Bugün yaşadıklarımı bir düşününce bana fazlasıyla acayip geliyordu.
Leehan'ın birdenbire bana olan tavrını, hareketleri vb. değiştirmesi, Jae'nin bana bir şeyler söylemeye çalışması fakat benim -hiç şaşmaz- bir türlü anlayamam...
Bugün olan çoğu şeyi çözemedim, hatta her şeyi de denebilir...
*****
Taesan'ın ağzından:
Her şeyi görmüştüm, biliyordum da zaten...
Leehan'ın ona olan bakışları, onu kucağına oturtup onunla ilgilenmeleri benim gözümden fazlasıyla tahmin edilebilinirdi...
Onu boynundan kokladığını gördüm, sıkı sıkı tutup onu sardığını ve bütün bunları yaparken zevk aldığı için sırıttığını da sanırım en iyi ben gördüm...
Evet, otobüs boyunca her şeyi gördüm ama bütün bunların yanında bugünki kahvaltı da var...
Peki ya o, Leehan, beni kullanmış mıydı?
Sanırım bu kullanıldığım mânâsına gelmezdi çünkü ben onun benden hoşlandığını düşünerek hata yapmıştım.
Dürüst olmak gerekirse ben de ondan hoşlanmaya başlamıştım ama daha yolun başındayım nasıl olsa, şimdi bırakmam en iyisi...
Evet, biz arkadaştık; bir an için yanlış duygulara kapılmış olsam da arkadaştık evet...
Bir daha ona asla o gözle bakmamaya yemin etmiştim, aksi taktirde bu yaptığım yanlış olurdu.
Leehan, Riwoo'ya ve Riwoo, Leehan'a aitti... Başkasının olana en başından göz dikmemeliydim fakat hatanın neresinden dönsem kâr değil mi?
Onunla bu konuyu kesinlikle konuşacaktım çünkü en iyi arkadaşlar bunu yapar...
Eğer beni o gözle bakıyormuş gibi hissettirdiyse, sevgimiz o türde olmadığından en yakın arkadaş olmalıydık, değil mi?
En başından vazgeçmek sonrasında canımı çok yakmayacak, buna eminim.
En başından vazgeçerek iyileşebilirim, bunu yapabilirim, yapacağım...
*****
Leehan ders boyunca Liu'yu izlemişti. Bunu yapması bir âşık olarak en doğal şeydi elbette...
Ne yaparsam yapayım hâlâ garibime gidiyordu.
Madem onu seviyordu peki ya bunu neden şimdi belli etmeye çalışıyordu ki?
Şimdiye kadar neden hiçbir hamle yapmamıştı ya da neden şimdiydi?
Birdenbire olması aklımı karıştırıyordu işte...
Sonunda öğlen arasıydı...
Kalkıp Leehan'ın sırasına onu almaya gittim, onunla bu öğlen arası Riwoo konusunda konuşmaya kararlıydım...
Sweatinin kapüşonundan tutup onu yerinden kaldırdım.
Dürüst olmak gerekirse bugün baya şık olmuştu...
Mevsimlik su yeşili yarım kollu bir kapüşonlu ve onun üstüne de beyaz ve şık bir şapka... Uzun ve kıvrımlı, turuncu saçlarının üzerinde duran şapkası ve kıyafetleri bugün ayrı bir hoş görünüyordu...
Leehan'ı kolundan çektim ve birlikte yemekhaneye inip yemek sırasına girdik.
Leehan hemen önümde yemeğini aldıktan hemen sonra ben de aldım.
Arkamı döndüğüm sırada Leehan orada yoktu! Nereye gittiği -benim tarafımdan- tahmin edilebilinirdi fakat ben yine de öncelikle etrafıma bakındım.
Onu bulduğumda tahmin ettiğim yerdeydi, kendi kendilerine takılmak isteyen Riwoo ve Jae'nin yanı başındaydı...
Hızla onlara doğru yöneldim çünkü sanırım Leehan fazla aşıktı ve şuan Jae ile Riu'nun yalnızca birlikte oturuyor olmasını kıskanıyordu (?)
Yanlarına vardığımda Leehan'ın hararetle ''Sizinle oturmak istiyorum dedim ya puşt'' dediğini duydum.
Jaehyun ise ''Ya amk Riwooya bir şey anlatmam gerek dedim ya anlamıyor musun?!'' dedi ve ''ÖZEL BİR ŞEY'' diyerek bunu bastıra bastıra belirtti.
Anlayacağınız üzere Jae ve Liu'nun aralarında özel bir şey konuşması gerekiyordu fakat Leehan onları baş başa bırakmamakta kararlıydı.
Onu kolundan çekip ''Bizim de konuşmamız gerek'' dedim.
Buna karşılık Leehan ''Ne konuşacağız lan!'' dedi yüksek bir sesle.
''Konuşacağız dedim işte yavşak, ne uzatıyorsun?!'' dedim bu defa ben de sesimi yükselterek.
Sanırım ben galip gelmiştim...
Leehan ''Piç'' deyip sırıtırken Jae'nin kafasına sert bir biçimde vurdu.
Leehan'ın bunu yaparken ciddi olduğuna emindim fakat gülümsemesi kafa karıştırıcıydı.
Jae de buna karşılık güldü ve ''O hâlde selametle git kardeşimmm'' dedi Leehan gibi dışardan ciddiyetsiz görünen bir tavırla.
Gitmeden önce Leehan ''Riwoo sonra konuşalım mı, beraber, ikimiz tek...'' gibi şeyler gevelemeye başladı ağzında, bu bir çeşit baş başa date teklifi gibi birşeydi sanırım (?)
Fakat şuan date çıkacaklarını hiç sanmıyordum, sevgili değillerdi sonuçta...
Bunları Riu'ya söyledikten sonra gideceğimiz esnada elini omzuma atmıştı.
Evet eli omzumdaydı fakat yalnızca arkadaş olarak...
Biz arkadaştık sonuçta ve birazdan ona bunu kanıtlayacaktım...
**********
Bilerek kısa yaptım çünkü why not?
Her zaman uzun bölüm yazıyorum değişiklik olsun istedim ehe
Yeni bölüm bu okununca yüklenir
Şimdilik bu KISACIK bölümle yetinin
Oy vermeyi unutmayın <333
**********
YOU ARE READING
AŞK-I BONEDO | BOYNEXTDOOR
FanfictionMekanımız bir lise ve karakterlerimiz ise birbirlerine gönülden bağlanmış başları ve sonları bir 6 can dostu... Bu bir kavuşma hikayesi; her ne kadar olaylı olsa da... Sonuçta o damarlardan akan kan deli, düşüncesiz ve kavuşmaksa bi o kadar zor...
