Üçüncü Bölüm;

117 25 20
                                    


'Çünkü vazgeçemem senden sevdim çocuk yaşımda'

Şebnem Ferah; Hoşçakal



Önceki bölümden son kesit:

O farkında olmadan ben orda mühürlendim ona, aylar sonra kaşıyarak kanatacağım, hayatımı değiştirecek yara olacağını bilmeden...

O gün ilk kez girdim o odaya, ilk seansımı gerçekleştirmek, acımı hafifletmek, fark etmediğim takıntılarımın hastalık olduğunu öğrenmek, aynı zamanda bu acıyla nasıl hayatta kalacağımı öğrenmek için.

Başımı kaldırıp uzattığı eline baktım önce hiç utanmadan, çekinmeden baştan sona taradı gözlerim vücudunu, uzun parmakları, uzun gövdesine, vücuduna göre yaratılmış gibiydi sanki, yüzüne baktığımda anladım, 'Sezen Aksu'nun erkek güzeli' şarkısını, karşımdaki adam yakışıklılıktan öteye güzeldi sanki, sadece yakışıklı demek haksızlıktı sanki ona.

Nihayet cevap verme gücünü bulduğumda sıktım uzattığı elini;

- Evet merhaba nazende eflin ben,

Masasının önünde bulunan tekli koltuklardan birine oturdum, hani psikologlarda tek kişilik yatak gibi bir koltuk oluyordu? ee yok burada diye kendi kendime söylendim o kısacık anda.

-Merhaba tekrar hoş geldin nazende eflin, başlamadan önce sormak istiyorum, hangi isminle hitap etmemi istersin iki ismini de kullanıyor musun?

Ve o an cesaretle benden beklenmeyecek o cümleyi söyledim, hem de hiç zorlanmadan tek seferde;

-Hayır iki ismimi kullanmıyorum eflin diyebilirsiniz.

-Tamam o halde yavaş yavaş başlayalım istersen, daha önce bir seansa gittin mi bilmiyorum ama sana şunu söyleyebilirim, hiç bir şey için kendini zorunda hissetme anlatmak istediğin kadarını anlatabilirsin, her şeyden bahsetmekte özgürsün ben seni bölüp ya da sorguya alıp artarda sorular sıralamayacağım, istediğin yerden istediğin şekilde başla lütfen, ben sadece arada müdahalelerde bulunup soru soracağım, istemediğin bir soru olursa cevaplamadan devam et olur mu?

-Hayır daha önce hiç seansa gitmedim, tamam olur ben size kendimi tanıtayım o zaman,

Dediğim anda sandalyesinde biraz daha dikleşti ve;

-Hemen böldüğüm için kusura bakma, siz demene gerek yok Arven ya da Egemen diyebilirsin bende iki ismimi kullanmıyorum.

Arven Egemen ve Nazende Eflin iki isim, iki farklı kaderdi sanki, iki isimde de farklı kişiler , farklı karakterler vardı ve biz seçimlerimizi o gün ilk tanıştığımızda fark etmeden gerçekleştirdik.

-Tamam o halde ben sana kendimi tanıtayım egemen,

Dediğimde gözlerinden bir şaşkınlık okundu sanki, anlam veremedim o anda buna devam ettim anlatmaya;

-Nazende eflin ben 18 yaşındayım İzmir'de doğdum liseyi yeni bitirdim, aslında bundan 2 ay öncesine kadar güzel bir hayatım vardı, beni çok seven ve belli etmekten asla gocunmayan bi babam ve abim vardı hayattaki en büyük şanslarım diyebilirim,

-Babam ve abim dedin, yanlış anlama öğrenmek durumundayım anneni saymadın neden?

-Annem, annemi saymadım yani sayamadım daha doğrusu annemle, bu yaşıma kadar hiç anne/kız ilişkisi yaşamadım bu yaşımdan sonra da yaşamam zaten her neyse, 2 ay önce evimizde çıkan bi yangında ailemi kaybettim, sadece ben kurtuldum, her şey yandı kül oldu ama bana hiç bir şey olmadı, hepsini tek bir gecede tek bir kıvılcımla kaybettim, kimsem kalmadı babaannem var bi tek onunla yaşıyorum artık, benim hiç akrabam yok yani annem de babam da tek çocukmuş o yüzden babaannemden başka kimse yok,

EFULİWhere stories live. Discover now