karşılık. Yaptığımızın her şeyin bedelinin ödeneceği an.......

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Karanlık sokaklarda iki tane gölge yürüyorduk. Olacakları bilmiyorduk veya ölümümüze gidip gitmediğimizi. Sadece plana sadık kalıyorduk. Artık vakti gelmişti. Bu çeteyi kurduğumdan beri, hayatımda ilk defa taktik yapmadan sadece ve sadece dövüşecektim. Belki ölecektim bilmiyorum. Ama onun bir yerinin bile kanaması belki de acımı hafifletirdi. Emin değildim.

Geleceğimiz yere sonunda varmıştık. Burası benim sönmüş geçmişimdeki en sevdiğim yer. Aslında normal bir insanın bakış açısında, burası deniz kenarından başka bir şey değildi. Ancak benim için...... Lise yıllarımda genelde buraya gelir denize içimi dökerdim. Başkaları öğrense deli olduğumu falan düşünebilirlerdi ancak benim için çok önemli bir yerdi. Acılarımı, sevincimi; bütün duygularımı bu deniz kenarında yaşamıştım. Arada Jennie ile de dertleşme mekanımızdı. Yıllar sonra burda olmak bana farklı bir duygu veriyordu. Anlam veremediğim bir his. Ama şuan düşüncelerim hislerimden baskın geliyordu. Beynim gelmeyeceğini söylerken olduğundan şüphe duyduğum kalbim ise aksini iddia ediyordu. 

Aslında Lalisa olduğumu biliyordu. Ben ne kadar yalan söylesem de Lalisa olduğumu biliyordu ve zaten bitmiş olan hayatımı şimdi tamamen bitirmek için bir zevk duyacaktır diye düşünüyordum. 

Kalbim haklı çıkmıştı.

Yalnız geleceğimi söylemiştim ancak Jennie dışında buradan 1 kilometre uzakta 120 tane adamım benim çatışma için vereceğim sinyali bekliyordu. 

Kafamın içinde beni rahatsız eden bir düşünce vardı. 

Acaba beni hatırlayacak mı?

 

Hayatımın içine ettiği zamanlardan çok uzun vakit geçmişti. Çok değişmiştim. Çehrem, bedenim, tarzım, konuşma biçimim, duygularım, hislerim... Bir an durup düşündüm de. Belki de beni değiştiren oydu. Ondan yediğim kurşun sonucu bambaşka bir insan olup çıkmıştım. 

Jennie uzak bir banktan bizi izleyecekti. Direk çatışmaya girmeyecektim.

Ölmeden önce edeceğim sözler vardı. Ancak bu sözleri ettikten sonra kimin öleceği belirsizdi. 

Çok büyük bir ihtimal adamlarını getirmişti. Adamlarını yanından eksik etmezdi Jeon. Korkak değildi kendisi de pekala beni öldürebilirdi ancak o da benim hazırlıklı geleceğimi biliyordu. 

Planım şuydu sözlerim bitmeye yakın adamlarıma ve aynı zamanda Jennie'ye telefonla otomatik bir sinyal yollayacağım. Adamlarım geldiğinde eğer adamları ordaysa ki orda olacaklar direk orda çatışmaya girecektik. Eğer adamları gelmediyse ki çok zor bir ihtimal, onu mekana götürüp işkence edecektim ve her katile yaptığım gibi ölüme terk edecektim.

Denizi izlerken arkamda gelen araba sesiyle otomatik olarak yüzüm arkama kaydı. Siyah arabayı bir yere park ettikten sonra arabadan dışarı çıktı.

Çok uzak olmadığı için çehresini görebiliyordum. Hiç değişmemiş desem yalan olur. 

Tek değişmeyen şey gözleri. Siyah katana gibi keskin bakışları değişmemişti.

Arabadan indiği gibi yanıma yavaş yavaş yürüyerek geldi. Ancak bana bakmıyordu. Önündeki denize bakarak konuştu.

Jungkook: Sen olmadığından hiç bir zaman şüphelenmedim Lalisa.

Lisa: Beni unutmaman ne hoş. En azından aklında yer edebilmişim onca insan arasında.

Jungkook: Senin gibi bir kızı unutan beyni s*keyim.

Jungkook: Beni buraya çağırdığına göre beni öldüreceksin. Ancak öldürmeden önce de bir şeyler söyleyeceksin.

Lisa: Evet sana edeceğim laflar var. Ama söylemeden önce..

Bir yandan ceketinin her karışını arıyordum. Silah çıkar diye. O da sesini çıkarmadı. Bir şey bulamayınca gene gözlerimi denize doğru çevirdim.

Lisa: İnsanlar sana ne yaptı Jeon?

Jungkook: Keşke bana bir şey yapmakla kalsalardı Lalisa. 

Lisa: Şuan neden burada olduğumuzu sen benden çok daha iyi biliyorsun.

Jungkook: Ailenin intikamını almak istiyorsun.

Jungkook: Ancak beni öldürdüğünde, yani intikamını aldığında eline ne geçecek?

Lisa: Belki ailem yanıma geri gelmeyecek. Belki hayatım eski düzenine dönmeyecek. Geçmişim zaten karanlık sulara gömülmüş çıkarmam mümkün değil. 

Lisa: Ama kalbimdeki acıyı ancak seni öldürerek susturabilirim.

Jungkook: Zaten her zaman mantığınla hareket eden bir insan olmuşundur. Şimdi kalbinin sesini duyunca ve susturamayınca onu dinlemek zorunda kalıyorsun.

Lisa: O yüzden diğer ölüme terk ettiğim katillerin dışında seni öldürmek bana ayrı bir haz verecek.

Jungkook: Ben öldüğümde umarım o hazzı yakalarsın. Beni öldürmeyi becerebilirsen.

Lisa: Eninde sonunda ecelin gelecek. Sadece ecelin gelmeden önce sonunu getirecek kişi ben olacağım Jeon:)

------------------------------------------------------------------------------------------------

Vote vermeyi unutmayın..........





𝒍𝒊𝒔𝒌𝒐𝒐𝒌///////////Chasseur de tueurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin