(28) Yaralı Ruhların Acı Feryadı

14K 1.2K 620
                                    

Oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın seviyorum sizi...

Sınır 1000 vote 300 yorum

Bu arada bundan önce ki bölümün sınırını da dolduralım lütfen.

-

-

"Seni seviyorum karıcığım ve beni dinlemek zorundasın" dediğin bedenimi nazikçe arabaya bindirdi.

Araçtan inmeye çalıştığımda emniyet kemerimi takıp yan tarafıma geçti. "Biz burdan ayrılmadan arkada ki araçları göndermeyin hiç bir yere" dediğinde ona inanmaz gözlerle baktım. "Peki efendim endişeniz olmasın siz istemediğiniz sürece hiç bir yere gidemezler dediğinde gitmişti . Agit arabayı çalıştırmıştı.

"Sen ne şerefsiz ne aşağılık bir adamsın ya bıraksana beni!" Sesim o kadar yüksek çıkmıştı ki yüzünü buruşturdu. "Bu kadar bağırma ses tellerin yırtılacak" dediğinde sinirden dişlerimi sıktım.

"Adam kaçırmak bu yaptığın seni polise vereceğim hem kimliğini de deşifre edeceğim. Dört duvar arasında çürüyüp git!" Dediğimde beni dinlemiyor gibiydi. Aracı hızla sürüyordu.

"Sana söylüyorum adi herif beni adamdan saymıyor musun da cevap vermiyorsun!" Dediğimde sıkıntılı bir nefes verdi. "Karım bırak da şu siktiğimin arabasını kullanayım" dediğinde alayla güldüm. Bu adam benimle dalga mı geçiyordu.

"Karım deme bana!" Dediğimde sinirle direksiyonu sıkan parmakları sıklaştı. "Ne diyeyim amına koyayım. Karımsın o yüzden karım diyorum!" Dediğinde ayağımı sinirden sertçe torpidoya vurdum. Torpidonun kapağa tekmem ile kırılırken Agit'in dudaklarının kenarı hafifçe kıvrıldı. "Karımın vurduğu yerde gül biter normalde ama bu gün böyle olsun" dediğinde ona inanmaz gözlerle baktım.

"Arabanın içinden geçerim Karviras bırak beni!" Sert sesim ile dudaklarını ıslatmıştı. "Konuşacağız sonra da bizzat ben senin içinden geçeceğim"

İçimden geçecekmiş şerefsiz.

Araba saatlerce yol almıştı. Gözlerim yorgunlukla kapandığında. Agit'in"Kız çocuğu" diyen sesi ile yüzümü buruşturdum. Gözlerimi açtığımda bir dağ evindeydik. Ona öfkeyle baktığımda araçtan inmiş ve benim tarafıma gelip kapımı açmıştı.

"İn karım" dediğinde dişlerimi sıktım. Özellikle karım diyordu. "İnmeyeceğim konuşalım burda sonra da beni geri götür ya da bırak ben tek başıma dönerim" dediğimde sert bir nefes verdi.

"Ulan dağ başındayız tek başına nasıl döneceksin şimdi in arabadan!" dediğinde sinirle omuz silktim. Eğilip emniyet kemerimi çözdü. Sonrasında ise bedenimi kucağına aldığında kapıyı ayağıyla kapatmıştı.

"İndir beni!" Kulağının dibinde bağırdığımda yüzünü buruşturdu. "Sese karşı hassasiyetim var Devin bağırıp durma" dediğinde daha da yüksek sesle bağırmıştım. Hassasiyeti varmış prensesin.

Dağ evine doğru ilerlediğinde sıkıntılı bir nefes verdim. Evden içeri girdiğimizde bedenimi nazikçe yere indirip ardından kapıyı kapattı. Derin bir nefes verdim , hatırlıyordu öyle mi? Evime üst üste iki kez boşanma protokolü gönderdikten sonra hatırlıyordu. Bana fahişe dedikten sonra hatırlıyordu.

Salonda ki şöminenin önüne geçtim. Yeni yakılmış gibiydi. Şöminenin yanına oturduğumda karşıma geçip oturmuştu.

Gözleri üzerimdeydi ama ben ona bakmıyordum. "Seni dinliyorum" dediğimde şöminenin yanında ki demiri alıp yanan ateşin içinde ki odunlarla oynamaya başladım.

Sessiz Çığlıklar ( +18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin