bir aşk, iki dudak

1.3K 164 91
                                    

sınır koysam kızar mısınız bilmiyorum ama sınır koyacagım😓😓

oy 25, yorum 30 oldugunda atacagim, iyi okumalar, medyayla beraber okuyabilirsiniz cok guzel olur!!

minho'dan az önce siparişini verdiğimiz sıcak kahvelerini içiyorduk hyunjin'le beraber

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

minho'dan az önce siparişini verdiğimiz sıcak kahvelerini içiyorduk hyunjin'le beraber. ama sanırım minho hyunjin'den pek haz etmemişti, doğal olarak. yazmamam gereken şeyleri yazmıştım sarhoş olduğumda, duş alacak kadar yakın olduğumuz mesela. tamam, lise de bir okul gezisinde gerçekten beraber duş almıştık ama arkadaştan öte olmadık hiçbir zaman, olamayız da çünkü hyunjin'in yaşadığı şehirde çok sevdiği bir sevgilisi vardı, jeongin.

minho'ya bunu söylememiştim henüz ama keşke söyleseydim diyorum, bakışları gerçekten dövecek gibiydi. hyunjin de oturduğu yerde hiç rahat değildi şu an, ben de rahat değildim. doğru düzgün sohbet bile edememiştik.

"hâlâ bakıyor, ağlayacağım." dedi gülümserken bana. "ben konuşuruz şimdi molaya çıksın, rahat ol dövecek hali yok."

"gözleri hiç öyle söylemiyor jisung."

"ya! öyle biri değil o, kıskanmış olabilir belki biraz beni. aşık bana tamam mı?" dedim gıcık bir nidayla.

"aşkınız batsın."

"sus be, salak."

arkama doğru dönerek minho'ya baktım. elinde duran bardağa buzları atıp müşterilere verirken bile hyunjin ve bendeydi gözleri. oysaki mesajlaşırken hiç belli etmemişti bu kadar sinirlendiğini yazdıklarıma. söyleseydi ya da biraz belli etseydi düzeltmeye çalışırdım ben.

minho gözlerini benim gözlerimle buluşturduktan sonra arkasını döndü ve arka bahçeye doğru yürüdü, ben de bunu fırsat bilerek kalktım hemen. masada duran kurabiyeleri de almayı ihmal etmedim, sonuçta onun için yapmıştım. "minho'yla konuşacağım, bekle beni."

"isabet olur yavrum."

"sus!" dedim yürürken. chan hyung da orada duruyordu, yanından geçerken seungmin'le yaşadıkları gülümsememe sebep olurken birbirimize gülümseyerek selam vermiştik.

bahçeye çıktığımda duvara yaslanmış telefonuna bakıyordu. "minho." beni fark etmesi için seslendim. zaten geldiğimi bildiği için önce telefonunu kapatıp cebine koydu, sonra bana baktı.

"hoş geldin." dedi, yanına yaklaştım ve elimdeki kurabiyeleri uzattım ona. "sana yaptığım kurabiyeler!!"

"oh," dedi şaşırırken. sonra elimden aldı kurabiyeleri. "teşekkür ederim, kahve yapayım mı? birlikte yeriz."

sweater weather, minsung ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora