complicity in murder

13 2 0
                                    


Hayattaki sorunlarımı tek bir cümle ile ifade etmem gerekse Jeon Jungkook derdim.



Lalisa'dan


Rose: Tanrım Lisa hep senin zeki ve güzel olduğunu düşünürdüm ama zekilik konusunu biraz daha sorgulamam gerekiyor.

Rose: Mal mısın kızım neden Jungkook'un çetesine katılıyorsun?

Rose: Çocuk senin aileni katleden vahşi it.

Lalisa: Bir planım var herhalde. Jungkook'u sevdiğimden katılmadım çetesine.

Rose: Çok merak ettim neymiş anlatsana.

Lalisa: Ufff Rose-yah.

Lalisa: Daha kafamda henüz oturmuş bir plan yok. Yapınca söylerim.

Rose: Offf iyi tamam.

Rose: Buradan ne zaman çıkacağımızı falan söyledi mi?

Lalisa: Sanırım göreve gidene kadar buradayız. Ben onunla göreve gideceğim seni de evine bırakacaklardır muhtemelen.

Rose: Sakın kendini ezdirme Lisa, istemediğin bir şeyi yaptırmasına izin verme.

Lalisa: Sence verir miyim?

Rose: Sadece... Dikkatli ol Lalisa.

Bana sadece kızdığı zamanlarda ve ciddileştiği zamanlarda Lalisa derdi. Haklıydı fakat zaten kendimi ezdiren bir tip olsaydım böyle saçma bir işe kalkışmazdım.

2 Gün Sonra

Tahminimce buraya geleli iki gün olmuştu ona rağmen ne Jungkook'dan bir ses seda vardı ne de Taehyung. Yemeklerimizi de artık başka bir adam getiriyordu.

Rose'nin yemek yüzünden ağırlık çöküp yattığı benim ise 2 gündür her dakika yaptığım gibi camdan dışarı baktığım saatlerde kapının kilidi dönmeye başladı.

Tuvalet saatidir diye çok takmamıştım çünkü tuvaletim yoktu nasıl olsa.

Ancak kapıda bir adet Jungkook görünce şaşırmıştım doğrusu.

Lalisa: Sen buralara gelir miydin ya?

Jungkook: Geldim ya işte. Hadi kalk göreve.

Mecbur pencerenin önünden kalkmak zorunda kalktım.

Jungkook: Sen de geliyorsun, seni evine bırakacağız.

Rose de benim gibi ağır ağır yattığı koltuktan kalktı ve kapıya doğru yöneldik. Dışarı çıktığımızda derin derin nefesler aldık çünkü bulunduğumuz odanın havası biz nefes alıp verdikçe pisleşmişti.

Rose: Tanrım dünya varmış!

Hemen malikanenin önünde iki siyah araba belirdi. İlkine Rose ikincisine ben ve Jungkook bindik.

Jungkook: Kısa özet geçeceğim görevin hakkında.

Jungkook: Görevimiz gazinoda. Eski düşmanımın oğlunun gazinosu. Gazinonun odalarından birinde bir tablo var ve tablonun arkasında 1.000.000.000 wonluk bir servet var onu almamız gerekiyor ve aynı zamanda düşmanımın oğlunu öldüreceğiz.

Lalisa: Benim görevim?

Jungkook: Sen düşmanımın oğluyla samimi olup tablonun hangi odada olduğunu öğreneceksin. Bu süre zarfınca olabildiğince onu yormaya ve içmeye yönlendir ki sarhoş olup işlerimizi rahatça halledebilelim. Ancak öncesinde, herifi bul, biraz sürtüklük yap, tablonun yerini bul ve sana vereceğimiz kulaklıktan bize bildir gerisini biz halledeceğiz.

Jungkook: Yanında bir tabanca ve bıçak olacak yardım gerekirse kulaklığa hafif vurman yeterli.

Lalisa: Anladım.

Biraz şüphelenmeye başlamıştım çünkü buralarda bir arkadaşımın gazinosu vardı ve umarım düşündüğüm arkadaşımın gazinosu değildir.

Lalisa: Gazinonun adı ne?

Jungkook: Barely

İsmi duymamla dışardan görülemeyecek ancak içimde büyük yıkım oluşturan bir darbe yemiştim. Burası benim çocukluk arkadaşım BamBam'ın gazinosuydu.

Normalde kendime hakim olamaz arabayı durdurtur ve Jungkook'a beni istediği kadar dövüp, işkence edebileceğini fakat onun lanet olası pis işlerine artık katlanamadığımı söyleyebilirdim ancak kendime hakim olmayı seçtim ve sadece gazinoya varmayı bekledim.

Ama merak ediyordum. BamBam'ın ailesi normal iş insanlarıydı. Jungkook'la ne gibi bir düşmanlıkları olabilirdi ki.

Lalisa: Bu gazinonun sahibiyle arandaki düşmanlık ne?

Jungkook: Min Yoongi . Bu isim tanıdık geldi mi?

Sanırım gelmişti. Lisede tekerlekli sandalyeyle dolaşan bir çocuk vardı. Ayağının bir tanesi yoktu. Herkese araba kazasında  bacağının böyle olduğunu söylemişti ancak durum farklıydı sanırım.

Hatırladığımı belirtmek için kafamı salladım.

Jungkook: Onun bacağı araba kazasında değil BamBam'ın ailesinin korumalarından kaçarken arabanın Yoongi'ye çarpması sonucu oluştu. Araba çarptıktan sonra BamBam'ın ailesinin adamları gelip bir iki kurşun da onlar sıktılar bacağına. Doktorlar da bacağını kesmek zorunda kaldılar.

Söyledikleri karşısında şok geçirmiştim resmen. Ter basmıştı ve iyi değildim. Ne zaman çok kötü bir haber alsam başım döner, ter basar ve karnıma kramp girerdi. Şu anki durumda farklı değildi. Birkaç dakika sadece en yakın dostumun bir insanın bacağından mahrum kalmasına nasıl göz yumduğunu sindirmeye çalışmakla geçti. Yol boyu BamBam'ı ve Yoongi'yi düşündüm. Gazinoya geldiğimizde etraf oldukça kalabalıktı. Malikaneden çıkmadan önce bana bir elbise, makyaj malzemelerinin bulunduğu bir makyaj odası, çanta ayakkabı tarzı şeyler vermişlerdi. Jungkook'un üstünde ise smokini vardı. Gayet şık gözüküyordum ancak bunu düşünecek halde veya mentalde değildim. O kalabalığın arasında sonunda içeri girebildik.


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Evettt. Günlük yb atıyorum ama hala vote gelmiyor. Bir vote çok görmeyin bana ya. neyse love uuu

𝒍𝒊𝒔𝒌𝒐𝒐𝒌///////////Chasseur de tueurWhere stories live. Discover now