göbüşünü ısırırım

920 137 64
                                    

sınır: 45 oy, 20 yorumm

çalan zil sesiyle annemin evde olmamasıyla ayağa kalkarak aşağı indim hemen, annemin geldiğini düşünürken kapıyı açtım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

çalan zil sesiyle annemin evde olmamasıyla ayağa kalkarak aşağı indim hemen, annemin geldiğini düşünürken kapıyı açtım. annem değil de minho'yu gördüğümde kaşlarımı kaldırdım. "minho?"

"sevgilim?" demesiyle güldüm ve kapıyı açtım tamamen. "gelsene, nereden esti gelmek?" mutlu olduğum sesimden de belli olurken minho montunu çıkarttıktan sonra zıplayarak sarıldım boynuna. ayaklarımı da beline sararken dengesi bozularak bir adım geriledi ve kaçlarımı tuttu elleriyle.

"bilmem, özledim seni geldim. ders çalışmaktan içim dışıma çıkmasın diye geldim."

"iyi yaptın aşkım!" minho ayağıyla daire kapısını kapatırken ben yüzünün her bir yerine öpücükler konduruyordum. en son dudaklarına geldiğimde birkaç gündür çok özlediğim dudaklarına sımsıkı kapandım, hiç beklemeden alt dudağını dudaklarım arasına alarak emmeye başladım.

annemin evde olmadığını az önce ders çalışmaya başlamadan önce mesajlaşırken söylediğim için biliyordu. bu yüzden rahat rahat salona geçti ve dudaklarımız hâlâ birbirini öperken beni koltuğun başına oturtarak ellerini belime doğru ilerletti, elleri her zamanki gibi belimde hareket halindeyken ben de ellerimle kafasını kendime daha çok bastırıyordum.

dilini ağzımın içine gönderdiğinde ağzımı aralayarak kabul ettim dilimi. bununla bir eli kalçama inmiş, diğeriyle belimde durmaya devam etmişti.

grupta konuşulanlardan sonra ister istemez bizi farklı şekilde hayal etmeden duramamıştım. her ne kadar kendimi engellemeye çalışsam bile bizi ileri giderken hayal etmiş, dudaklarımızın birbirimizin vücudunda keşfe çıkarken alabileceğimiz zevki düşünmüştüm. tamamen yanlışlıkla olmuş, sonrasında unutabilmek için çizgi film izlemeye başlamıştım.

kendimi aşarak minho'nun baldırlarına sürttüğümde dudaklarımdan şaşırarak ayrılmıştı, sanırım etkilenmişti bundan.

"sen az önce bana sürtündün mü?" diye sorduğunda bu kadar açık sözlü olmasına gözlerimi fal taşı gibi açarak tepki vermiş, boynumdan itibaren kıpkırmızı olmuştum.

"n-ne, hayır! yapmadım öyle bir şey!"

bacaklarımı belinden çekerek kendimi koltuğun başlığına oturttum. yukarıdan sırıtarak bana bakıyordu. "ne bakıyorsun ya? yanlış anlamışsın işte."

"utanma."

"utanmadım, of!"

göğsünden ittirerek gerilemesini sağlayarak ayağa kalktım. mutfağa giderek kendime su koydum, o da arkamdan gelmiş kapıya yaslanarak beni izlemişti.

sweater weather, minsung ✓Where stories live. Discover now