cause of death

44 2 0
                                    

İnsanlar çok acımasızlardır. Sen ne kadar çabalasan da en küçük hatanda seni küçümserler. O yüzden insanları memnun etmek yerine kendimizi memnun etmek her şeyden önemlidir. Bu hayatta insanların boş ve gereksiz düşünceleri kadar saçma bir şey yoktur. Eğer sen yaptığın şeyi doğru buluyorsan diğerlerinin ne söylediğinin bir önemi yoktur. Ama bazılarımız insanların yaptığı eleştiriler sonu hayatlarına bile son verebiliyorlar. Aslına bakarsanız insanların tanımlayan tek bir kelime var: Katil.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bir kaç dakikadır ortamda büyük bir sessizlik vardı. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Ne söylesem boşaydı. Annem ve babam geri dönmeyeceklerdi. Kalbimdeki acıyı tarif edecek bir kelime dahi bulamıyordum. İçimdeki öldürme isteği o kadar kabarmıştı ki sadece bedenini değil aynı zamanda ruhunu da öldürmek istiyordum. Bu evrende ona dair bir şeyin dahi kalmasını istemiyordum. Bu sessizliğin canımı sıkmaya başladığı saniyelerde sessizliği bozan sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

Jungkook: Daha ne kadar düşüneceksin?

Lisa: Ne?

Jungkook: Beni öldürmeyecek misin?

Lisa: Ölmeye bu kadar istekli misin?

Jungkook: Bir hastalıktan veya başka birisinin elinde ölmektense senin ellerinde ölmeyi tercih ederim.

Lisa: Senden kurtulmak benim için büyük bir zevk olacak Jeon:)

Bunları söyledikten sonra adamlarıma ve Jennie'ye sinyal mesajını gönderdim. 5 dakika olmuştu. Kimsecikler yok. Bir kaç dakika sonra yakınlardan silah seslerinin geldiğini duydum. 

Hazırlıklı gelmişti. Ancak başladığı gibi silah sesleri kesildi. Jennie'nin durduğu banka doğru baktığımda Jennie'nin yerinde olmadığını fark ettim. 

Lisa: Hazırlıklı gelmişsin.

Jungkook: Senin hazırlıklı geleceğini biliyordum. Beni öldürmek için biraz uğraşman gerekecek Lalisa:) 

Bunu söylediği anda arkamda iki tane karaltı hissettim. Aynı anda cebimden çıkardığım silahımla ikisine de ateş edecektim ki bileklerimden tuttular. Ayaklarımı kullanarak karın boşluklarına tekme savurdum. İkisi de yere düşmüştü. Koşmaya başlamıştım. Arkamda tahmini 40 tane adam vardı. Hepsini tek başıma halledemezdim. Deniz kenarından yukarı mahallelere koşmaya başladım. Ara sokaklardan birine girdim ve ordaki bir boşluğun içine sığabilmeyi başardım. Tam onlardan kurtuldum diye düşünürken iki kemikli elin ağzıma gitmesi ve benim bayılmam bir oldu. Aslında tam bayılmamıştım. Benim bünyem sağlamdır eterle bayıltamayacak kadar. Sadece biraz sersemlemiştim ama yüzüme yediğim yumruk sonucu gözlerim kapanmaya başladı ve bir kaç dakika sonra bilincim tamamen kapandı. 

Uyandığımda bir yatağın üstündeydim. Nerede olduğumu adamlarımın ve Jennie'nin nerede olduğunu bilmiyordum. Yataktan kalkıp kapıya yöneldim tam kulpunu çevirecektim ki kilitli olduğundan kapı açılmadı. Üstelik pencereler de çeliktendi ve kumandayla çalışıyordu. 

Sonumun geldiğini o an anlamıştım. Çünkü Jeon'un eline bir kez düştün mü ondan kurtulup ölmemen gibi bir ihtimal yok. Ya öldüreceksin, ya öleceksin. 

2 Saat Sonra

Tam iki saattir bu odadayım. Gelen giden yok. Tam beni ölüme terk ettiklerini düşünürken kapının kilidi dönmeye başladı. Kapının açılmasıyla içeri giren kişiyi görebildim. Taehyung. Jungkook'un arkadaşı, abisi, sırdaşı, iş ortağı, adamı, en yakını. Jungkook tek ona güvenirdi. 

𝒍𝒊𝒔𝒌𝒐𝒐𝒌///////////Chasseur de tueurWhere stories live. Discover now