durmayalım minho

1K 96 66
                                    

final bolumu degil, final yapamadım henuz.. boyle bir bolume ihtiyacımız vardı ama. bolumun sonlarına dogru smut var. basları gecmeyin yine de ☹️☹️

40 oy, 30 yorum ⭐

grupta başlayan sohbet bir anda minho'nun evinde buluşmaya gelmiş, hepimiz minho'ya sormadan çantalarımızı hazırlayarak minho'ya kalmaya gelmiştik. minho uyurken yaptığımız planı uyanınca okumasıyla gruba sadece "ne" yazmış ve bizim gerçekten geleceğimizi düşünmemişti.

ilk ben, sonra diğerleri de teker teker gelirken -chan ve seungmin'in kapıyı çalmasıyla minho'yla öpüşmemiz yarım kalmıştı- hepimiz tamamlanmıştık.

changbin ve felix'de gelirken içki almıştı bize. yiyecek, içecek, oyun... her şey tamamken ben heyecanlıydım bu gece hep beraber minho'da kalacağımız için. neredeyse ilk defa bu kadar büyük bir arkadaş grubum oluyordu.

"ya amına- sevgilimin yanında küfrettirme beni seungmin!"

seungmin changbin'in omzuna çıkmaya çalışırken changbin sanırım biraz sinirlenmiş, seungmin'i chan'ın üstüne oturtmuştu. bununla beraber büyük bir kahkaha atarak oturduğum yerden kalkarak mutfağa, minho'nun yanına gelmiştim.

"minhooooş." diyerek beline sarılmış ve ellerimle kollarını tutmuştum, ben de onu gıcık etmek istiyordum. neşem yerindeydi ve sanırım biraz şımarmıştım şu an.

kollarıyla oynarken cipsleri tabaklara koymasını durdurmuş ve elleriyle ellerimi tutarak beni iyice kendine çekerek ona sarılmamı sağlamıştı. "ne oldu bebeğim?"

"seninle uğraşmaya geldim aşkım." gülerek bana doğru dönmeye çalıştı ama kollarımı sıktığım için dönemedi. "jisung." diyerek gülerken birkaç adım geri gitti beni kendinden ayırmak için, ben yine ayrılmadım ve onunla beraber geriye adımladım ben de.

vücudunu salladı gülerek. "ya sarılacağım napıyorsun?" dedi. "ben sarılıyorum şu an, sıranı bekle canım."

biraz durdu öylece. sonra ileri doğru eğilerek sırtına çıkmamı sağladı. çığlık atarak ayaklarım yerden kesilirken yana doğru düşmemi engellemiş, belimden tutmuştu.

gülmem durmuyordu asla, ona bakarken gülüyordum. o da gülüyordu. beni kaldırıp kaşısına aldığında yanağımı ısırmaya çalıştı. ben de çığlık attım ama kimse duymadı çünkü onlar da içeride birbirleriyle uğraşıyordu.

"aaa, imdat! minho!" ellerimi tutarak arkamda birleştirdi ve yanağını acıtmadan ısırdı. "böyle ısırırlar."

"ben de ısırırsam görürsün!"

"ısıramazsın bebe. hadi yardım et bana."

"etmeyeceğim, sen yap ben seni izleyeyim."

"tamam," desi gülerek. kollarını bıraktığında yanağına ıslak bir öpücük bıraktım ve mutfaktaki masaya oturdum. "izle bakalım."

minho hızlı hızlı yiyecekleri tabaklara koyup içeceklerimizi de hazırladığında beraber salona geçtik. salonda changbin ve chan ikilisi yastıkları kaldırarak koltukları birleştirmiş ve oturmamız için büyük bir alan yapmışken felix ve seungmin ikilisi dedikodu yapıyordu.

elimdekilerle yürürken onlara da kaf atmayı es geçmedim. "felix o dedikoduları tek tek bana da anlatacaksın bebeğim!"

"tamam!" dediğinde güldük üçümüz. elimizdekileri sehpaya koyarak oturduk biz de.

"changbin sana noldu?" diye sordu minho. "şu chan'ın sevgilisi olacak çocuk sırtıma çıkmaya çalıştığı için biraz ölmüş gibi görünüyorum."

sweater weather, minsung ✓Where stories live. Discover now