(18) " Masum Mağlubiyet "

43.2K 1.7K 776
                                    

Oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın ✨

-

-

Hayatım boyunca hep karamsar biri olmuşumdur. Bu benim elimde olan bir şey değildi. Çocukluğumdan bu yana kendimde belirlediğim belirli sınırlarım vardı. Sınırlarınız olduğu zaman çoğu konuda daha katı ve sert olabiliyor istekleriniz doğrultusunda daha rahat davranabiliyordunuz.

Bakışlarımı beni kolları ile sarmalayarak kendisi ile bir bütün yapmış adama değdi. Sert yüz hatları ve anlına düşmüş siyah saçları beyaz tenine mükemmel derecede yakışıyordu. Kokusu her bir zerreme karışmış bir şekilde sarmalıyordu bedenimi.

Saatler birbirini takip edip akarken ben onu izliyordum. Uyuyordu ama uyumasına rağmen bilinci acıkmış gibi beni kendinden ayırmıyor ve belirli aralıklarla yüzünü boyun girintime sokup kokumu soluyordu.

Uzun kemikli parmakları bedenimi o kadar sıkı ve sahiplenici bir şekilde kavrıyordu ki onun bedenine bu denli yakın olmak beni tarifini edemeyeceğim duygulara itiyordu.

Bedenim kurak bir çölmüş gibiydi onun dokunuşları ise kurak topraklarıma bahşedilen yağmur damlaları gibiydi.

Ellerim sert çene kaslarına doğru yavaşça sızarak ilerlediğinde kesik kesik nefesler alıyordum. Parmaklarımın altında hissettiğim yeni traş olmuş kısa sakalları ile huylandım. Parmaklarımın rotası dün öptüğüm dudaklarına doğru gittiğinde. İçimde hafif bir sızı belirdi. Dün onu öpmüştüm , hiç hesapta olmayan ve kesinlikle o anki duygularımın ağır basması sonucu yaptığım bir şeydi. Şu an ki durumum o an için geçerli olsaydı bunu asla yapmazdım. Bunun nedeni pişmanlık değildi , sadece onu ilk öpüşümün belki de daha doğru ve doğru bir zaman diliminde olmasını istememdi.

Dudaklarımın kenarı hafifçe kıvrıldı, o an ki bakışları ve kasılan bedeni ile onu gafil avlamıştım. Tâbi bir de siyah harelerinin ışıldayarak bakması vardı.

Parmaklarım alt dudağının çizgisinde hafifçe gezinirken. Elimi tutup dudaklarına ilerleterek avuç içilerime küçük öpücükler bırakmaya başladı.

Yüzüm hafifçe kızardığında elimi geri çekmek için çabaladım ama eli hiç bir şekilde elinin arasında küçücük kalan elimi bırakmıyordu.

" Üzerime gel " dediğinde çatallaşmış sesi ile gözlerim kocaman açıldı.

Uyku mahuru olduğu için mi böyle söylemişti yoksa ateşi tekrar çıkmış ve yüksek ateşten sağlıklı düşünemediği için mi söylemişti emin değildim.

Bedenimi aniden altına alması ile dudaklarımda küçük bir çığlık döküldü. Bakışları yüzümün her bir santiminde gezerken gözlerimin önüne düşmüş perçemlerimi işaret parmağının tersi ile nazikçe çekip onu daha net görmemi sağladı.

İnce uzun kemikli parmakları boynuma doğru hafifçe süzüldüğünde dilini damağına vurmuş ve keyifli bir şekilde çehremi incelemişti.

" Fazla sakinsin " dediğinde sağ kolundan güç alarak duruyordu. Sol eli ise köprücük kemiğimin üzerinde sabit kalmış orayı nazik hareketlerle okşuyordu.

Boğazımda oluşan yumrular ile yutkunduğumda bakışları boynuma inmiş ve göğüs çatalıma doğru ilerleyerek devam etmişti.

Sessiz Çığlıklar ( +18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin