9. BÖLÜM

4.8K 180 25
                                    

Merhaba!

Yeni bölüme hoşgeldiniz, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

~~~

Gözlerimi araladığım da kendimi sıcacık yatağım da buldum demeyi çok isterdim! Ama kendimi inanılmaz bir bel ağrısıyla yerde yatarken buldum, inleyerek doğruldum ve yatağa baktım, Yıldırım hâlâ uyuyordu. Ağrıyla beraber ayağa kalktım ve kapıyı açmayı denedim, ama yine açılmıyordu. Yıldırım'ın tepesine gelerek onu dürtmeye başladım, Yıldırım kaşlarını çatarak bana baktı.

"Ne var?" Sesi pürüzlü çıkmıştı, "Kapıyı açar mısın? Okula gideceğim," dedim mırıltılı bir sesle, Yıldırım kafasını salladığın da kapıdan bir 'klik' sesi duyuldu, ben de kıyafetlerimi alarak banyoda giyindim ve işlerimi hâlledip tekrar odama girdim, çantamı almak için yatağın yanına gittiğim de Yıldırım beni üstüne çekti, dengemi koruyamayarak kucağına düştüğüm de korkuyla gözlerim belermişti. Üstü de çıplak olduğundan tenindeki koku daha çok burnuma geliyordu.

"Bırak!" Dedim sesimi yükselterek, ama beni umursamadan boynumu öptü. "Güzel kokuyorsun," diye mırıldandı ve bir kez daha öptü, rahatsızca kucağından kalkmaya çalışsam da izin vermiyordu.

"Yıldırım," dedim fısıltıyla, "Okula gitmem gerek," diye ekledim, öpücükleri durduğun da belimdeki elini gevşetti, ben de hemen ayağa kalktım ve çantamı alarak odadan çıktım, koşar adım yürüdüğüm için önüme fırlayan annemle çarpıştık.

"Rojbin ne oluyor sabah sabah? Ne bu koşturmaca?" Dedi annem şaşkınlıkla, "Geç kalacağım anne, çıkıyorum." Deyip yanından fırladım, evden çıktığım da ellerim zangır zangır titriyordu, bisikletimi doğru dürüst kullanacağımı sanmıyordum, o yüzden yürümeye karar vererek yavaş yavaş yürümeye başladım, geç kalsam bir şey olmazdı.

Yaklaşık 25 dakika içinde okula vardığım da ders beş dakika önce başlamıştı, hemen sınıfıma girdim.

"Cezalısın Rojbin!" Sınıfa girmemle hocanın bağırması bir olduğun da boşluğuma geldi ve irkildim, sınıf (Çiğdem hariç) bana gülerken ben gözlerimi devirerek geri sınıftan çıktım, cezası muhtemelen geç kağıdı almam olacaktı, daha öncelerde de yaşamıştım. Müdürün odasına girdiğim de bana 'senden beklemezdim' temalı bir bakış attı.

"Geç kağıdı için geldim hocam," dedim.

Hoca birkaç saniye bana baktıktan sonra kağıdı imzaladı ve bana uzattı, elinden aldım.

"Bir daha gelme," demekle yetindiğin de kafamı sallayıp odadan çıktım, sınıfa girdim.

"Aferin, artık aynı şeyleri yaşamaktan ne yapacağını öğrenmişsin!" Dedi alaycıl bir sesle, yine umursamamaya çalışarak kağıdı masasına fırlattım ve Çiğdem'in yanına kuruldum, bana dudaklarını büzmüş bakıyordu.

"Birkaç gündür geç kalıyorsun, keşke şu sorunun anlatsan da rahatlasam," dedi gözlerini kısarak, gözlerimi kaçırdım.

"Dersi dinleyelim, ayrıca uyuya kaldım sadece, bunlar olabilir şeyler." Dedim ve kitabıma notlar almaya başladım.

~~~

Çiğdem'le birlikte yemekhane de yemeğimizi yiyorduk, Çiğdem sürekli arkamıza bakıp duruyordu ama benim pek umursadığım söylenemezdi, bu yüzden neye baktığını bile sormamıştım. Aslında birkaç saniye öncesinde sürekli baktığını bile fark etmemiştim.

"Arkamızdaki adam sürekli sana dik dik bakıyor," diye sonunda bir açıklama yaptı, Yıldırım olduğuna emindim, bu yüzden omuz silktim. "Ne yapayım? Baksın," demekle yetindiğimde Çiğdem bana öcü görmüş gibi baktı.

ACIMASIZ RUHWhere stories live. Discover now