(21) "Sanrı"

34K 1.2K 816
                                    

Oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın:)

-

" Не бросай меня, как моя мать" kulaklarıma fısıldadı. Ne söylediğini bilmiyordum ama sesi can çekişiyormuş gibi çıkmıştı...

Bir kolu beni sımsıkı sarmalarken kulaklarıma yine bilmediğim anlamadığım bir dilde fısıldadı.

Bedenimi göğsüne yaslayıp ondan güç aldım. Onun varlığı bana hep güç veriyordu. Benden bir cevap bekleyen insanlara baktım. Hayatıma bodoslama dalmış ve şimdiye kadar yaşadığım onca acının bir hiç uğruna olduğunu söyleyip bana yeni bir hayat vaad ediyorlardı. Peki vaad ettikleri hayat yaşadığım hayatı sevdiğim adamı terk etmem için yeterli miydi. Elbette değildi.

Sanrı gibiydiler birazdan kaybolacak ve bir daha karşıma çıkmayacaklardı. Karşımda ki bu insanlar birazdan yok olacak birer sanrı gibiydiler. Agit'in karnımı sarmalayan kollarını sıkarak güç topladım. Ona doğru dönüp kokusunu içime çektim. Bakışları üzerimdeydi. Her bir anımı hafızasına kazımak ister gibi dikkatle izledi. Sonrasında ise dudaklarından dökülen yabancı kelimeler ile kaşlarım bir kez daha çatıldı.

" Я буду любить тебя, даже если ты оставишь меня "

Öküz anlamadığım hâlde rusça konuşuyordu. Türkçe altyazı seçeneği de yoktu. Küfür ediyor olabilir miydi. En yakın zamanda Rusça öğrenmeliydim. Küfür ediyorsa bile karşılık küfür edip kavga ederdik en fazla.

"Az önce ne söyledin bilmiyorum Karviras ama benden kurtulmayı unut" dediğimde gerilen bedeninin gevşediğini hissettim. Küfür etmiyordu o zaman.

"Seni seviyorum eğer sende bir mecburiyet kalmamasına rağmen bu kız çocuğunu karın olarak görüyorsan seninle yaşlanınca bile kavga eden o emekli çiftlerden olalım. Sabahları erken kalkıp gazete okursun. Ben de yemediğin hâlde tatlı yapıp trip atarak yedirtirim. Var mısın benimle bir ömür boyu kavga ederek yaşamaya. Nazımı çekip seni sevmeme var mısın. Seni çok seven bu kız çocuğunun eşi olmaya devam eder misin" diye sorduğumda derin bir nefes verdim. "Bu bir nevi evlilik teklifi de sayılır bence By Karviras siz bana teklif etmemiştiniz ama ben farkımı ortaya koyup teklifi de araya sıkıştırıyorum" dediğimde gülümsedi. Elleri ile yüzümü avuçları arasına aldığında iç çekti.

"Yaşlanınca daha da nazlı olursunuz ama yapacak bir şey yok karımın nazını çekerim. Evlilik teklifinizi kabul ediyorum. Yaptığınız tatlıları da  sokaktaki çocuklara dağıtırım sonuçta yediğime içtiğime dikkat etmem gerekiyor. Sabahları erken kalktığımda kendimle birlikte karımı da kaldırırım" dediğinde anlımdan öptü. 

"Yaşlı bir ihtiyar olduğun zaman vücuduna bakmana gerek yok çıldırtma beni. Göbek salacaksın hatta kel de olabilirsin ben seni kel ve göbekli de severim sonuçta göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer" Dediğimde güldü. Onu bırakmak mı asla. Seviyordum bu adamı çok seviyordum. Karşımda ki insanlara baktığımda benimle aynı ton olan kahverengi gözleri öfkeyle baktı kollarının arasında olduğum adama. Yumruklarını sıkıyordu.

Abim olduğunu söyledi. Ne ironi ama abim olduğunu düşündüğüm adam bana Agit'i getirmişti. Abim olduğunu söyleyen adam ise benden onu almak istiyordu.

"O adam sana kötü davranıyor hatta şiddet bile uyguluyor olmalı. Böyle adamları bilirim. Ondan korkuyorsan bu yüzden böyle davranıyorsan korkma. Yanındayım abin yanında." Dediğinde Agit sinirle soludu. "Ben onun tırnağı taşa değse dünyayı kendi cehennemimde yakarım" sesi oldukça sert çıkmıştı. Ona doğru gidecekti ki elini tutup bana bakmasını sağladım . "Sakin ol kocam bana bırak. Kendini karına bırak" dediğimde göz kırpıp onu arkama aldım. "Karıma kurban olurum" dediğinde kısık sesle gülümsedim. Bakışlarım Kalender'i buldu.

Sessiz Çığlıklar ( +18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin