19. BÖLÜM

2.9K 152 41
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Kısa bir bölümle tekrar karşınızdayım.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

~~~

Sabah kalktığım da Yıldırım yanımda yoktu, bu duruma şaşırdım, nereye gitmiş olabilirdi?

Uyku mahmurluğumdan kurtulup lavaboya girdim ve işlerimi hâllettim, üzerimi de giyindim.

Uyku mahmurluğumdan kurtulup lavaboya girdim ve işlerimi hâllettim, üzerimi de giyindim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Altında atlet var.)

Sarı saçlarımı taradım ve çantamı koluma takarak mutfağa gittim, Ege ve Ece uyanmış kahvaltı yapıyorlardı, annem de onları izliyordu.

Sandalyeye oturduğum da Ece ağzı dolu şekilde bana kocaman gülümsedi.

"Günaydın bıcırıklar," dedim, Ece şimdilik annemin yanında uyumuştu ama bugün babam gelecekti, benim yanımda uyuması imkansızdı, Yıldırım'ı görmesini istemiyordum her akşam, Ege'yle kalırsa da muhtemelen fingirdeşmekten başka şeyler yapmazlardı. Bu düşünce aklıma edepsiz düşünceleri ve Yıldırım'ı getirince hemen silkelendim.

"Anne Ece nerede kalacak?" Dedim, annem ağzına bir zeytin tıkıştırdı.

"Bizim boş bir odamız var ya canım, kiler olarak kullandığım, orası çok geniş orayı Ece'ye yapacağım babanla," dediğinde zekice bulduğumdan kafamı salladım.

"Peki babam biliyor mu?" Diye mırıldandım bu seferde, annem kafasını salladı, "Hayır, ama biliyorum o da çok sevinecek," diye fısıldadı, maddi durumumuz iyi olsa ds Ece'nin gelmesi demek, babamı hafta da bir görmek demekti.

Ama olsundu.

"Neyse bıcırıklar ben çıkıyorum!" Diuerek kalktım, Ece kolumu tuttuğun da durdum

"Benim okulum ne olacak?" Dedi kedi gözleriyle etrafa bakarken.

(Ece bu, saçları daha siyah, pek 15 yaşında gibi değil ama olsun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Ece bu, saçları daha siyah, pek 15 yaşında gibi değil ama olsun.)

Anneme baktım sorar gözlerle.

"Vedat amcana soracağım bugün Ece, onunla konuşuruz bunları," dedi gergin bir sesle, o da babamın ne tepki vereceğini kestiremiyordu.

"O zaman bugün de benim okuluma gel," Ege'nin hevesli sesiyle annem derin  bir nefes aldı.

"Pekala, kıza dikkat et Ege!" Dedi uyarıcı bir tonda.

"Tamam," diyerek Ece'nin elinden tuttu ve benim önüme geldi.

"Ne?"

"Kıyafeti yok," dediğinde düşündüm, dün annem ona birkaç parça kıyafet almıştı, "Gel bakalım Eciş," diyerek odama götirdim ve annemin aldığı kıyafetleri giydirdim, tam olmuştu.

Altında gri bir tayt, üzerinde de beyaz bol bir tişört vardı.

"Çok güzeller!" Dedi aynada kendine bakarak, gülümsedim.

"Hadi gidin bakalım, dikkat edin birbirinize göz kulak olun." Dediğim de Ece çoktan gitmişti.

Ben de tekrar çantamı sırtıma astım ve evden çıktım, umarım babam bu akşam saçma tepkiler vermezdi.

"Bence hoş karşılar," Yıldırım'ın sesini duyduğum da ona döndüm, yavaş yavaş yanımdan yürüyordu.

"Neredeydin?" Deyiverdim, bana ne sanki nerede olduğundan?

"Amanda'yla uğraşıyordum," diyince ürperdim ve adımlarım yavaşladı.

"Ne yaptı?" Dedim sertleşen sesimle.

"Yine benimle uğraşıyor, sürekli toza dönmem ile ilgili cümleler kuruyor, ama bugün sana zarar vermeye çalıştı," sesi çok sertti, sertçe yutkundum.

"Nasıl? Ben uyurken mi?" Dedim.

"Evet, ikimiz uyurken odanın penceresine kadar gelmiş, tabii varlığını hissettim, uyandığım da camdaydı, bir şeyler fısıldıyordu, sana büyü yapacağını anladım ve onu öldürdüm," dediğin de hayretle Yıldırım'a baktım.

"Öldürdün mü?" Dedim şaşkınlıkla, "Evet, ama o ölmüyor, benden farklı olarak vücudu yeniden gelişiyor, birkaç güne yeniden görürüz," bu kadar rahat olmasının sebebi neydi?

"Ya geri gelip o da seni öldürürse?" Dedim korkarak, sırıtarak beni izliyordu.

"Korkma sarışın, ikimize de bir şey olmayacak, sen dersine gir ve bunları düşünme." Okulun önüne gelmiştik, Yıldırım arkasını dönüp gitmişti bile, sıkıntılı bir şekilde sınıfıma girdim ve Çiğdem'le konuşmaya başladım.

~~~
"

Rojbin, bugün bizde kalsana," Çiğdem'e umutsuz bir bakış attım, "Sanmıyorum, yarına bir sürü Biyoloji ödevi verdiler, hatırlatırım!" Dedim sitemle, Çiğdem suratını astı.

"İyi ya işte, bizde hâllederiz ödevleri, yarın da okula beraber geçeriz, Aydan teyzeden ben izin alırım." Dedi, çok hevesli görünüyordu, aslında benim için de iyi olurdu.

"Peki madem, önce bizim eve gidelim." Diyerek yürümeye başladık, Çiğdem bir şeyler anlatırken bir anda Yıldırım'ın sesini duydum.

"Onların yanında güvende değilsin güzelim, evlerine gitme." Demişti, ama tabii ki gidecektim.

"Her yere geliyorsun, oraya mı gelemeyeceksin?" Diye fısıldadım, Çiğdem duysa beni deli sanardı.

"Oraya da gelirim ama senin o salak arkadaşın yüzünden seni koruyamam, tabii beni görmesini istersen başka,"  dedi.

"Düzgün konuş! Bu gece onlarda kalacağım, en fazla ne olabilir?" Dedim başıma gelecekleri bilemeden.

"Rojbin, sözümü dinle yavrum, tehl-" lafını sertçe böldüm.

"Başlayacağım tehlikene! Sen olmasaydın başıma hiçbir şey gelmeyecekti!" Deyiverdim bir anda, söylediklerimden pişman olmuştum.

Yıldırım'dan ses gelmediğin de kalbim üzüntüyle kasıldı, Allahım ne olur onu üzmemiş olayım.

"Of!" Dedim gözlerim dolu doluyken, Çiğdem'in durduğunu bile fark edememiştim üzüntümden.

"Neden durdun?" Dedim gözyaşlarımı henüz göndermişken, Çiğdem bir anda arkasını dönüp koşmaya başladığın da etrafa bakındım.

Beş tane köpek üzerimize geliyordu!

Koca bir çığlık atarak Çiğdem'in arkasından koşmaya başladım, Çiğdem bir yandan koşuyor, bir yandan da bağırıyordu. "Allah'ım yaptığım tüm kötülükler için özür dilerim! Allah'ım yardım et! İmdat!" Öyle bir bağırıyordu ki mahallede sesi yankı yapmıştı.

Nihayet bir amca köpekleri kovduğun da Çiğdem ile nefes nefese yere çömeldik.

"Kalpten gidecektim!" Dedi.

"Sen neden kaçıyorsun Çiğdem? Kaçarsak daha çok kovalarlar bilmiyor musun?" Dedim kaşlarımı çatıp.

"Sen de koşuyordun ama!" Ona daha fazla bir şey söylemeden uzaklaşmış olduğumuz evime tekrar yürümeye başladık.

~~~

Bölüm sonu.

Beğendiniz mi?

ACIMASIZ RUHWhere stories live. Discover now