(8) " Akrep "

45.4K 1.5K 104
                                    

Lütfen oy kullanın...

-

-

" 12/10/2023 Kansas City "

Genç adam kendinden emin adımlarla karanlığın içinde ilerliyordu.

Burası onun dünyasıydı burası onun cehennemiydi ve burda o ne isterse o olurdu.

Adalet oydu kurallar onun elindeydi.

Karanlık mahzenin koridorlarında elleri cebinde rahat bir şekilde yürürken insanların acı çığlıkları dolduruyordu kulaklarını.

Kimileri için bu oldukça rahatsız edici ve korkutucu bir durumdu.

Ama bu sesler onu korkutamazdı onu hiç bir şey korkutamazdı.

O boyun eğmezdi , o itaat etmezdi...

O yanlızca can acıtırdı o düşmanlarının ona itaat etmesini sağlardı.

Bakışları zincirlere ve prangalara bağlı olan insanlara her değdiğinde dudaklarının kenarı kıvrılıyordu.

Adalet ona göre bu adaletti.

Adımları onu istediği yere getirdiğinde bakışları ona nefretle bakan adama çarptı.

Sakin adımlarla onun bulunduğu hücreye girdi ve bir sandalye çekip karşısına oturdu.

Başında ki yara yüzünden anlından boynuna doğru akan kurumuş kan lekeleri ile oldukça berbat bir haldeydi.

" Beni ziyarete mi geldin akrep " diye sorduğunda öksürmüştü.

Adam bacak bacak üstüne atarak oturdu ve yüzüne her zaman ki alaycı ve acımasız ifadesini takındı.

" Oldukça iyi görünüyorsun " dediğinde karşısında ki adam ona nefretle bakıyordu.

" Beni öldürmeyip burda tutsak ettiğin için pişman olacaksın " dediğinde adamın dudaklarından alaylı bir gülüş döküldü.

"Ben ne kadar istersem sen o kadar yaşarsın bunu hâlâ anlayamadın mı" dediğinde içeri giren doktor ile gülümsedi.

" Hoşgeldiniz efendim " diyen doktor zincirle bağlı adama uyuşturucu enjekte ettiğinde bakışlarını tekrar ona çevirmişti.

" İsteğiniz üzerine dozları artırdık ve yemeğini iki öğünden tek öğüne indirdik " dediğinde karşısında ki adam anladığına dair başını sallamıştı.

" Çıkabilirsin doktor " dediğinde doktor onun emri ile çıkmıştı.

Bakışlarını uyuşan adama çevirdiğinde oldukça keyiflendi.

Bu gece onun için oldukça iyi ilerliyordu.

"Söylesene akrep korkmuyor musun burda işkence çektirdiğin insanlardan" diye sorduğunda ses tonu oldukça cılız çıkmıştı.

"Korkmamı gerektiren bir durum mu var" diye sorduğunda arkasına yaslanmış ve cebinden çıkardığı sigarasını ağzına yerleştirmişti.

Sigarasını yakıp dumanını içine çektiğinde karşısında ki adamın konuşmasını bekliyordu.

İçine çektiği duman ciğerlerine dolarken serbest bıraktı.

" Burda ki adamlar akrep , sıradan insanlar değil öyle değil mi onlar da benim gibi karanlık ve sen bu kadar çok karanlığı yanında tutuyorsun bu seni korkutmuyor mu " diye sorduğunda adamın tek kaşı havaya kalktı.

"Kendini ve burda ki adamları karanlık olarak görüyorsun bu komik" dediğinde bir nefes daha çekmişti içine.

Ciğerlerine dolan dumanı serbest bıraktığında karşısında ona nefretle bakan adama doğru eğildi.

" Nerde olduğunu ve karşında ki adamın kim olduğunu idrak edemiyorsun bile " dediğinde çenesini sertçe tuttup sıktı.

" Karanlık olarak nitelendirdiğin adamlar ve sen benim karşımda bir hiçsiniz " dediğinde adamın sıktığı çenesini serbest bıraktı.

" Burası benim cehennemim sizlerde cehennemimde yaptıklarının bedelini ödeyen mahluklarsınız " dedi rahat bir şekilde.

Zincirle bağlı adam karşısında bu denli küstah ve kendinden emin konuşan adam ile daha da öfkelendi.

O bir kıyametti ve bu küstah adam bir kıyametti tutsak ediyordu.

" Beni tutsak ettiğin her günün bedelini sana ödeteceğim akrep " dediğinde sırtını arkasında ki duvara yasladı yasladığı için sızlayan sırtı ile dişlerini sıktı.

Duvara yasladığı sırtı aldığı kırbaç darbeleri yüzünden yaralıydı ama bu onun umrunda değildi...

" Ben yeterince bedel ödedim sıra sizde ve her birinize ödeteceğim " dedi ve oturduğu sandalyeden kalktı.

"Bizi burda sonsuza kadar tutamazsın" diyen adam ile akrep gülümsedi.

" Amacım sonsuzluk değil yaşayabildiğiniz kadar tutsağım olursunuz " dediğinde adam küfür savurmuştu.

Akrep hücreden çıkacağı sırada kulaklarına dolan ses ile adımlarını durdurdu.

"Zaafların olmasın akrep çünkü burdan çıkacağım ilk an seni zaaflarından vuracağım söz veriyorum" dediğinde keyifli sesiyle adamın çenesi sinirden seğirmişti.

Derin bir nefes içine çekti ve yüzüne umursamaz ve alaycı ifadesini takındı.

Arkasına döndü ve ona gülümseyerek bakan adama doğru ilerledi.

Bakışlarını üzerinde gezdirdi ve ona aşağılayıcı bir şekilde baktı.

"Benim gibi bir adamın zaafları olmaz" dediğinde cebinden çıkardığı çakıyı adamın boynuna tuttu.

"Sizin ile aramızda ki fark ne biliyor musun sizler zayıfsınız zaaflarınız olsa bile koruyamayacak kadar zayıf" dediğinde boynuna dayadığı çakıyı bastırdı.

"Sen değil beni zaaflarımdan vurmak bunu dile bile getiremeyecek bir adamsın" dediğinde bakışları çakısını dayadığı boyna değdi.

Kanlar süzülerek ağır hareketlerle aşağı inmeye başlıyordu ve bu görüntü onu oldukça tatmin etmişti.

Çakısını geri çekip cebine soktu.

"İyi geceler karanlığın bol olsun" dediğinde ağır adımlarla hücreden çıktı.

Mahzenin koridorlarında ağır adımlarla ilerlemeye başladığında yüzünde o acımasız adamın maskesi vardı.

Kimse göründüğü gibi değildi...

Oyunlar ve oyuncular vardı...

Bir de bu oyunların kurucuları vardı...

Akrep bir kurucuydu...

Kurucu herkesin cehennemi olmaya geliyordu....

Merhaba nasılsınız bu bölüm ne alaka diyeceksiniz büyük ihtimalle ama kitabın ilerleyen bölümlerinde taşlar yerine oturacak ve herşeyi anlayacaksınız...

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere...

Sessiz Çığlıklar ( +18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin