21. BÖLÜM

2.8K 142 40
                                    

Selam, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

~~~

Saat 21.45'ti, ben de Çiğdem'le beraber heyecanla hazırlık yapıyordum, Çiğdem bana bir elbise giydirmişti. Ondan öncede duş alıp saçımı düzleşitrmiştim.

"Seni yemeğe götürmezse ayrıl!" Dediğinde gözlerimi devirdim, "Çiğdem saçmalama!" Dedim gülerek.

"Odun eniştemi hiç sevmiyorum ama seni seviyorum," diye mırıldandı.

"Ben de seni seviyorum," diyip ayağa kalktım, kalkmamla Çiğdem'in bana giydirdiği elbiseye bakmak için aynanın karşısına geçtim.

"Ben de seni seviyorum," diyip ayağa kalktım, kalkmamla Çiğdem'in bana giydirdiği elbiseye bakmak için aynanın karşısına geçtim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Ayakkabılarda dahil.)

Çok güzeldim ama fazla kaçmaz mıydı?

"Çiğd-"

"Hayır tatlım tam bu geceye uygun, şık ve sade bir elbise, hadi aşağı in," dedi aklımı okumuş gibi, ben de ona dönüp sarıldım.

"Çok teşekkür ederim," diyerek telefonumu elime aldım, 55 geçiyordu.

Ben; Neredesin? Anında çevrimiçi oldu.

Yıldırım; Geldim yavrum, in. Yavrum kelimesi beni çok heyecanlandırmıştı.

"Kız ne sırıtıyorsun? Hadi in!" Dediğinde kendime gelip hızlıca dış kapıya ilerledim, ama Korhan'ın sesiyle Çiğdem'le duraksadık.

"Bu hâlde, bu saatte nereye Rojbin?" Dedi kaşlarını çatarak, ben de kaşlarımı çattım.

"Sana ne pardon?" Dediğim de Çiğdem omuzumu pış pışladı, Korhan sinirden kızarmışken yanımıza geldi ve bileğimden tutup, "Gidemezsin, üzerini çıkart!" Şaşkınca ona baktık Çiğdem'le.

"Abi sana ne oluyor? Bırak kızı saçma salak davranma!" Korhan bileğimi bıraktı, sinirli gözlerini bu kez Çiğdem'e yönlendirdi.

"Asıl sana ne oluyor Çiğdem?! Kaybol gözümün önünden!" Diye kükredi, içeriden Afet abla ve Ferit amca geldi.

"Ne oluyor çocuklar? Rojbin, bu elbiseyle nereye?" Dedi, bir bunlar eksikti.

"İşim var Afet abla, çok sürmez," dedim ve ne dediklerini umursamadan çıktım, Çiğdem'i o kalabalıkta bıraktığıma üzülmüştüm ama yapacak bir şeyim yoktu, Allah'tan Korhan gelmemişti peşimden.

Aşağı indiğim de Yıldırım motoruna yaslanmış sigara içiyordu, koşarak yanına gittim ve sarıldım, şaşkınlıkşa eli havada kalsa da çok geçmeden o da bana sarıldı.

"Çok güzel olmuşsun sarışınım," diye mırıldanarak bel oyuntumu okşadı.

"Teşekkür ederim," dedim kızarırken, telefonuma bildirim geldiğinde cebimden çıkarttım.

Çiğdem; Ben iyiyim merak etme, odamdayım ve güvendeyim♡

Onu merak ettiğimi bildiği için yazmıştı, gülümsedim, Yıldırım'da mesajları görmüştü.

"Neyden kaçıyorsunuz?" Dediğinde gerildim, ona Korhan'dan bahsetmek istemiyordum, tekrar aramızın soğumasını hiç istemiyordum.

"Hiç, ailesiyle kavga etmişti de, şimdi odasında oturuyor, hadi biz gidelim." Dedim aceleyle, Yıldırım ifadesizce bana bakıyordu.

"Anlat Rojbin," dediğinde derin bir nefes aldım, "Bir kere de kansan şaşarım." Dedim, ağzımın içinde söylendiğimden duymamıştır diye düşündüm.

"Korhan bana sarkıntılık yapıyordu önceden, ama onu ailesine söylemeyle tehdit ettiğimden beri bana dokunmadı, şimdide bu hâlde nereye gideceğimi filan sordu, ama hâllettim ve yanında-" Yıldırım sinirle motoruna vurdu, güzelim motorun ne suçu vardı?

"Sen bunu bana şimdi mi söylüyorsun?! Belasını sikeceğim o pezevenkin!" Eve girmek için hareketlendiğinde önüne geçtim, ama beni bir anda ittiğinde topuklu ayakkabılarla ayağım burkuldu ve acıyla yere devrildim.

"Ahh!" Sesim mahallede yankılanırken Yıldırım durmuş ve yanıma eğilmişti, "Rojbin iyi misin? Özür dilerim bilerek itmedim," çok endişeli görünüyordu, bileğimin acısı biraz olsun azaldığın da onun yardımıyla ayağa kalktım.

"Önemi yok," dedim mırıltıyla, tüm hevesim kaçmıştı, anlatmasaydım keşke.

Yıldırım bunu anlamıştı, "Şimdilik Korhan piçini bırakıyorum, sen yeter ki üzülme," dediğinde istemsizce gülümsedim

"Hadi gidelim," diyip bana kask verdi, "Nereye gideceğiz?" Dediğimde cevap vermedi, onun yerine kaskımı taktı ve yola çıktık.

~~~

Geldiğimiz lunaparka hayranlıkla baktım, tüm ihtişamıyla karşımda duruyor, ve parlıyordu.

"Yıldırım, bu saatte burası nasıl açık?" Dediğimde kıkırdadı ve gelip kaskımı çıkarttı, çıkarttıktan sonra da dudaklarıma yapıştı. Hâlâ motorda olduğumdan boyuna rahatça ererek ellerimi ensesine koydum ve öpüşüne karşılık verdim, mutlu hissediyordum...

Benden ayrıldığın da nefes nefese birbirimize baktık, "Bu anı çok uzun zamandır hayal ediyorum," Yıldırım'a sıkıca sarıldım.

"Hadi girelim içeri." Diyerek motordan inmeme yardım etti, beraber içeri girdiğimiz de heyecanla ilk önce Gondol'a gittim, Yıldırım'la beraber Gondola bindiğimizde çok eğlenmiştim.

"Hızlı trene binelim!" Dediğimde sertçe yutkundu, "Ben ona binmem," sesi bir anda soğuyunca kaşlarımı kaldırdım ve kaslı kolunun altına girdim, sorgulayıp üzmeyecektim.

"Peki, balerine binsek?" Dediğimde yüzünü buruşturdu, "Üzerime kusarsan affetmem," dediğinde kahkaha atarak oraya ilerlettim, ve bindik.

İndiğimizde ikimizinde midesi çok bulanmıştı, "Şimdi kamikaziye binelim," dedi Yıldırım, ona uyarak takla atan koca şeyin içine girdim, korkudan kalbim hızlanırken Yıldırım binmek yerine sırıtarak oyuncağı hareket ettirdi, tuttuğu abi ise kendi hâlinde takılmaya başlamıştı.

"Yıldırım hayır!" Desem de oyuncak çoktan harekete geçmişti...

~~~

Bölüm sonu.

Beğendiniz mi?

ACIMASIZ RUHWhere stories live. Discover now