(22) "Ayna'nın İki Yüzü +18"

56.1K 1.3K 559
                                    

Oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın.

-

SINIR 1000 VOTE 200 YORUM

&

Yüzümü avuçları arasına aldığında eğilip dudaklarımın üstüne küçük bir öpücük bıraktı. "Benim için sadece sen varsın bunu sakın unutma olur mu saçma sapan konular yüzünden sıkma o güzel canını" sesi bedenimi sakinleştirmeye yetmişti. Ellerim ellerine ulaştığında avuç içlerini dudaklarıma götürerek öptüm. Kokusu tüm dengemi alt üst ederken nefesimin kesiliceğini düşündüm.

Mahvediyordu tüm dengemi alt üst edip beni mahvediyordu.

"Benim için de yanlızca sen varsın. Bu kalp bu bedende attığı sürece sana ait Karviras bunu unutma olur mu" sesim titremişti. Çenemi nazikçe tutup üst dudağımı dudaklarının arasına aldı. Nefesi içime sızarken öptü. Benden asla vazgeçmeyeceğini kanıtlamak ister gibi öptü.

Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında sıcak nefesini yüzüme bıraktı. "Karım" diye fısıldadığında gülümsedi. "Benim kadınım" kendi kendine söylediği sözler ile yüzünde içten bir gülümseme belirmişti. "Sarhoş ediyorsun beni kokunla, gülüşünle, nazlanışınla sarhoş ediyorsun beni" dediğinde elimi hızla çarpan kalbinin üzerine bıraktı. "Burası bir senin için böyle atıyor amınkoyayım. Bir sana deli gibi çarpıyor. Göğüs kafesimi parçalıyıp çıkacakmış gibi bir sana çarpıyor" dediğinde saçlarımdan öptü. "Bedenim sana hazırlıksız yakalandı kız çocuğu. Çırpınıyor sana olan aşkıma alışmak için çırpıp duruyor" sesi eşsiz bir melodi gibi çıkarken avucumun altında deli gibi atan kalbi ile bu anda sonsuza kadar kalmak istedim.

"Yenildim karım ben sana yenildim"

Dudaklarını son kez anlıma bastırdığında arabayı çalıştırmıştı. Başımı cama yasladığımda akıp giden yolu izlemeye başladım. Dakikalar sonra konağın önünde duran araçtan indiğimde elimi sımsıkı tutmuş ve içeri yönlenmişti. Küçük adımlarım büyük adımlarına yetişmek için hızlı ilerliyordu. Avludan içeri girdiğimizde Zerda nene'nin sert soğuğa rağmen oturduğu divandan bizi izlediğini fark etmek bedenimi istemsizce germişti. O gün ki kavgadan sonra bir daha diyaloğa girmemiştim onunla çünkü çekiniyordum. Agit'e olan sevgisi o kadar büyüktü ki onun için nedenler ve ya sebepleri önemli değildi önemli olan tek şey torununun iyi olmasıydı. Bana karşı olan davranışları Agit ile aramın nasıl olduğuna bağlı. Bu durum beni çok rahatsız etmişti ve bu saatten sonra kimsenin kalbini kazanmak için çaba sarf etmeyecektim. Yeterince yıpranmış ve tükenmiştim.

"Hayırlı akşamlar torunum neşeniz daim olsun. Torun haberi ne zaman geliyor" kahvesini içmeden önce söylediği sözler ile sıkıntılı bir nefes verdim. Agit'in baş parmağı elimi okşarken güven vermek ister gibi gülümsedi.

Bakışları Zerda nene'ye döndüğünde ise gerginliğim daha da artmıştı. Çocuk istemiyordum. Agit bu kararıma saygı duyup anlayışla karşılamış ve bu konuda beni kırmamıştı ama nenesi bu konuda oldukça sert ve kararlıydı.

"Çocuk yapmayacağım babaanne sen de kapat bu konuyu" dediğinde merdivenlere yönelmiştik. "Yapmayacağım da ne demek sen beni öldürmek mi istersin!" Sesi o kadar sert ve yüksek çıkmıştı ki Agit'in elini sıkmış ve ondan güç almaya çalışmıştım. Haklıydı göz bebeğinin çocuğunu görmek istemesi oldukça normaldi ve ben bu haklılığın altında eziliyordum.

Agit'in arkasına dönüp babaannesine baktığında sırtının gerildiğini gördüm. "Ne demekse o demek sen de daha fazla irdeleme. Bu saçma konu yüzünden de karımın üzerine gitme sakın" dediğinde sesi sert ve uyarı niteliğinde çıkmıştı.

Sessiz Çığlıklar ( +18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin