Beşinci Bölüm; Veda

85 26 24
                                    


Bazen bazı şeyler mecburiyettendir,

ve sana veda etmek en acı mecburiyetim oldu.


Her şeyin başladığı yerdeyim, egemeni ilk gördüğüm, tanıdığım ve sevdiğim o yerde.

Aylardır baktığım gibi hayran hayran baktım o tabelaya, içime işleyen adamın ismine.

'Psikolog Arven Egemen Demirhan'

Başladığı gibi bitmeyen bir hikaye yazmışız kendimize, bilmeden iyisiyle kötüsüyle birlikte yaşadık bu hikayeyi.

Ama şimdi tek başıma bitiriyorum, istemeden mecbur kaldığım için bırakıyorum egemeni.

Sevgimin bu sefer beni kurtarmayacağını biliyorum, deli gibi sevdiğim uğruna canımı vereceğim adamı üzmemek, kahretmemek için gidiyorum.

Beni anlayacağını biliyorum, ne olursa olsun kıyamaz bana biliyorum.

Tabi sizler ne oldu, neler yaşandı bilmiyorsunuz, artık bana annelik yapacak bir babaannem yok.

Hani hep derdim ya kimsesiz kaldım yalnız kaldım diye, işte şimdi tam olarak kimsesizim.

Beni tanımanızın üstünden tam olarak 2 yıl 10 ay geçti,

Üniversiteyi kazandım hukuk okuyorum, abimle hayalini kurduğumuz babaannemin benimle gurur duyduğu gibi, ama çok istediğim Ankara'ya gidemedim, babaannemi bırakamadım İzmir'de kaldım, şimdiye kadar.

Ve tabi ki egemen,

En son bizi bıraktığınızda bana şarkıyla gönderme yapmıştı, üstünden 2 yıl 10 ay geçti ama hala aynı biliyor musunuz,

Hala beni utandırıp hiç bir şey olmamış gibi o muhteşem kahkahasını bahşediyor bana.

Ama artık psikoloğum değil, aşık olduğu kadına seans yapamazmış etik olmazmış.

Yalnız hissettiğim belki bininci gün, ama yalnız kaldığımı fark ettiğim üçüncü günüm bugün.

Yalnız kalmak ve yalnız hissetmek arasında dağlar kadar fark varmış meğer.

Üç gün önce her sabah uyandığım sesler ile uyanmadım, mutfaktan gelen televizyon sesi, ya da o muhteşem kokan her gün, her öğün yiyeceğim babaannemin patates kızartmasının kokusu yoktu mesela.

Hani derler ya ölüm sessizliği işte üç gün önce, bizim evimizde tam olarak o sessizlik vardı.

Gözlerimi açtığım anda anladım bir terslik olduğunu,

Çünkü ben 2 yıl 10 aydır hiç kendi kendime uyanmazdım ki, ya o muhteşem kokular sızardı burnuma, ya da babaannem öperdi yanaklarımı.

Ama o sabah hiç biri olmadı, kendi kendime o ölüm sessizliğinin içine uyandım, yataktan kalkmak o odaya girmek, yüzleşmek hiç istemedim.

Bir ölümü daha kaldıramazdım, başka kimim vardı,

Ama olmadı bir ölümü daha kaldırmak zorunda kaldım.

Ne kadar yavaş hareket edersem edeyim, sonucu değiştirmeyeceğimi bile bile yürüdüm o koridoru girdim odaya, benim pamuğum canımın içi, tıpkı bir melek gibi uyuyordu.

Bir daha uyanmayacağı bir uykuya dalmıştı meleğim.

Yanına gidemedim yaptığım tek şey kapının yanına çökmek oldu,

EFULİWhere stories live. Discover now