(29) Kötü Adam ve Prensesi

13.4K 1.1K 436
                                    

Oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın seviyorum sizi ♥️

- Sınır 1100 vote 250 yorum.

-

Yaklaşık olarak bu bir hafta oldukça yoğun geçiyordu. İstanbul'un kalabalığı ve  öte yandan müşterilerin yoğun ilgisi beni oldukça yormuştu. "Devin gidelim mi artık kızım" annemin seslenişi ile yorgun bir nefes verip yaslandığım duvardan doğruldum.

"Kızım çok mu yoruldun?" Yanıma geldiğinde gülümsedim ve yanağına küçük bir öpücük bıraktım. "Ben oldukça iyiyim İnci hanım asıl sizin bu güzelliğinizi sorgulayalım biraz" dediğimde içtenlikle güldü. "Bu hafta çok yoruldun yarın evde dinlen, hatta ben de yarın evde olacağım birlikte keyifli bir gün geçiririz olur mu?" Sorduğu soru ile dudaklarımda içten bir gülümseme peyda olurken bir öpücük daha kondurdum yanağına.

"Olur güzel annem, yeter ki sen iste ben en hayırlı evladın olarak her zaman burdayım" dediğimde kıkırdadı. Bu sırada hafifçe çıkan öksürük sesi ile bakışlarım abimi buldu. İki eli siyah kumaş pantolonunun içine yerleştirmiş ve tek kaşı havaya kalkmış bir şekilde bizi izliyordu.

"Ben hayırsız bir evlat mıyım kestane?" Huysuz homurtusu ile güldüm. Yanına gittiğimde kollarımı beline dolayıp sıkıca sarıldım ve kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Sen mükemmel bir abisin ama kusura bakma mükemmel evlat kontenjanını ben dolduruyorum" dediğimde annem gülümseyerek izliyordu bizi.

"Neyse en azından abiliğim sınıfta kalmamış" dediğinde kollarını belime dolayıp sıkıca sarıldı. Dudaklarını saçlarıma bastırdığı gülümsedim. "Abi eve gittiğimizde çilekli pasta yapalım mı?" Diye sorduğumda gülümsedi.

"Yapalım kestanem yeter ki sen iste, hem bana da iyi gelir cadı kız kardeşim ile vakit geçirmek" dediğinde kaşlarım çatılmıştı. Çatılan kaşlarıma baktığında hafifçe güldü ve burnuma küçük bir fiske vurdu. "Çatma kaşlarını tatlı cadı diye düşün" dediğinde ona tabi tabi der gibi bakmıştım. Birlikte eve geçtiğimizde yol boyunca annemin açtığı türk sanat müziğini dinlemiştik. Bize hitap etmiyordu ama annem için ikimizde sessizce dinliyorduk.

Araçtan inip eve geçtiğimizde dedemin belgesel izlediğini gördüm. Babam henüz gelmemişti. İzlediği belgeselden kalkan bakışları bize değdiğinde gülümsedi ve yanına oturmam için gözleriyle işaret verdi. "Gitme kestanem oraya biz mutfağa kaçalım" abimin kısık sesli homurtusu ile dedemin kaşları çatılmıştı.

"Buraya gelin, torunlarım ile sohbet etmeyi özledim" dediğinde yanına geçip koltuğu oturduk. "Dede her akşam ediyoruz ya sohbet hem pasta yapacağız biz kestaneyle işimiz var" dediğinde abim oturduğu yerden kalkıp bana elini uzattı.  "Sonra yaparsın pastanı Kalender otur şimdi" dediğinde dedemin sert sesi ile tekrar yerine oturdu. "Kaç gündür pestilimi çıkardı zalim" diye kısık sesle homurdandığında dudaklarımı birbirine bastırdım.

Dedemin bakışları bana değdiğinde içten bir gülümseme belirdi dudaklarında. "Restorantta işler nasıl gidiyor güzel torunum bir şeye ihtiyacın var mı?" Sorusu ile gülümsedim. Dedem sert bir adamdı. Abime de oldukça katı davranıyordu ama herkese çatık olan kaşları bana hiç çatılmıyor ve sinirli olduğu zamanlarda bile beni görünce gülümseyerek sakinleşiyor. "Oldukça iyi gidiyor" dediğimde memnun bir şekilde gülümsedi. "Ona ne şüphe güzeller güzeli torunum" dediğinde keyifle bakışları diken üstünde oturan abime değdi. "Şehir dışında ki toplantı nasıl geçti, toparlayabildin mi?" Sorusu ile abim huzursuzca kıpırdadı.

"Her şey yolunda dede endişe etme" dediğinde dedem anladığına dair sallamıştı başını. "Üzerine fazla geliyorum biliyorum ama hepsi senin için torunum" dediğinde abim başını anladığına dair sallamıştı.

Sessiz Çığlıklar ( +18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin